Bal arısının öyküsü
Yarın sabah 11.45’de güneşin hangi noktada bulunacağını kesin şekilde belirtebilir misiniz? Bu çok zayıf bir ihtimaldir.
Yarın sabah 11.45’de güneşin hangi noktada bulunacağını kesin şekilde belirtebilir misiniz? Bu çok zayıf bir ihtimaldir. Fakat bir balarısı için, böyle işlemler çocuk oyuncağı sayılır. Yılım hangi mevsiminde, günün hangi saatinde güneşin nerede bulunduğunu, bütün canlılar arasında belki de en iyi bileni, balarısıdır. Çünkü bütün faaliyetleri bu bilgiye bağımlı düzenlenmiştir. BAL ARISI güneşe bakarak yolunu bulur. Bulduğu çiçekleri, kendi arkadaşlarına, güneşe bakarak tarif eder. Sonra hep beraber giderler, o çiçekleri, elleriyle koymuş gibi bulurlar. İsterse aradan saatler geçmiş, güneşin gökyüzündeki konumu değişmiş olsun. Arıların hesabında gerekli ayarlamalar her zaman en sağlıklı bir şekilde yapılır ve adres asla kaybedilmez.
Peki, hava bulutlu olduğu zaman arılar ne yapar? Hiçbir şey değişmez. Yeter ki bulutların arasından bir parça mavilik görünsün. Oradan gelen ışığın polarizasyon düzlemini bulur, güneşin nerede saklandığını yine çıkarırlar. Ve, görünmeyen güneşin konumuna göre adres tarif ederler, adres bulurlar.
Işıktaki polarizasyon hadisesini insanlar on dokuzuncu yüzyılda keşfettiler. Oysa balarıları, binlerce senedir polarize ışığı kullanarak yollarını buluyor ve asla şaşırmıyorlar. BAL ARISI göğün maviliğine bakıp güneşin yerini hesaplamayı şuursuz tabiattan yahut kör tesadüften öğrenmedi. Balarısının minicik beynine, güneşin yıllık hareketlerini bunlar programlamadı. Aslında balarısının bunlardan hiçbirine ihtiyacı yok. Çünkü onun, her şeyi gören ve her şeyi bilen bir Rabbi var.
Şahit mi? İşte balarısı, işte güneş…Arı, kendi varlığına ancak kendisi kadar şahitlik ederken, Rabbinin varlığına ve birliğine, güneşle el ele verip öylece şahitlik eder. Ve kendisine yol gösterenin, güneşi ve ışığı yaratandan başkası olamayacağını, güneş kadar açık ve parlak bir şekilde gösterir.
Rabbin balarısına ilham etti:’’ Dağlardan, ağaçlardan, insanların kurduğu kovanlardan kendine evler edin. Sonra meyvelerin hepsinden ye de, Rabbinin sana has kıldığı, şaşırmayacağın yaylım yollarına çık.’’ Onların karınlarından çeşitli renklerde bir şerbet çıkar ki, onda insanlar için şifa bulunur. Düşünen bir topluluk için şüphesiz bunda bir delil vardır. NAHL SURESİ, 68-69.
(1) Bakıp da Görmediklerimiz, Ümit Şimşek, s.130-132.
Yukarıda çok ibretli öyküsünü dinlediğimiz BAL ARISI için aşağıdaki dizeler de bendenize ilham edilmiş;
BAL ARISININ ÖYKÜSÜ
Uçar oynaşarak bin bir çiçekle
Bal yapar arılar pek çok emekle..
Güneşe bakarak yolunu bulur
Raks edip uçarak yola koyulur..
Dakik bir keşifle bir rota izler
Güneşin konumu ona yol çizer..
Nereden öğrenmiş gökbilimini?
Bulur güzergâhın her dilimini..
Aradan saatler geçsin isterse
Güneşin konumu hep değişse de..
Yine de yolunu bulur arılar
İnce bir hesapta ayarlamalar..
Kafi bulutlardan mavi bir ışık
Arı iz bulmaya hepten alışık..
Gökteki güneşin hareketleri
Arıya rehberdir yıllardan beri..
İşte balarısı ve işte güneş
Bir ince uğraşla olmuş gönüldeş..
Güneş çiçek arı; yapar şerbeti
İbretle gösterir Yüce Kudret’i..
Petekler dokumuş arı kovanla
En güzel rayiha konulmuş bala..
Çiçeklerden emer en sanatkâr dil
Rabbin birliğine en açık delil…..
Hikmet Erbıyık, 05.05.1997, Florya