“Biz sendelersek Kudüs düşer”
Kocaeli tarihi bir güne daha şahitlik etti. Kentimizdeki 250’den fazla STK, oda ve sendikanın desteğiyle beraber Büyük Filistin Yürüyüşü gerçekleştirildi. Cuma namazı sonrasında Fevziye Camii önünde buluşan binler, Anıtpark’a kadar yürüdü.
Ben de o alandaydım. Hatta Demokrasi Bulvarında hakim bir noktadan fotoğraf çekiyordum. Herhalde kalabalığın yanımdan tamamen geçmesi 15 dakika sürdü.
Yürüyüş boyunca bulunduğum nokta itibarı ile şunu söyleyebilirim, yürüyüşe katılan insan sayısı 10 bini geçmemiştir.
Gönlüm, 250’den fazla STK, Oda ve sendikanın katıldığı bu muazzam Filistin yürüyüşüne katılım sayısının daha fazla olmasından yanaydı. O ümitle de gelmiştim açıkçası. Sonuçta iş saati, bir Cuma namazı çıkışı. Gönlü alanda olup da yürüyüşe katılamayan bir o kadar daha insan olduğunu adım gibi eminim.
Yürüyüşe katılan, işinden vaktini ayıran herkesten Allah’tan razı olsun.
Fakat o kadar farklı renkten insan vardı ki, görmeliydiniz.
Seküleri, başörtülüsü, genci, çocuğu, yaşlısı, açığı…
Herkesin ağzında terör devleti İsrail’e lanetler, büyük şeytan Amerika’ya lanetler.
Filistin’in öyle veya böyle galip geleceğine inanmış binler.
Ama bir şeyler eksikti. Bir soru işareti vardı insanların kafasında.
Gezdim, dolaştım, katılımcı isimlerle sohbet ettim.
Herkes, istisnasız herkes daha fazlasını istiyor.
Bundan 6 yıl önce, Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti’nin bir il kongresinde kürsüde şunları söylüyordu:
“Şayet biz sendelersek Kudüs düşer, Filistin, Arakan, Somali düşer.”
Ve bende bugün, gönüllerden geçen, Erdoğan’a yöneltilen o soruları işittim.
Düşman hayasızca hastaneleri bombalarken, çoluk çocuk demeden kılıçtan geçirirken, dünya sadece ve sadece bakarken…
Gazze iyice köşeye sıkıştırılmış, yamyam Netenyahu’nun köleleri tarafından çiğ çiğ yenmeyi beklerken…
İnsanlar, “Şimdi değilse ne zaman Sayın Cumhurbaşkanım?” diyor.
Türkiye’nin özellikle hain FETÖ darbe girişiminin ardından dünyada artan etki gücü ve caydırıcı savunma sanayii gelişimini yakından takip eden bir gazeteci olarak, sabredip, devletimize güvenmemiz gerektiğinin farkındayım.
Fakat yaşatılan zulüm karşısında, sabırsızlanıyoruz. Dinsin istiyoruz, o Osmanlı tokadı zalimlerin şeytanlaşmış sıfatlarında patlasın istiyoruz.
Sabırla, güvenle ve inançla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Türk Milleti olarak dünyaya son sözümüzü henüz söylemedik” çıkışının vuku bulmasını bekliyoruz.
Allah yardımcımız olsun.
Geçmişi unutmadan…
Yeniden Refah Partisi Başiskele İlçe Teşkilatının yarın olağanüstü kongresi var.
Sanıyorum ki tek adaylı bir kongre. Kerim Can başkana şimdiden hayırlı olsun dileklerimi iletiyorum. Kendisinin işi zor.
Kısa bir hatırlatma yapalım.
Başiskele İlçe Başkanı, şimdinin il teşkilat başkanı Mehmet Öner görevden alındıktan sonra yerine Tevfik Civelek atanmıştı.
Görevden alınan Mehmet Öner, ilçe teşkilatını biraz dağıtmış, hatta yeni göreve gelen Civelek ve ekibine karar defterini bile teslim etmemişti.
Dönemin ilçe başkanı ve ilçe yöneticileri, savcılığa başvurarak karar defterini aldı, yeni bir parti mührü yaptırmak zorunda kaldı. Daha sonra ilçe binalarını değiştirmek, tüm mobilyaları yenilemek zorunda kalmışlardı.
Buna rağmen Mehmet Öner’den sonra gelen ekip, Başiskele’de yaptıkları üyelerle Genel Başkan Fatih Erbakan’dan dahi ödül almış, üye kaydında yanlış bilmiyorsam ilçe bazında birinci olmuşlardı.
Mehmet Öner’den sonra gelen o başarılı ekip, sanıyorum ki ortalarda yok. O ekibe türlü zorluklar çıkaran Mehmet Öner İl Teşkilat Başkanı olarak görev yapıyor.
Yeniden Refah Partisi Kocaeli Teşkilatını anlamak güç gerçekten.
Öte yandan Başiskele İlçe Başkanı Kerim Can, hareketli bir isim. Başiskele, Yeniden Refah Partisinin kalesi olabilecek potansiyelde bir ilçe.
Kendisi de bunun farkında. Evvelde yapılan yanlışları, engellemeleri, ortaya çıkarılan zorlukları iyi analiz edip, sağlam adımlar atacağına inanıyorum.
Allah yardımcısı olsun.
Bu arada…
Yeniden Refah Partisi Kocaeli İl Teşkilatının Facebook sayfasına baktım, İl Başkanı Ali Taştan’ın da Teşkilat Başkanı Mehmet Öner’in de sayfalarına baktım.
Büyük Filistin Yürüyüşüne katılmadıklarını gördüm.
Herhalde geçerli bir sebepleri vardır…
İpucu
Yumurta dıştan bir güçle kırılırsa yaşam son bulur, içten bir güçle kırılırsa yaşam başlar. Zira sahih dönüşümler hep içten gelir.
İbn-i Rüşd