Büyükakın’ın ‘ofis’ açıklamaları

Furkan Çalışkan

Furkan Çalışkan

Tüm Yazıları

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde yaşanan sistem değişikliği bir hafta boyunca gündem oldu.

Mevcut Genel Sekreter Yardımcılarından Ali Haydar Bulut Kentsel Yenilenme ve Planlama Ofis Başkanlığına, Hasan Aydınlık Yerel Kalkınma Ofis Başkanlığına, Sadık Uysal İletişim Ofis Başkanlığına atanmıştı.

Bende Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde yaşanan bu değişimin gerekçelerini tam olarak anlayamadığımı, Büyükşehir’de bugüne kadar hangi işlerin yapılmak istenildiği fakat yapılamadığını, Tahir başkanın yeni yapısal değişikliğin nedenlerini halka tam olarak anlatması gerektiğini ifade etmiştim.

OFİS AÇIKLAMASI

AK Parti’nin Kartepe danışma kurulu toplantısında Başkan Büyükakın, tam da bunu yaptı. Ofislerin işleyiş mantığını anlattı.

Tahir Büyükakın ofislerin gerekliliğini şu cümlelerle ifade etti:

“Yaklaşık 30 yıldır farklı farklı yönetim kaynaklarını görmek imkanı buldum. Bir tarafta yoldaki çukurlar ile uğraşmanız gerekiyor. Diğer yandan da 2 milyar liralık kavşaklar yapmanız gerekiyor. Çok sayıda iş var. Zaman zaman 189 noktada şantiyemiz oluyor. Hem onları yapacak arkadaşlar hem de durup düşünecekler. Aynı kafa hem düşünmeyi hem de iş yapmayı bir arada götüremiyor. Belediyeye ilk geldiğimde belediyenin bütünün çok daha iyi görürdüm. İçine girince işletme körlüğü başlar. İnsan bir süreden sonra kendi kusurunu görememeye başlar.”

ZAMAN GÖSTERECEK

Başkan Büyükakın, özellikle “işletme körlüğü” “icraatı yapan ve düşünen çalışma arkadaşları” olarak iki farklı pencere sundu.

Yani Tahir başkan demek istiyor ki; ofis başkanları proje ve strateji geliştirecek. Bu işlere odaklanacak.

İmza yetkisi olan genel sekreter yardımcıları da icracı olacak.

Onlar düşünmeyecek mi? İlla ki düşünecek.

Tahir başkanın ofislerle ilgili yaptığı açıklamanın geçerliliği ise zaman içinde belli olacak.

Süreç başladı. Daha ofisler faaliyete geçmeden Ali Haydar Bulut görevi kabul etmediğini bildirdi.

Bundan bir kaç yıl sonra dönüp baktığımızda, ofis sisteminin belediyeye hangi artıları getirdiğini, hangi projelerini öne sürdüğünü görürüz diye düşünüyorum.

Bugünden bir şey söylemek erken olacaktır.

İNSANLAR KONUŞUR

Ben Başkan Büyükakın’ın ofis açıklamalarını dinlerken özellikle hem belediye hem de teşkilat mensuplarının sık sık ifade ettiği, “Genel sekreter yardımcısı olarak devam etmeyen isimlere makam bulundu” şeklindeki yorumların onu kızdırdığı hissine kapıldım.

Fakat bu Tahir Büyükakın’ın önüne geçebileceği bir şey değil.

Zaten kendisi de ifade etti, “Suyu bulandırmak isteyenler bilsin ben geri dönmem. Hata yaptıysam düzelttim derim” dedi.

Vallahi, insanlar konuşur. Bunu engellemek mümkün değil.

Naçizane; ortadaki işe inanılıyorsa etkilenmeden, hiddetlenmeden, çok da kafaya takmadan ilerlemek gerek.

İLETİŞİM OFİSİ

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezini 2023 genel seçimleri öncesinden bu yana takip ediyorum.

Eğer Büyükşehir Belediyesi, böyle bir amaca hizmet etmek için iletişim ofisi kurmuşsa, bizim göremediğimiz, fark edemediğimiz saldırılar altında kalıyor demek ki.

