Yağlı Güreş nereye gidiyor?

Her makalemle dile getiririm. Bizim Ata sporumuz Güreştir!

Yağlı Güreş de yüzyıllar boyu süre gelen ve ilelebet devam edecek olan bir geleneğimizdir.

Ancak yağlı güreşin dokusu ile özellikle son dönemde çok oynanmaya başladı.

Etnik kimlik ile oynanarak atalardan yadigar kalan, destanların yazıldığı, atalarımızdan miras kalan yağlı güreşe daha ne kadar zarar verilecek?

Dünya’nın çeşitli ülkelerinin tarihi, öz sporları hiç bir değişiklik yapılmadan devam ediyorsa Türkiye'de de yağlı güreş, nerede, nasıl, ne şekilde yapılıyorsa ve nasıl güreşlere katılım sağlanıyorsa o şekilde devam etmelidir.

Başpehlivanların tamamı Kırkpınar'da güreşmelidir.

Kırkpınar’da, diğer boy ve kategorilerde lisansları olan sporcular Edirne'de güreşmelidir.

Her sporcunun ailesi ve velisi akrabası Kırkpınar’da güreş seyretmeli, çocuklarını görmeli.

Yağlı Güreş Ligi, Kırkpınar Güreşleri’nin önüne geçmemelidir. Bu lig sporcularda büyük sakatlıklara yol açmıştır.

Yağlı Güreş Ligi'ndeki cazip ödüller, maddi kazançlar, serbest ve grekoromen güreş yapan kulüp sporcularının yağlı güreşe kaçmalarına neden olmaktadır.

Minder güreşinde yıldız ve genç takım sporcuları maddi kazanç uğruna minderden, Milli takımdan uzaklaşma durumuna gelmiştir. Bu da araştırmalarımız sonucundan ortaya çıkmıştır.

Son olarak yağlı güreşte araştırma yapmadan, yağlı güreş camiasına danışılmadan, yağlı güreş antrenörlük kursları açılmaktadır.

Bunun da kamuoyuna sunulmaması fevkalâde üzücüdür.

Yağlı Güreş “Usta – çırak” ilişkisidir.

Dediğim son süreçte yağlı güreş ve Tarihi Kırkpınar’ın dokusu zarar görmektedir.

Kamuoyuna saygılarımla arz ederim…