Darp iddiası tersine döndü: Öğretmen ve veli mahkemelik oldu
Kocaeli'nde 10 yaşındaki öğrencisine şiddet uyguladığı iddiasıyla açılan davada öğretmen delil yetersizliğinden beraat ederken, öğrencinin annesi hakkında iftira, tehdit ve hakaretten dava açıldı.
Kocaeli’de, geçen yıl 24 Kasım’da Öğretmenler Günü’nde, 10 yaşındaki A.F.Ç. adlı öğrenci, öğretmeni E.A. tarafından şiddete uğradığını iddia etti. A.F.Ç.’nin, öğretmeni tarafından sınıfta tokat yediği ve saçının çekilerek yere savrulduğu öne sürüldü. Olayın ardından, öğrenci A.F.Ç.’nin annesi Hülya Kartal, durumu öğrenmek için okula başvurdu ancak okul yönetimi böyle bir olayın yaşanmadığını söyledi.
ŞİKAYETÇİ OLDU
Anne Hülya Kartal, oğlunun şiddet gördüğünü öğrenmesinin ardından polise giderek öğretmen E.A. hakkında şikayette bulundu. Ancak, öğretmen E.A. hakkında açılan davada, delil yetersizliği nedeniyle beraat kararı verildi.
DAVA AÇILDI
E.A., şiddet iddialarının asılsız olduğunu savunarak, Hülya Kartal hakkında iftira, hakaret ve tehdit suçlamasıyla dava açtı. Öğretmen, anne hakkında yalan söylediğini, okul yönetimini rahatsız ettiğini ve öğrencileri korkuttuğunu öne sürdü.
"SAPIK GİBİ TAKİP ETMİŞSİN"
Öğretmeni tarafından darp edildiğini ileri süren 10 yaşındaki A.F.Ç., "Kafama tokat atılarak, bir de saçım çekilerek şiddete maruz kaldım. Olaydan bir gün önce sınıflar arası kavga olmuştu. Olay günü okula gittiğimde kavga ettiğimiz kişilerin öğretmenleri tarafından hakarete uğradım. 'Benimle böyle konuşamazsınız' dedim. Sınıf öğretmenim de öğrencileri eve kadar arkadaşımla takip ettiğimizi ve kapının zilini çalıp kaçtığımıza yönelik şikayet aldığını söyleyerek beni darp etti. Oysaki ben değil bizim sınıftaki diğer çocuklar takip etmiş, suç bana ve diğer arkadaşım üstüne kaldı. Öğretmen, diğer arkadaşımla birlikte beni tahtaya kaldırdı. 'Çocukları sapık gibi takip etmişsin' dedi. Arkadaşım olayı anlattı ve yerine oturdu. Ben tam olayı anlatacakken öğretmen kafama tokat attı. Sonra gitti beni yerime oturtturdu. 'Bu salak çocukla bir daha konuşmayın. Siz de bunun gibi mal olursunuz' dedi. Bu hakaretlerin üstüne eve gitmek istedim. Sınıftan çıkmaya çalıştım, kapıya doğru koşunca öğretmenim beni yakaladı. Saçımı çekti ve yere doğru savurdu" diye konuştu.
"ÖĞRETMENLER GÜNÜNDE DAYAK YEDİM"
A.F.Ç., öğle arası eve gittiğini ve durumu annesine anlattığını da ifade ederek, "Öğretmenler Günü'nde dayak yedim, mağdurum ve şikayetçiyim. Darp raporu alıp karakola gittik. Daha önce de aynı öğretmen bir çocuğun kafasını tahtaya vurmuş. Çocuğu merdivenlerden düştü diye ikna edip annesine yalan söylemişler, sonrasında anne gerçeği öğrendi. Beni şikayetimden vazgeçirmek için çok çalıştılar. Bütün sınıfın ortasında dayak yemek bana kötü hissettirdi" dedi.
