CHP delegelerine neden teşekkür etmeliyiz?
CHP’nin İstanbul kongesinde değişim yönünde bir umut doğunca bir yazı yazmış ve “CHP delegeleri omuzlarındaki yükün farkında mı” diye sormuştum. En azından önemli bir bölümü farkındaymış. Bekliyor muydum? Beklemiyordum. Beni şaşırttılar açıkçası.
Bir kişi ve onun çevresinde öbeklenmiş küçük ama muhteris bir çıkar çevresi, CHP’yi gasp etmeye çalışıyordu. Gözlerini öyle bir hırs bürümüştü ki kendi kongrelerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na saldıracak kadar ileri gidebildiler. Kemal Kılıçdaroğlu’nun adamı Cemal Canpolat’ın ithamları, rakip belediye başkanına yapılmayacak türdendi. Herhalde bu noktada delege, Genel Merkezin ne yapmaya çalıştığını sorgulamaya başladı.
Kılıçdaroğlu’nun kurultay yaklaşırken Sözcü’den İpek Özbey’e verdiği röportajda, koltuğunu kendi belirleyeceği bir kişiye devredeceğini söylemesi, bu sorgulamayı derinleştirdi diye tahmin ediyorum. Kılıçdaroğlu ne ara demokrasiden fikren bu kadar uzaklaşmış, kendini CHP’nin sultanı sanmaya başlamıştı? Delegeyi böylesine yok sayan bir yaklaşımın elbette bir karşılığı olacaktı. Kılıçdaroğlu, koltuğu bırakmak için delegenin son kez onu seçmesini istiyordu. Akıl alır gibi değildi!
Ürkütücü performansını kurultay salonunda da sürdüren Kılıçdaroğlu’nun son derece öfkeli bir biçimde cumhurbaşkanlığı seçimine giderken ihanete uğradığını, sırtından hançerlendiğini söylemesi delegelerde yeni bir soğuk duş etkisi yaptı. Eski AK Partili siyasetçiler ve çevresine topladığı eski AK Partili danışmanlarla kapalı kapılar ardında süreci yöneten ve kendi partililerine fikirlerini bile sormayan Kılıçdaroğlu, hangi ihanetten bahsediyordu? Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ile tek bir CHP’linin haberi olmadan gizli protol yapan Kılıçdaroğlu mu sırtından hançerlenmişti? CHP’nin anketlerinde bile seçimi kazanamayacağı görülürken, muhalif seçmeni manipüle ederek gelecekleriyle oynayan Kılıçdaroğlu mu ihanete uğramıştı, yoksa milyonlarca muhalif seçmen mi?
Sonuçta beklenmeyen ama olması gereken oldu ve Kılıçdaroğlu büyük oranda kendi belirlediği delegeler tarafından koltuğundan indirildi. İlk turun ardından seçimden çekilmeyerek akıl tutulması yaşadığını bir kez daha ispatlayınca, ağır bir mağlubiyetle salonu terk etmek zorunda kaldı. Hazin diyen var, acıklı diyen var, bana kalırsa tam da hak ettiği sonu yaşattı kendine. Koltuğa yapışanların sonu böyle olmalı. Umarım bütün siyasilere ders olur bu trajik son. Kılıçdaroğlu ve oligarkları için trajik ama Türk demokrasisi için devrim niteliğindeydi bu kurultay.
Siyasette gereksiz riskler alanların bedel ödemesi, akılcı riskler alanların ise ödüllendirilmesi kadar doğal bir şey olamaz. Başta cumhurbaşkanlığı adaylığı olmak üzere üst üste gereksiz riskler alan Kılıçdaroğlu kaybederken, kişisel bekalarını riske atmak pahasına toplumun beklentilerine uygun davranan Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu kazandı.
Peki, Kılıçdaroğlu kazansaydı ne olurdu? Türkiye muhalefetinin amiral gemisi CHP, bırakın güvenli limana ulaşmayı karaya otururdu. Öfkeli ve küskün seçmen sandığa gitmeyerek partiyi cezalandırır, apatik hale gelmiş seçmen de siyasete olan ilgisini tamamen yitirirdi. Belediyeler kaybedilir, partiler arası ittifaklar imkansız hale gelir, muhalefet bir daha asla toparlanamazdı. Türkiye tipik bir otoriter rejime teslim olur; tüm ülkenin geleceği, refahı, güvenliği iktidar mensuplarının iki dudağı arasına hapsolurdu. Sadece muhalif seçmen değil, iktidar seçmeni de hükümet üzerindeki baskı gücünü kaybeder, kaderine razı olmak zorunda kalırdı. O yüzden CHP delegelerine tüm Türkiye’nin bir teşekkür borcu var.
Bundan sonra siyaseti hareketli günler bekliyor. Yerel seçimler yaklaşırken muhalefet en büyük takozundan kurtulmuş oldu. Bakalım yeni CHP yönetimi nasıl adımlar atacak? Yeni bir muhalefet tarzı geliştirebilecekler mi? İttifaklar tekrar gündeme gelecek mi? İktidar bu yeni muhalefet aktörlerine karşı nasıl bir tavır takınacak?
Kocaeli örgütünde neler olacak? Yanlış ata oynayan mevcut örgüt yönetimini neler bekliyor? O örgüt tarafından delege yapılmayan İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in artık eli daha güçlü. Bakalım onun yerel seçimler için kararı ne olacak? Heyecanlı günler bizi bekliyor...