CHP'den orman açıklaması: Kocaeli için tehdit oluşturacak
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmit İlçe Örgütü Çevre Komisyonu ve Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu tarafından yapılan ortak açıklamada Resmi Gazete’de yayımlanan bazı alanların orman sınırları dışına çıkarılmasının kabul edilmesine yazılı açıklama ile tepki gösterdi.
CHP İzmit İlçe Örgütü Çevre Komisyonu ve Eşitlik ve İnsan Hakları Komisyonu tarafından yapılan ortak açıklamada Resmi Gazete’de yayımlanan, Artvin, Bitlis, İstanbul ve İzmir illerinde bulunan bazı alanların orman sınırları dışına çıkarılmasının kabul edilmesine tepki gösterdi.
Yapılan ortak açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“28 Haziran 2024 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan ve 8650 sayılı kararla, Artvin, Bitlis, İstanbul ve İzmir illerinde bulunan bazı alanların orman sınırları dışına çıkarılması kabul edildi. Bu karar, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun ek 16. maddesi gereğince orman alanlarının madencilik faaliyetlerine açılmasına imkân tanıyor. 4 şehrimiz için alınan karar ilerleyen süreçte Kocaeli de dahil olmak üzere ülkenin tamamı için bir tehdit oluşturur.
Ancak bu madde, ormanların "zorunlu" tesisler için orman sınırları dışına çıkarılmasına izin vermektedir. Madencilik faaliyeti ise "zorunlu" bir kamu hizmeti değildir. Hatta kamunun yararının öncelediği tartışılabilecek; çevre, insan sağlığı, bitki, hayvan vb. ekosistemin devamlılığı için gerekli canlıların korunması açısından bakıldığında uzun vadede kamunun aleyhine olacak sonuçlar barındırmaktadır. Bu faaliyetler, çevreye ve insan sağlığına geri döndürülemez zararlar verebilecek, biyolojik çeşitliliği yok edebilecek ve gelecek nesillerin haklarını gasp edebilecek kâr amaçlı girişimlerdir.
Bizzat Orman Kanunu'na aykırı olan bu karar, Türkiye'nin doğal güzelliklerine ve biyoçeşitliliğine büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Ormanlarımız, madencilik sektörü için birer kaynak değil, aynı zamanda temiz hava ve suyun kaynağı, iklim değişikliğiyle mücadelede hayati önem taşıyan alanlar ve nesli tükenmekte olan birçok canlının yaşam alanlarıdır. Bu kararın iptal edilmesi ve ormanlarımızın korunması için acil adımlar atılması gerekmektedir.
Yetkililerden şu taleplerde bulunuyoruz: Orman Kanunu'nun ek 16. maddesi yeniden değerlendirilmeli ve ormanlarımızın korunmasına öncelik verilmelidir. Madencilik faaliyetlerinin çevreye ve halka olan etkileri kapsamlı bir şekilde araştırılmalı ve bu araştırmaların sonuçları şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Sürdürülebilir kalkınma ilkelerine uygun, doğaya ve insana saygılı bir kalkınma modeli benimsenmelidir. Orman Kanunu'nun ek 16. maddesi yeniden değerlendirilmeli ve ormanlarımızın korunmasına öncelik verilmelidir. Bilimsel ve ekolojik veriler ışığında, ormanlarımızın korunması ve sürdürülebilir kalkınma için kapsamlı bir planlama yapılmalıdır.
Sürdürülebilir kalkınma ilkelerine uygun, doğaya ve insana saygılı bir kalkınma modeli benimsenmelidir. Orman alanlarının madencilik için kullanılmasının birçok açıdan sakıncalı ve olumsuz sonuçları bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır: Çevresel zararlar: Ormanların tahrip edilmesi: Maden arama ve işletme faaliyetleri, orman alanlarının büyük çapta yok edilmesine yol açar. Bu durum, toprak erozyonu, heyelanlar, su kaynaklarının kirlenmesi ve biyolojik çeşitliliğin azalması gibi birçok çevresel soruna neden olur. Sera gazı emisyonları: Madencilik faaliyetleri, atmosfere salınan sera gazı emisyonlarının önemli bir kaynağıdır. Bu emisyonlar, küresel ısınmaya ve iklim değişikliğine katkıda bulunur. Hava ve su kirliliği: Madencilik faaliyetleri, toz, atık su ve kimyasalların çevreye yayılmasına neden olarak hava ve su kirliliğine yol açar. Bu kirlilik, insan sağlığı ve ekosistemler için ciddi tehditler oluşturur.
Sosyal ve ekonomik zararlar: Yaşam alanlarının yok olması: Madencilik faaliyetleri, yaban hayatının ve yerel halkların yaşam alanlarını yok eder. Bu durum, göçlere, yerinden edilmelere ve sosyal çatışmalara yol açabilir. Su kaynaklarının azalması: Madencilik faaliyetleri, su kaynaklarının kirlenmesine ve azalmasına neden olur. Bu durum, tarımsal üretimi ve içme suyunu olumsuz etkiler. Ekonomik kayıplar: Ormanların tahrip edilmesi ve ekosistemlerin bozulması, turizm ve rekreasyon gibi sektörlerde ekonomik kayıplara yol açar. Yasal ve etik açıdan: Orman Kanunu'na aykırılık: 6831 sayılı Orman Kanunu'nun temel amaçlarından biri, ormanların korunması ve sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesidir. Madencilik faaliyetleri, bu amaca aykırıdır. Gelecek nesillere karşı sorumluluk: Ormanlar, gelecek nesiller için hayati önem taşıyan bir mirastır. Bugünkü nesil olarak, bu mirası korumak ve gelecek nesillere aktarmak zorundayız.
Sonuç olarak, orman alanlarının madencilik için kullanılması, hem çevresel hem de sosyal ve ekonomik açıdan birçok olumsuz sonuç doğurmaktadır. Bu nedenle, ormanlarımızı korumak ve gelecek nesillere aktarmak için madencilik faaliyetlerine karşı çıkmak ve alternatif çözümler geliştirmek gerekmektedir. Orman alanları ile ilgili kararlar yerel görünse de uzun vadede ne yazık ki hem şehrimizi hem ülkemizi hem de dünyayı etkilemektedir. Ormanlarımız bizim ortak mirasımızdır. Bu mirası korumak hepimizin görevidir. Bu konuda sesimizi yükseltmek ve yetkililere gerekli tepkiyi göstermek için hep birlikte hareket etmeliyiz."