Ben olsam aday olmazdım

İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in düştüğü durum çok ilginç.

İzmit başkanlığı boyunca Büyükşehir için yatırım yaptı. Farklı ilçelerden belediyeye personeller aldı.

Gitti boy boy reklamları Gebze ve başka ilçelerde verdi. Kendini tanıttı.

İzmit başkanıyken farklı ilçelerdeki derneklerle, kooperatiflerle arayı hep iyi tutma gayretindeydi. Kahvaltılar düzenledi. Hemen İzmit’in dışına açılmak için farklı farklı planları kendi dönemi boyunca uygulamaya koydu.

Daha sonra partisi ona Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını teklif etti.

Fakat ilçelerle ilgili şerhler koyarak, mazeretler türeterek Büyükşehir adaylığından adeta kaçtı. Herhalde seçimi kazanabileceğine dair bir ışık görmedi.

Daha İzmit Belediye Başkanlığına aday olmayacağını dillendirdi. Göreve geldiği ilk günlerde bile bunu yaptı. Son olarak hatırlayın, Çağdaş Kocaeli Gazetesini temmuz ayında kahvaltıda ağırladığında, “İzmit’e aday olmayacağım ama siyaseti de bırakmıyorum. İzmit’te yapmam gereken her şeyi yaptım” demişti.

Büyükşehir’de papuç pahalı gelince, Fatma hanım İzmit’le ilgili kurduğu tüm cümleleri yedi yuttu, aday olmak istedi. Büyükşehir adaylığını da türlü gerekçelerle reddedince, Genel Merkez İzmit’te ‘ön seçim’ diyerek herkesi dumura uğrattı.

Siz bakmayın Sayın Hürriyet’in, “Belediye başkanının talebiyle ön seçim yapılıyor” demesine.

Fatma hanım kan kussa, “kızılcık şerbeti içtim” diyecek potansiyelde bir siyasetçi. Kuyruğu dik tutuyor derler ya, ön seçimle ilgili verdiği beyanat da tam olarak budur.

Sadede gelecek olursak, Başkan Hürriyet ön seçime katılarak bana kalırsa yanlış yapıyor.

Bir kere, ön seçimden çıkma ihtimali bugün itibarı ile zayıf. Çıksa da çok küçük bir farklı kazanma ihtimali var.

Peki bunun çarpanları ne olur?

Kendisi her hâlükârda seçime yaralı girecek. Sandıktan çıksa bile yaralı girecek.

Muhtemeldir ki, 21 Ocak Pazartesi gününe kadar İzmit Belediyesinde işe başlayanların sayısı artacak, Fatma hanım birilerinin ağzına bal çalacak. Ki CHP’nin önde gelen isimleri, son bir ayda belediyede yapılan işe alımlara baktığı zaman yaptığı yorum şu: Fatma hanım ön seçimde sorun çıkarma ihtimali olan taşları ortadan kaldırmaya başlamış bile.

Parti içi mücadelede kamunun gücünü kullanıyor özetle Fatma hanım. Varsın kullansın.

Bir diğer meseleye gelelim

Fatma Kaplan Hürriyet, İzmit ve Kocaeli halkına çok yüksek perdeli cümlelerle pazarlandı.

4,5 yıl boyunca öyle veya böyle kendisine sahip çıkmaya çalışan, onu başarılı bulan bir kitle vardı. Bunların her biri de CHP’li değildi.

Şimdi Hürriyet’le ilgili ortada birçok iddia varken, artık İzmit esnafı belediyeye mal vermeyi bile bırakmış haldeyken, partisi bile Hürriyet’in önüne adaylık için sandık koydu.

Seçmen ne düşünecek peki? “Vay be… CHP’ye bak. Ne kadar demokratik bir parti, şak şak şak!” Yapacağını sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.

İnsanlar, “Ya 5 yıllık belediye başkanı, partisi bile adaylık için önüne sandık koyuyor. Başarılı bir belediye başkanı olsa, neden önüne sandık koysunlar! İmamoğlu’na Yavaş’a sandık koyuluyor mu? Bu işte bir iş var…” demeye çok daha yatkın. İnanın buna.

Bir başka konu.

Aynı gün MYK’ya Körfez, Derince ve İzmit ilçeleri için ön seçim yapılması noktasında gündem geliyor.

Ancak Derince’de ön seçim iptal ediliyor, Sertif Gökçe direkt olarak başkan adayı olarak belirleniyor.

Beş yıllık belediye başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in ise önüne sandık geliyor.

Nereden bakarsanız bakın, burada bir prestij kaybı var. Sorun var, sıkıntı var.

Ez cümle şunu söyleyelim:

Ben Fatma Kaplan Hürriyet’in yerinde olsam, kendime hakim olur ön seçimde aday olmazdım. Saygısızlık kabul ederdim. Sonuçta Büyükşehir adaylığının teklif edildiği bir belediye başkanını ön seçime sokmak, bana doğru gelmiyor.

Ben olsam, “Bana Büyükşehir adayı ol diyorsunuz, İzmit için önüme sandık koyuyorsunuz. Benim de bir duruşum, kırmızı çizgilerim var. Buyurun yarışın, ben İzmit seçimlerinde yokum” derdim. Geleceğe yatırım yapardım.

