Bizim futbolumuz Edirne’ye kadar!
Şunu gördük ki Türkiye’deki kaos futbolu Avrupa’da beş para etmiyor.
Avrupa takımları karşısında tempomuz sıradan.
Oyunumuz yerle yeksan!
Fenerbahçe ve Galatasaray Şampiyonlar Ligi’nden elendi.
Lille ve Young Boys… Son derece sıradan iki kulüp senin “Camialarını” dalga geçerek yok etti.
Utanç verici bir durum bu.
Gel gör ki bu ülkedeki takımlar sezon başı ne hikmetse hazır olamıyor.
Avrupa’nın en önemli, en çok gelir getiren kupasından iki takımımız da “Hazır olamama” cahilliği yüzünden elendi ve milyon euroları halının altına süpürdü.
Gelelim Galatasaray’ın Young Boys ile oynadığı maça…
Rakip, deplasmanda bir takım nasıl oynamalı dersini tüm dünyaya gösterdi.
Sadece çok koşmadılar, pres yapmadılar.
Taktik disipline baştan sona sadık kalarak, sorumluluk alarak organize ataklar geliştirdi. Mücadeleye maça 4-4-2 başladılar.
Icardi ve Batshuayi ikilisi ön tarafı karıştırmakla görevliydi.
Rakip takım hem atletik hem de fizikli oyunculardan kuruluydu.
Kademe anlayışları yerindeydi.
Her pozisyona cevap verdiler, müdahalede bulundular.
Çok fazla gereksiz yan pas yapan Galatasaray dikine oynamayı, araya final pasları atmayı beceremedi.
Galatasaray defansından şu anki performansa bakarsak Davinson Sanchez dışında tüm stoperler çok ama çok kötü.
Rakipte Muhammed Ali Kamara, sol kanat Coley, Ugrunic ve sonradan giren daha 2003 doğumlu Virginius çok dikkat çekti.
İlk kez Toreira’yı bu kadar etkisiz ve rakip karşısında çaresiz gördük.
Merkezde çok basit toplar kaybedildi.
Haliyle adam eksiltemeyince pozisyon bulmakta da zorlanıldı.
Mental olarak Muslera takımın ne halde olduğunu gösterdi.
Dünya’nın en kariyerli kalecilerinden Uruguaylı futbolcuyu da delirttik.
Çünkü rakip bunun için en doğru zamanı kolladı.
Bu kırmızı kart onun kariyerine eksi olarak yansıdı.
Bunun sorumlusu takım arkadaşlarından başkası değildi.
Galatasaray galibiyeti getirecek bir gerilim yaratamadı.
Rakip uyuttu, onlar uyudu.
Avrupa Futbol Şampiyonası’nda 35 milyon lira değeri olan Barış Alper, 5 milyonlara düştü.
Takımın ayakta kalan tek ismi Kerem’di… Sonradan giren Berkan da bir şeyler denedi ama olmadı.
Beşiktaş hezimeti, ligdeki maçlarda zorlanma ve Şampiyonlar Ligi’nden elenmesi son iki yılın şampiyonu Galatasaray’a hiç yakışmadı.
Erdem Timur’un ayrılmasının ardından Galatasaray’a bir haller oldu ve sıradanlaştı.
Şimdi 1-2 transfer yapacaklardır.
Şampiyonlar Ligi’nde olmayan bir kulüpsün artık… 2 tane Messi getirsen ne olacak?
Şu da var…
Bu ülkenin takımları bu tür yoğun ve zorlu maçlar öncesi transfer yapmayıp, hazırlanamayıp, kaybettikten sonra kadrosuna oyuncu alıyor.
Bu mantıksızlık seni Avrupa’da elsiz ayaksız bırakıyor.
Oysa ki ilk olarak bu maçları kazanmak için sezon öncesi hem fiziksel, hem mental, hem de transfer anlamında hazır olmak lazım.
Düşünün… Young Boys 12 km fazla koşmuş.
Ahhh ahh! Ülkemizdeki futbol anlayışsızlığı kaderimiz olmuş.
Hiç bir zaman istikrarlı bir şekilde Avrupa arenasında yer alamıyoruz.
Ne Milli takım ne de kulüp takımlarımızın oyun kültürü ve ezberi yok!
Mourinho geldi “Biz Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olamazdık” dedi.
36 irili ufaklı lig için koca Fenerbahçe camiasını bu cümle ile rezil rüsva etti, bir kişi de çıkıp “Ya hoca sen ne anlatıyorsun” demedi.
Türkiye’de kimse yerden kalkmıyor, hakemler her şeye düdük çalıyor.
Young Boys maçının hakemi rakibin 83’teki terbiyesizlerini seyrederek hem rakibi nefeslendirdi hem de ortamın gerilmesini sağladı.
Bunun dışında çok başarılı bir maç yönetti.
Oyun sert olmasına rağmen birçok pozisyona “Devam” dedi.
Türkiye’de bu tür maçlarda kartlar havada uçuşurdu.
Kimse kimseyi kandırmasın…
Gerçeklerle yüzleşelim…
Bizim büyük bütçeli takımlarımız Türkiye’de şampiyonlukları ile övünerek günü kurtarıp geleceğimizi karartıyor.
Al bak, kendi liginde galibiyeti olmayan Young Boys karşısında hem oyun olarak hem de skor olarak geride kalan bir Galatasaray izledik.
36 tane Şampiyonlar Ligi takımı içinden ne Galatasaray ne de Fenerbahçe yok!
Çok ama çok yazık gerçekten.
Utanma duygusu olanın yüzü kızarır…
Başlığımda da dediğim gibi… Biz bu kafa ile gidersek…
Edirne’den öteye tatile gideriz!