Devlet okullarında kayıt parasının nedenini açıklıyorum!

Emirhan Akman

Emirhan Akman

Tüm Yazıları

Geçen gün biriyle konuşurken şöyle dediğimi hatırlıyorum, “Son iki haftada bana ulaşan tüm sorunları köşeme taşısam elimde bir aylık yazı konusu var.” Kendimi bazen dört beş yerinden patlamış dev bir su borusu başında, küçük elleriyle delikleri kapatmaya çalışan çaresiz birisine benzetiyorum. Keşke ne patlayan boruyu görsem, ne de çaresiz kalsaydım dediğim çok an oldu. Matrix’te bir sahnede şöyle söylenir, ‘ignorance is bliss’. Yani cehalet mutluluktur.

EĞİTİM BİTKİSEL HAYATTA

Yeni eğitim öğretim dönemi açıldı. Tartışmaların göbeğinde okulların veliler tarafından temizleniyor olması, devlet okullarında alınan ‘kayıt ücreti’ ve adrese dayalı eğitim sisteminin çöküşü var. Bana göre Türkiye’de eğitim sistemi çökmüştür. Bir şeyi yaşıyor gibi görünmesi onun sağlıklı ve hayatta olduğunu göstermez, yıllarca bitkisel hayatta fişe takılı yaşayan nice hasta var. Ölü değiller ama pek de yaşıyor sayılmazlar. Türkiye’de eğitimin özetini böyle yapabiliriz… Bitkisel hayat! Ne yazık ki şu an bu durumu sonlandıracak bir gücümüz yok, siyasilerin böyle bir gündemi de yok. Halbuki eğitim dediğimiz şey o kadar ciddi bir şey ki, yeni kuşağın ortalama 30-40 yıllık çalışma hayatı şimdiden belirleniyor. Bu kuşağın üreteceği değer ve imkânlar üzerine inşa edilecek Türkiye’nin yeni yüzyılı.

TÜRKİYE’NİN YÜZYILI MI?

Veliler yeni eğitim öğretim yılıyla birlikte ilkokul ve ortaokula başlayacak çocukları için okul arayışına girdi. Her yerden devlet okullarında, ‘kayıt ücreti’ isteniyor haberi geliyor. Bu birbirine girmiş birçok sorunun yarattığı bir durum. Öncelikle Türkiye’de okul kalitesi her bölgeye, her şehre ‘eşit’ yayılmış bir şekilde inşa edilemedi. Bugün bırakın Doğu-Batı meselesinde, Kocaeli’nin içinde dahi eğitim kalitesi eşit dağılmıyor. Bu nedenle veliler öğrencilerini daha iyi olduğunu düşündükleri okullara yazdırmak istiyorlar. Bu en büyük hakları, velilerin hepsi devlete her ay ve yıl her şeyden vergi veriyor. Vergileri karşısında ise en temel hak olan eğitim hakkını almak istiyorlar. Veliler çocuklarını eğitim kalitesi her yere eşit dağıtılmadığı için ‘adrese dayalı’ kayıt sistemini aşmak ve daha iyi okullara yazdırmak istiyor. Bugün bana göre ‘adrese dayalı’ kayıt sisteminin çökmesinin temel nedeni eğitim kalitesinin eşitsiz olmasıdır. Kocaeli’de Yahya Kaptan’daki okulların eğitimi iyiyken, aynı kaliteyi onun etrafındaki diğer okullarda bulamıyorsunuz. Bu durumda veliler adrese dayalı kayıt sistemini aşmak için çeşitli hilelere başvuruyor. Size soruyorum, hangi veli ‘enayi’ gibi kendi evinden çok uzakta bir okula göndermek ister çocuğunu? Ama siz eğitimi eşit kalitede sunamazsanız ve üstüne ‘yaptım oldu’ diyerek ‘adrese dayalı’ kayıt sistemini getirirseniz vatandaş kendi çözümlerini üretir.

SİSTEM BAZEN SİZİ SUÇA İTER

Bu çözüm beraberinde çelişkileri getiriyor. İsim vermeyeceğim Başiskele’de, Yahya Kaptan’da bazı okulların 20 bin ile 40 bin lira arasında kayıt ücreti aldığını duyuyorum. Bu ücretlerin neredeyse hepsi o adreste yaşamayan ama yaşıyormuş gibi gösterilen çocukların ailelerinden isteniyor.

Devlet okullarına girişte kayıt ücreti ‘suçtur’ fakat velilerin ‘adrese dayalı’ sistemi aşmak için, çocuklarının ikametini o bölgedeki yakınlarının yanına alması da ‘başka bir suç’. Böylece çocuğunuzu henüz ilkokul ya da ortaokulda iyi bir okula yazdırmak istiyorsanız büyük oranda suç işlemiş oluyorsunuz! Aramızda kalsın ama bu suçtan kurtulmamızın tek bir yolu var: sistemi değiştirmek!