Endişelenmemek elde
Herkes için endişenin farklı nedenleri olabilir. Gerginlik, panik, korku, terleme ve hızlı kalp atışı endişenin bazı belirtileridir. Peki bizi endişelendiren şeyler nelerdir, neden endişeleniriz?
Sağlımızla ilgili bir sorun olduğunda endişe duyarız. Acaba tümör mü var, kanser miyim, ciddi bir hastalık mı geçiriyorum gibi. Bu endişeler gerçek olabileceği gibi bazen sadece endişedir.
Kendimizden ziyade ailemizdeki ya da yakınlarımızdan birinin başına bir şey gelmesinden dolayı endişe duyarız. Buradaki edişe gerçekten bir şey olduğundan değil, bir şey olursa bununla nasıl başa çıkacağımız sorunudur.
Para. Ne kadar paran varsa o kadar hayatta kalırsın düşüncesi endişeye neden oluyor. O da yetmiyor, kendimizle kıyasladığımız insanlarla aramızdaki ekonomik farklılık da bizi endişelendiriyor. Mevcudumuzu korumaya çalışmak da endişelendiriyor.
Uyku önemli bir sorun. Kaliteli ve yeterli bir uyku alamadığımızda endişemiz farkında olmadan artıyor. Bu daha ziyade tıbbi bir tespit.
Kullandığımız bazı ilaçların yan etkileri de endişeye sebep olabiliyor.
Kilodan kurtulmak isterken uyguladığımız diyet de endişenin bir başka sebebi. Zira kan şekerinde değişiklik olunca bunun endişeyi tetikleyen bir etki meydana getirdiği tıbben işaret edilen başka bir faktör.
Mükemmeliyetçi yapıda olan insanlarda endişe fazladır. Kabul etmiyor veya farkında olmayabiliriz ama endişeye sebep olacak mükemmeliyetçi bir yanımız varsa endişe de kaçınılmaz oluyor.
Çevremizdekilerle çatışma ve tartışmalarımızda, bu tartışma ve çatışma gelecekteki ilişkiyi etkilediği için endişeye sebep oluyor.
Sosyal medyada kullanımı aşırı bilgi bombardımanına bizi maruz bırakıyor. Bu da başka bir endişe sebebi. Öyle bir bakıp çıkayım, ben bağımlı değilim gibi kendimizi kandırmacalarımız dahi ister istemez zihnimizi duygularımızı ciddi meşgul ediyor. Aşırı yüklenme meydana getiriyor. Sonunda endişelendiriyor.
Ayrılıklar hayatın bir gerçeği. Nasıl ki çocuklar kendilerini kollayan gözeten birinden ayrılırken endişe duyuyorsa bir o kadar da yetişkinlerin ayrılıklar sebebiyle endişesi oluyor. Hayatınızdaki birinden ayrılmak ya da ayrılacak olmak endişeye sebep veriyor.
İklim değişikliği, pandemi, deprem gibi olağanüstü olaylar da endişeyi arttırıyor. Endişelendiriyor. Çünkü kontrol edemeyeceğimiz şeyler bunlar. Kendiniz için sevdikleriniz için onları bir daha görememe riski taşıyor bu endişe.
Kalabalık ev ortamı, kendine vakit ayıramama, kendini ihmal etme, stres, çalışma ortamı ve daha birçok sebep var.
Endişelenince rahatlamak isterken akla gelen ilk şey bir kahve içmek. Oysa ilginçtir, fazla miktarda alınan kahve içerdiği kafein sebebiyle endişeyi arttırabiliyor. Bu konuda uzman görüşleri şu şekilde; “Kafeinin doğal etkileri, kalbinizin daha hızlı atması, vücudunuzun ısınması, nefes alma hızınızın artması gibi endişeyi taklit eden her şey gibi bir dizi duyumu harekete geçiriyor", "Psikolojik olarak, zihninizin bunun endişe olmadığını anlaması zor çünkü o da aynı şeyi hissettiriyor."
Kahve demişken, 80’lerde yapılmış ünlü bir komedi filmi var. AIRPLANE. Kaptan uçakta bir arıza olduğunu ve birazdan uçağın düşeceğini söylüyor. Tüm yolcular hiç endişelenmeden öylece sessiz dinliyor. Kaptan son olarak uçakta kahve kalmadığını söyleyince bu defa yolcuların tümü ayağa kalkarak isyan ediyor ve kendi aralarında kavgaya tutuşuyor.
Endişe ile ilgili bazı düşünürlerin güzel tespitleri ile bitirelim.
“Korku ve endişe ikiz kardeş değil, birbirlerinin kuzenidir. Korku bir şeyi tehdit olarak görüyorken, endişe sadece o şeyi hayal eder. “
“Endişelerimiz gelecek kaygısından ziyade geleceği kontrol etme isteğinden gelir. “
“Endişelenmek sallana bir sandalyeye benzer, size yapacak bir şeyler verir ama sizi hiçbir yere götürmez.”
Olacakla, öleceğe çare yok. Olacakla öleceğe çare yok.