Defne’ye bir çadır bile gitmemiş! Mİ?

Furkan Çalışkan

Furkan Çalışkan

Tüm Yazıları

Türk milleti olarak Kahramanmaraş’ta meydana gelen asrın felaketinin ardından yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz.

Kocaeli olarak depremin ilk gününden itibaren afet bölgesi için seferber olduk.

Türk milleti olarak Kahramanmaraş’ta meydana gelen asrın felaketinin ardından yaralarımızı sarmaya çalışıyoruz.
Kocaeli olarak depremin ilk gününden itibaren afet bölgesi için seferber olduk.
Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyüyakın ve 12 ilçe belediyemiz, var gücüyle afet bölgesi için mücadele ediyor.
Şahidiz, görüyoruz, gözümüz kör değil.
Dostlar, yazıya başlamadan önce iki cümleyle mesleki manada kendi halet-i ruhiyemi de ifade edeyim.
Nokta TV’de sevgili Muharrem Tutuş ve Mehmet Ümit Küçükkaya hazırladığımız Nokta Atışı programında Babala TV’nin manipülatif paylaşımları, yalan ihbarlarını, Athena Gökhan’ın plazada RT yapan 30 kişiyi sahadaki binlerce gönüllümüzden üstün tuttuğunu dile getirdiğim için YANDAŞ ilan ediliyorum.
Bir taraftan, “Yıkımın tek sorumlusu müteahhitler olamaz” dediğimde YOLDAŞ ilan ediliyorum.
Böyle bir zamanda konuşmak ve yazmak bazen zor olsa da; biz yine kınıyacıların kınamasından korkmadan, fikirlerimizi beyan etmekten geri durmayacağız. Hak edene hakkını teslim edeceğiz.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Hatay’ın Defne ilçesine kamp kurdu.
İlçe belediyelerimiz de bu bölgede görevlendirildi.
Peki Defne ilçesinde neler yapıldı?
Sadece Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Defne’ye 1.000’e yakın çadır sağladı.
Bölgeye yine Büyükşehir tarafından günde 150’den fazla çadır nakliyesi sağlanıyor.
150 sayısı az gibi gözükebilir, ancak çadırların üretildikçe bölgeye sevk edildiğini de ifade etmek gerekiyor.
Yine Defne’de 6.500 metrekarelik alanda 54 yatak kapasiteli bir hastane kuruluyor. Bu hastanenin 250 bin kişiye hizmet vermesi hedefleniyor.
Bir taraftan da 35 dönümlük bir alan içinde 350 konteynırdan oluşan bir kent inşa ediliyor.
Büyükşehir ekipleri bölgede içme suyu, kanalizasyon, altyapı hizmetleri, elektrik, sıhhi tesisat gibi aklınıza gelebilecek türlü belediye hizmetlerini sağlıyor.
Sadece Büyükşehir’den afet bölgesine 800 kişilik ekip gitti, şimdi bu sayının 560 bandında olduğu ifade ediliyor.
Defne’ye belediyesiyle, AFAD’yla, insanı yardım dernekleri ve vakıflarıyla toplamda 7.200 bandında çadır dağıtımı yapılmış bugüne dek.
Yine Büyükşehir’in Defne’deki çadır kentinde eczane, sosyal market, yemekhane, berber-kuaför, okul öncesi eğitim alanı gibi ihtiyaçlar da giderilmeye çalışılıyor.
Yeter mi? Yetmez.
Emeği geçen her insan için söylüyorum; ortada bir emek var, mücadele ver, insanlar iş yapmaya, yaralara merhem olmaya çalışıyor.
Sağcısı solcusu, ülkücüsü komünisti, emeği geçen herkesten Allah razı olsun.
Dün ise Defne Belediye Başkanı İbrahim Güzel, Halk TV’ye çıkıp şunu söylüyor:
“Dost belediyeler geldi. Beslenme, su, battaniye ihtiyacını karşıladık ama insanların burada başlarını sokabilecek bir yerleri yok. Duyun artık ya. Vallahi yeter. Bir çadır gönderemediniz. Bunun muhatabı kimse üstüne alınsın. Beni de Silivri'ye atın. Artık yeter.”
Yukarıdaki bilgilere baktığımızda evet Defne’ye gerçekten bir çadır gönderilememiş.
Binlercesi gönderilmiş.
Hatırlanacağı üzere henüz iki gün önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’da beraberindeki Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak’la beraber Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ı ziyaret etmiş, çalışmalarından dolayı tebrik ve teşekkür etmişti.
Sanırım Defne’nin CHP’li belediye başkanı biraz yerel siyasetin gereğini yapıyor.
Yoksa kendi genel başkanını da yalanlayan bir pozisyona düşmezdi diye düşünüyorum.
Ayrıca CHP'li İbrahim Güzel'in diline bir bakın.
Nedir bu tutuklanma sevdası?
Yok gelsinler tutuklasınlar, yok Silivri'ye atınlar.
İlginç.
Biz anormal bir felaket yaşıyoruz.
Yaralar çok derin, çok acı verici.
Sadece Hatay’da 22 binden fazla vefatımız var, çöken binlerce binamız var.
İnsanları kışkırtmak yerine yaraları sarmaya odaklanmamız lazım.
Şov değil iş zamanı.

Ekşisözlük manipülasyonu

Sosyal medya dezenformasyonları; yaşadığımız asrın felaketinden sonra çok daha fazla konuşulacak.
Belki şu anda yeterince gündemde değil, ama onun da sırasının geleceğini düşünüyorum.
Müthiş bir bilgi kirliliği, tek elden çıkan büyük büyük yalanlar sosyal medyayı esir almış durumda. Almaya da devam ediyor.
Deprem sürecinde Ekşisözlük de böyle bir mecraya dönüştü.
Müthiş manipülatif başlıkla açıldı, günlerce en tepede ziyaretçilere gösterildi. Ve bu bilinçli yapıldı, buna da şahidim.
Ve bir sabah uyandığınızda o başlıklar siteden kaldırıldı, yalanların delilleri yok edildi.
Kaynak kim? Belli değil.
Ortada bir iddia var, gerçeklik yok.
Ama bir bakıyorsun herkes inanmış.
Ekşisözlük’te bir kesim sadece manipülasyona çalışıyor.
İşte ona bir örnek;
Ahmet Hakan bugünkü köşe yazısında demiş ki; “İyi ama bu sitede sadece terör övgüsü, panik yaratma gibi kötülükler yapılmıyor ki. Burası bireylerin hukukunu çiğneme açısından da zıvanadan çıkmış durumda. Ekşisözlük’te yuvalanmış bazı pisliklere karşı bizi kim koruyacak?”
Bugün ise Ahmet Hakan bu köşe yazısının ardından Ekşisözlük’te en çok okunanlara şu başlıkla girmiş:
“ahmet hakan'ın sözlük yazarlarına pislik demesi”
Yaaaa işte.
Laf kalabalığı yapmaya bile gerek yok.
Anlama kapasitesi ve seviye ortada.