Kurumlar hakkında hatalı, yanlış haberler yapılabilir.

Ancak, “Bizim ağzımızdan duymadığınız şeyin gerçekliğine inanmayın” söylemi, sözün sahibi Büyükşehir Belediye Başkanı da olsa çok ciddi ve yüksek perdeli bir söylem.

Ortaya atılan kasıtlı yalanlarla ilgili bir şey söylemiyorum. Ancak her bilgi eksikliğinden kaynaklı yapılan hatalı yorum, maksatlı da değildir.

Kurumlar eleştirilebilir, yanlışlarıyla ilgili yorumlar yapılabilir. Herkes olayları kendi penceresinden değerlendirebilir. Bu değerlendirmeler illa da bir ayar vermek demek de değildir.

Ben şöyle bir geçmişe dönüp baktığımda Tahir başkanın Kartepe danışma meclisinde hiddetli ve yüksek perdeden medya merkezli eleştiri yapmasını açıkçası yadırgadım.

Kabul edelim ki; bu kentteki ne köşe yazarları ne de muhalefet, çok da Tahir başkanın üzerine gitmiyor.

Gitmediği halde böyle hiddetlenebiliyorsa Tahir başkan, bizim bilmediğimiz başka meselelere öfkelendiğini ve mesajları bu nedenle verdiğini düşünüyorum.

İzleyip göreceğiz…

Poyraz Wifi mi? Allah korusun!

26 Haziran tarihinde evimin interneti için Poyraz Wifi’ye başvuru yaptım.

İstedikleri ücretleri yatırdım.

7 iş günü içerisinde internetin açılacağını ifade ettiler.

7 iş günü geçti, Poyraz Wifi’den ne arayan oldu, ne soran.

İletişim numaralarını aradım, bu kez bana 5 iş günü içinde dönüş yapacaklarını söylediler.

Takip eden haftada ne arayan, ne soran.

Gittim Başiskele şubelerine. Durumu anlattım.

Birkaç gün içinde dönüş yapacaklarını söylediler.

Ne arayan, ne soran.

Günler böyle geçerken geçtiğimiz cuma günü yeniden Başiskele şubelerine gittim.

Durumu anlattım. En geç cumartesi günü konuyla ilgili bilgi alıp beni arayacaklarını söylediler.

Ne arayan ne de soran.

Bugün ise yeniden Başiskele şubelerine gidip internet başvurumu iptal ettim.

33 gün boyunca Poyraz Wifi beni oyaladı.

Şubelerine gidiyorsunuz, iki tane çalışan kadın koymuşlar. Sadece halkla ilişkiler yapıyorlar. Yetkili kimse yok.

Telefonlarını arıyorsunuz, yetkili biriyle görüşemiyorsunuz.

Tam bir rezalet.

Bir daha Poyraz Wifi mi…

Aman Allah korusun.

Ben hayatımda böyle bir rezillik yaşamadım.

Fatih Altaylı’nın insanlığı bitmiş

Fatih Altaylı’yla ilgili hayatımın hiçbir döneminde iyi düşünceler beslemedim.

Kendisini her zaman sermayenin bir piyonu olarak gördüm.

Hiçbir zaman kendi düşünce dünyası olduğuna inanmadım.

Ve en son gördüm ki; Fatih Altaylı’da insanlık falan kalmamış.

Bakın ne diyor Altaylı:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan, sokak haycanları yasası için itiraz edenler alsın evinde beslesin dedi. Buna çok güzel bir cevap var. Birisi söylemiş bunu. Diyor ki; Suriyeli ve göçmenleri savunanlar da göçmenleri alıp evlerinde beslesinler. Bir şeyi savunmak, illa onu alıp evinde beslemek anlamına mı geliyor?”

Yok teşbih yapmış, yok olay başka diyebilirsiniz.

Bence öyle değil. Altaylı’nın insanlığı kibrinden tükenmiş.

Kelimeler kifayetsiz.

İpucu

Tüm hırslı piyonlar şahı korumak için değil, vezir olmak hayaliyle savaşır.

Agathon