Çok başlılar

Furkan Çalışkan

Furkan Çalışkan

Tüm Yazıları

Kocaeli Fırıncılar Odası Başkanı Ali Sarı’nın Ekmeğin Sesi TV’ye verdiği röportajı dinledim.

Kocaeli Fırıncılar Odası Başkanı Ali Sarı’nın Ekmeğin Sesi TV’ye verdiği röportajı dinledim.
Başkan Ali Sarı, Kocaeli’de fırınlarda imza toplanarak alınacak pazar günü tatili kararı için yapılan girişimleri anlattı.
Kocaeli Fırıncılar Odası, pazar günü tatili için fırınlardan imza toplamaya başlıyor.
Ancak ortada şöyle bir sorun var.
Kocaeli’deki tüm fırıncılar, Kocaeli Fırıncılar Odasına bağlı değil ki!
Kimi fırıncılar ticaret odasına bağlı, kimi fırıncılar ilçelerde ayrıca kurulu olan Esnaf ve Sanatkarlar Odalarına bağlı.
Şimdi siz tüm esnaf kolunu bağlamak için bir karar almak istiyorsunuz.
Bunu da üyeye sorarak, imza toplayarak yapmak istiyorsunuz.
Yapıyorsunuz da.
Bu kez önünüze farklı bir sorun çıkıyor.
Tatil örneği üzerinde gidelim.
Kocaeli Fırıncılar Odası Pazar günü tatil yapılmasıyla ilgili yönetiminden kararı çıkarıyor.
Aynı kararı Gölcük Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Gebze Esnaf ve Sanatkarlar Odası hatta Gebze Ticaret Odası yönetimlerinde de çıkartması gerekiyor ki alınan kararı uygulayabilesiniz.
Tabi bu diyalogla, bilgilendirmeyle çözülebilecek bir şey olsa da ortada bir çok başlılık var.
Gerçekten böyle yapılması istenen işleri geciktirecek bir yapılanmaya ihtiyaç var mı?
Pazar tatili konusu gibi başka kararlar alınması gerektiğinde yine karşınızda böyle bir silsile var.
Bugün bakıyorsunuz meslek odaları tek bir yerde toplanıyor.
İnşaat Mühendisleri Odası, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası, Mimarlar Odası gibi örnekleri çoğaltabilirsiniz.
Benim aklıma takıldı;
Esnaf odalarının daha da güçlü olabilmesi adına bu çok başlılık kalksa, meslek örgütlerindeki gibi bir prensip belirlense esnaf odaları daha etkin ve güçlü bir hale gelmez mi?

Diyanet noktayı koydu

Türkiye’de yıllardan bu yana süregelen bir alışkanlık var.
O da yaşanan müstakil olayları bir gruba, bir zihniyete, bir inanca mal etme hastalığı.
Türkiye’yi sarsan iddiaları yakın bir zamanda okuduk.
6 yaşında çocuğun evlendirildiği; mağdurun yaşadıklarını yıllar sonra kayıt altına olarak savcılığa teslim ettiğini öğrendik.
Yaşı ne olursa olsun çocuk kabul edilen herkesin evlenmesine ilişkin Diyanet İşleri Başkanlığı Cuma hutbesinde noktayı koydu.
Hutbede, “Evlilik için sadece ergen olmak yeterli değildir. Ergenlik biyolojik bir süreçtir. Evlilik ise reşit olmayı gerektirir. Nitekim ülkemizde evlilik yaşının asgari sınırı on sekiz olarak kanunlarla belirlenmiştir. Başta anne-babalar olmak üzere herkesin evlilik yaşı ile ilgili sınırlara riayet etmesi hem dini bakımdan gerekli bir davranış hem de ailede kalıcı huzur ve mutluluğu sağlamanın en temel şartıdır” dedi Türkiye’deki tüm hocalar.
Daha bu cümlelerin üzerine kelam etmeye gerek var mı?
Hala daha tekil suçları İslam’a mal etmek istiyorsanız, edebilirsiniz.
Çamura düşen altın değerinden hiçbir şey kaybetmez.