"POLİS İSTEDİM"
Anne Hülya Kartal ise oğlunun olay günü eve ağlayarak geldiğini ve öğretmeni tarafından darp edildiğini söylediğini belirterek, şu ifadeleri kullandı: "Okul yönetimiyle görüşmek için oğlumu da yanıma alıp gittiğimde muhatap bulamadım. Alt kata indiğimde oğlumun sınıfının koridorunun önünde 20 küsur öğretmen ve müdür yardımcısını gördüm. 'Hocam ne oluyor burada, oğlum neden dayak yemiş? Bana bir açıklama yapmalısınız' dedim. Müdür yardımcısı öyle bir durumun olmadığını söyledi. O zaman 'Kapının önündeki bu tedbir ne? Çocuk dayak yedirmediyse öğretmen bana bir cevap versin' dedim. Çok üzgündüm, ağlayarak soruyordum. Baktım ki olayı kapatmanın derdindeler, yüksek sesle polis istediğimi söyledim."
"BAŞKA ÇOCUKLAR YAŞAMASIN"
Olay sebebiyle öfkeli olduğunu söyleyen Kartal, "Mağdur edilmiş bir çocuğun annesiyim. 'Polis istiyorum' diye birkaç kere bağırınca hiç polis de çağırmaya niyetleri yoktu. Merdiven üstünde fenalık geçirmeye başladım. Daha sonra polis geldi, darp raporu alarak şikayette bulunduk. Oğlum korktuğu için okula birkaç gün gidemedi. Okul müdürünü aradım, 'Hocam çocuğu okula göndermem lazım. Dersten geri kalıyor' dedim. Müdür, 'Onu öğretmenimizi şikayet etmeden önce düşünecektin. Şikayetini geri çek, sorun kalksın' dedi. Adalet arayışını devam edeceğim. Çocuğumun yaşadığı şeyin bedelini başka çocuklara da yaşatmayacak. Olay yaşandıktan sonra bir kadın da kapıma gelerek, yeğeninin de aynı öğretmeni tarafından darp edildiğini söyledi" şeklinde konuştu.
"NE HİKMETSE KAMERA BOZUKMUŞ"
Okul müdürü tarafından tehdit edildiğini de ileri süren Hülya Kartal, "Bana 'sen burada teksin, öğretmenimizin şikayetini çekeceksin harcattırmayız. O davayı çekmezsen biz de senin okul kapısını kırdığını ve öğretmenimizi tehdit ettiğini söyleriz' dedi. Ben de onlara, 'sınıfın tepesinde kamera var, öyle bir iftira yapamazsınız. Çocuğun dayak yediğinde o kamera çekmiştir. Benim o kapılara gelip bağırıp çağırıp tehdit etmediğimi, sadece yerlerde ağlayıp bayıldığımı, düştüğüm görülecektir' dedim. Ancak kameranın bozuk olduğunu söyledi. Ne hikmetse geçen sene dayak yiyen çocuk zamanında da kamera bozukmuş" diye konuştu.
"YÜZDE 40 RAPORU VARDI"
Kendisine karşı iftira, hakaret ve tehdit suçlamalarıyla dava açıldığını savunan Kartal, "Çok yıpratıcı süreç, psikolojimiz bozuldu. Oğlum okula ağlayarak zorla gidiyordu. Bu zor süreçte okulun anneye destek olması gerekirken, çocuğumun ve benim hayatımı çıkmaza soktular. Bana karşı hakaret, iftira ve tehdit davası açtılar. Okulda kapı kırmışım, öğretmeni 'görevinden attıracağım' diye tehdit etmişim. Çocuğu dövülmüş bir anne olarak sanık sandalyesine ben oturtuldum. Bir anne olarak çocuğumun hakkını arıyorum diye çok mağdur edildim. Çok yıprandım, adalet istiyorum. Tek istediğim benim oğlum gibi başka çocuklar bu olayı yaşamasın. Beni şikayet ettikleri için sanık kürsüsüne oturtuldum. Çocuğunun hakkını isteyen bir anne olarak sanık kürsüsünde olmayı hak etmedim. Bunca olay yaşayan çocuğumun adaleti alamamasına üzülüyorum. Oğlum hiperaktif olduğu için olay tarihinde yüzde 40 raporluydu. Çocuğumun kalp ritim bozukluğu var. Okulda birkaç defa bayılmış. Çocuğumun hasta olduğunu, raporlu olduğunu biliyorlar" dedi.