Bu felaketin de altından kalkacağız evelallah!

Furkan Çalışkan

Furkan Çalışkan

Tüm Yazıları

Gece saat 05:00’e geliyor, acı acı telefonum çalmaya başladı.
Telefonun ucunda Nokta Medya Yönetim Kurulu Başkanı Cezmi Çiçek.
“Furkan, doğuda çok büyük bir deprem oldu.”
Eyvah dedim, hemen fırladım yatağımdan.
Saat 05:00 gibi TV’yi açtım. Bakanlar, Cumhurbaşkanı yardımcıları AFAD koordinasyon merkezinde. Devletin tüm birimleri teyakkuza geçmiş.
17 Ağustos 1999 felaketini de çocuk yaşta yaşamış, Gölcük İskele Yolundaki 7 katlı binadan ailesiyle korku içinden çıkmış biri olarak, “Başbakanımızı rahatsız etmek istemedik”ten devlet nerelere gelmiş diye geçirdim içimden.
Haberlere bakarken Kahraman TV’nin sahibi, gazeteci kardeşim İlker Apaydın’ı aradım.
“İlker, iyi misin? Ailenle konuştun mu?”
“Hepsi iyi. Furkan, ne diyor televizyonlar. Maraş’ın durumu o kadar kötü mü?”
Bir şey diyemedim.
Felaketin büyüklüğü Maraş ölçeğinde çok belliydi.
Ancak gün ağırdıkça vaziyetin ne kadar kötü olduğunu gördük.
Dile kolay, 10 şehir yıkıldı.
Başta Kahramanmaraş olmak üzere Gaziantep, Malatya, Diyarbakır, Kilis, Şanlıurfa, Adıyaman, Hatay, Osmaniye ve Adana.
13,5 Milyon insanın yaşadığı büyük bir havza. Dile kolay. 13,5 milyon!
Üç gündür sadece depremle ilgili yayınları takip ediyoruz.
Bir taraftan mucize kurtuluşlara tanıklık ediyoruz, moralleniyoruz, seviniyoruz.
Bir taraftan depremden sağ kurtulan insanların çaresizliklerini, sokaklardaki, çadırlardaki bekleyişlerini görüyoruz. İçimiz parçalanıyor.
Yetim kalmışları görüyoruz, öksüz kalmış çocukları görüyoruz, enkaz altında kalmış hayatları görüyoruz.
Kahroluyoruz.
Süreç bize şunu da gösteriyor.
Ne kadar necip, ne kadar büyük bir milletimiz var.
İlk andan itibaren bir millet topyekun seferber oldu.
Bir çocuk deprem bölgesine gönderdiği oyuncağına 100 liralık harçlığını yapıştırmış mesela.
Cebindeki son parayı afet bölgesi için bağışlayan insanlar var.
O kötülediğimiz, beğenmediğimiz, Z kuşağı dediğimiz gençler mesela.
Her biri ayrı bir yardım toplama merkezinde gönüllü olarak çalışıyor.
Varıyla yoğuyla. Büyüğüyle, küçüğüyle. Ellerinden ne geliyorsa.
Kimi duasıyla, kimi parasıyla, kimi emeğiyle.
Herkes bir mücadelenin içinde.
Tabi bir taraftan böylesi bile ortamda AFAD’ın hesaplarını kopyalayanları, fahiş fiyatlarla fırsatçılık yapanları görüyoruz ve artık onları insan kategorisinde bile değerlendirmiyoruz.
Keşke afet bölgesinde her bir enkazın başında 15-20 kişilik ekipler olabilse, yönlendirilebilse.
Ama olmuyor işte, alan çok büyük.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay 103 bin 800 bin personel afet bölgesinde çalışıyor diyor mesela.
103 bin 800.
110 bin kilometre karedeki bir afet alanından, yıkılan binlerce binadan bahsediyoruz.
Bazı siyasi büyüklerin garip garip açıklamalarına şahit oluyoruz böyle bir ortamda.
Yardımlar kabul edilmiyormuş, yok bürokratlar çalışmak istiyormuş da izin verilmiyormuş, yok gelin tutuklayınmış.
Allah aşkına beyler, Allah aşkına.
Şu milletin acısını siyasetsiz bir şekilde sırtlanın, üzerinize düşeni yapın.
Moral bozmayın, kaosu körüklemeyin.
Art niyetli davranmayın.
Sosyal medya şovlarına, sosyal medya abartılarına aldanmayın.
Türkiye yıkıldı farkında mısınız?
İnanın yapılmaya çalışılan şey, oluşturulmaya çalışılan algı çirkin ve itici gözüküyor.
Yapmayın.
Yastayız, mücadele içindeyiz, morale ihtiyacımız var yapmayın.
AK Parti’nin, CHP’nin, MHP’nin, İyi Parti’nin, Saadet Partisinin, Yeniden Refah’ın, Deva’nın, Gelecek Partisinin, aklınıza gelen tüm partilerin teşkilatları, örgütleri afet bölgesine yardımlar gönderiyor.
Çıkın onları anlatın.
Biz bu kadar TIR gönderdik, şu kadar yardım gönderdik deyin, hayırda yarışın.
Bunları konuşun.
Önce bu enkazı el birliğiyle kaldıralım.
Sonra ne kadar eleştirirseniz eleştirin, yerden yere vurun.
Ve Kocaeli.
Ben Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve tüm ilçe belediyelerimize teşekkür ediyorum.
İzmit’inden Gölcük’üne, Başiskele’sinden Kartepe’sine tüm belediyelerimiz hem kendi ilçelerinde aksiyonlar aldı, hem de afet bölgesindeki koordinasyon çalışmalarına yardımcı oldu.
Var olsunlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bugün 1 yıl içinde depremzedelerin konutları yapılacak dedi mesela.
İnşallah, inşallah.
Bu noktada TOKİ’yle çalışan tüm müteahhitlere görevlendirmeler yapılabilir, belediyelerin iştirak şirketlerinden faydalanılabilir.
Şüphesiz, çok büyük bir acı yaşadık.
An itibarı ile 9 bin 57 can kaybımız, 52 bin 979 yaralımız var ancak bu rakamlar saatler geçtikçe artıyor.
Evet, yaralıyız ama milletin birbirine olan bağı, sevdası insanı umutlandırıyor.
İnsanlar hiç tanımadığı depremzedelere evlerini açıyor, ekmeğini bölüşüyor.
Biz böyle bütün olmayı başardıkça, bu felaketin de altından kalkarız evelallah!
(Depremde kaybettiğimiz şehitlerimizin ruhlarına bir Fatiha)