Çünkü hatırlarsanız Başkan Hürriyet, Nokta TV’de yaptığı açıklamada İzmit’te CHP’nin üzerinde oyu olduğuna vurgu yapmıştı.

Fırsat eline geçmişti işte Sayın Başkan, partine kim olduğunu gösterebilirdin.

Belki şimdi de ön seçimden çıkıp gösteririm diyorsun.

Fakat biliyorum ki, yıllardır ötelediğiniz, hemen sırtını döndüğünüz herkesi tek tek telefonla arayıp şirin gözükmeye çalışıyorsunuz. Elinizde belediyenin maddi imkanlarından başka pek bir şey yok. O imkanları da parti içi mücadeleye harcayıp, İzmitlilerin yüzüne nasıl bakacaksınız? Ya da vicdanınız rahat edecek mi? Açıkçası çok merak ediyorum…

Nail Çiler krizi

CHP Kocaeli Milletvekili, Gebze Ticaret Odası eski başkanlarından Nail Çiler, Gebze Belediye Başkan adayı olarak açıklandı. Fakat Çiler’in telefonu, adaylığı açıklandığından bu yana kapalı.

Tabi partinin ileri gelenleri konuyu üstünkörü cümlelerle geçiyor.

Ben ise konuyla ilgili bildiklerimi aktarmak istiyorum.

Görünen o ki, Kocaeli Milletvekili Nail Çiler, Parti Meclisinden aday olarak çıkmayı beklemiyordu.

Çünkü Çiler, daha evvelde de ifade ettiği gibi Gebze Belediye Başkan Adaylığını tercih etmiyordu.

Fakat Genel Başkan Özgür Özel, Nail Çiler isminde ısrarcı oldu.

Çiler’e bile haber verilmeden Gebze adaylığı konusu MYK gündemine girdi ve bir anda Gebze adayı olarak ismi açıklandı.

Ki bu bilginin doğru olduğuna inanıyorum. Parti meclisinin olduğu gün görüşme yaptığım CHP’lilerin hiçbiri Gebze adayının açıklanacağına dair bir bilgi sahibi değildi.

Gölcük, Çayırova ve Derince’nin açıklanacağı ifade ediliyordu. Gerçi Gölcük ve Çayırova da açıklanmadı ya… Neyse…

Kocaeli Milletvekili Nail Çiler, adaylığı ilan edildikten sonra telefonu kasıtlı olarak, bile isteye kapatıyor. Çünkü adaylığı istemiyor.

Kendisini arayacak gazetecilere de ne diyeceğini bilemiyor. Bu nedenle de kamuoyundan uzak duruyor.

Sanıyorum ki, adaylığın iptaliyle ilgili bir mesaisi var Nail Çiler’in.

Fakat karar MYK’dan çıkmış, Parti Meclisinden geçmiş.

İptal şansı zor görünüyor.

CHP Genel Merkezi de zorla bir ismi neden aday yapmak ister ki?

CHP’nin Gebze için en iyi, en yarışmacı adayı Nail Çiler. Bunda hiçbir kuşku yok.

Ama yine de aday yapılacak ismin motivasyonu, isteği, psikolojisi hiç mi düşünülmüyor? Anlamadım doğrusu.

Yürüsek, boykot yapsak ne olacak deme!

Meryem AS, Hz. İsa'ya gebe iken açlıktan perişan ve umutsuz halde bir hurma ağacına yaslanır. Kur'an'da bu hadise Meryem Suresinin 23,24, 25'nci ayetinde anlatılır. Hz. Meryem, "Keşke daha önce hiç yaşamayan, yok olan, unutulan biri olsaydım" der. Açlıktan ölmek üzere olan Hz Meryem'e vahyedilir ve o bölüm Meryem Suresinin 25'nci ayetinde şöyledir: "(Şu) hurma ağacını da kendine doğru silkele ki, üzerine taze, olgun hurma ­dökülsün."

Peki bizim burada almamız gereken mesaj nedir?

En çaresiz, en bitap düşmüş anımızda dahi Allah bizden bir eylem beklemektedir. Hz Meryem'e hurmalar direkt inebilirdi, ama inmedi. Ağacı sallaması istendi. Bizim elimizden gelenler neler? Bu zulmü duyurmak, zulme karşı olmak. Bu zulüm odaklarının kasalarından olabildiğince uzak durmak, kendi ihtiyaçlarımız için alternatifler üretmek. Ve bu boykotta ısrarcı olmak. Bu vatanı sevmek, insanları Türk-Kürt-Arap değil, insan olduğu için, Yaratandan ötürü sevmek. Bizim gerek teröre gerek Gazze'de gerek dünyada yaşanan zulümlere karşı tekil baktığınız zaman güçsüz, ama hepimizin yaptığını düşündüğümüz takdirde çok güçlü eylem seçeneklerimiz var. Sen üzerine düşeni yap, boykotunu sürdür, yürüyüşüne katıl, zulmü duyur, gerisini Allah'a bırak!

İpucu

Bütün insanlar bozuldu, iyi insan kalmadı diyen görürseniz bilin ki, asıl bozulan odur.

Hz. Muhammed (sav)