Yağlı güreşte AĞA olmak!
Yağlı güreşlerde bir ritüeldir çayır ağaları...
Yöre güreşlerinde, bir de Edirne Kırkpınar Güreşleri’nde ağalar ihale sonrası belli olur.
Ağalar yağlı güreşin olmazsa olmazıdır.
Geçmişten günümüze kadar bu çayırlara birçok ağa geldi, kimileri vefat etti kimileri ise hayatlarına devam ediyor.
İz bırakan Alper Yazoğlu, Haspi Menteşoğlu, Hüseyin Şahin, Mustafa Saruhanlı, Ramazan Güven gibi ağalar yağlı güreş er meydanında hayli iz bıraktı.
Her birinin emeklerine sağlık.
Onlar sadece kazandıkları güreş için para vererek ağalık yapmadılar.
Eski pehlivanlara, müşkül durumda olan sporculara maddi destek sağladılar, kispet yaptırdılar, hasta olanlara ilgilendiler, gıda yardımında bulundular vs…
Kısacası ağalık düsturunu en iyi şekilde yaparak Türk güresine damga vurdular.
Son yıllarda kimi ağaların yağlı güreşe müdahil olmaları, bazı güreş organizasyonlarındaki kötü görüntüleri dikkat çekmeye başladı.
Ağa hakem değildir, ağa basın da değildir…
Ağalar ağalığını yapmalı, her şeye müdahale etmemeli.
Aslında takınması gereken tavırların neler olduğunu TGGF Başkanı Sayın İbrahim Türkiş, MHK ve gözlemciler çok güzel ifade ediyorlar.
Buna inat edenler ise can sıkıyor!
Dediğim gibi ağaların son dönemde ön plana çıkması camia açısından hoş karşılanmıyor.
O zaman önüne gelen varlıklı insanlar parayı basar, Ağa olur, Kırmızıgül plakalı araç ile hava atmasını bilir.
Önemli olan Ata sporu yağlı güreşe ne kadar hizmet ettiğidir.
Zira bu spor çok zor şartlarda yapılıyor.
Geleceğin şampiyonları yetişecekse, bu spor yaşatılacaksa ağalar da gereken hassasiyeti göstermelidir.