Erdoğan oyun arkadaşı bulamıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023 seçimlerinin hemen ardından yeni bir Anayasa tartışması başlattı. Birçok Anayasa hukukçusuna göre Anayasa’ya aykırı bir şekilde üçüncü kez aday olmuştu. Oysa Erdoğan şimdiden dördüncü kez aday olmanın yollarını arıyor gibi.

Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında yaşanan yargı krizini de bir Anayasa tartışmasına dönüştürmeye çalışan Erdoğan, son olarak bir gazetecinin sorusuna yanıt verirken 50+1 şartının değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Buna gerekçe olarak da, muhalefetin kurduğu ittifakları gösterdi. “Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil. Yok altılı, yok on altılı masa… Bundan sonra kim bilir daha neler çıkar?” sözleri çok manidardı.

Muhalefetin ittifakları neden Erdoğan’ı ilgilendirsin ki? Belki de muhalefeti ima eder görünürken, 50+1 için kendisinin kurmak zorunda kaldığı ittifaklardan şikayet ediyor Erdoğan. HÜDAPAR ve Sinan Oğan ile MHP’yi bir araya getirmek zorunda kalan, en önemli rakiplerinden biri olan Yeniden Refah Partisi’ne alan açan Erdoğan’ın bu durumdan hiç memnun olmadığını ve sürdürülebilir görmediğini tahmin etmek zor değil.

Öte yandan MHP lideri Bahçeli, ülkeyi kendi hedeflerine uygun olarak yönetmek isteyen Erdoğan’ın işini hiç kolaylaştırmıyor. Filistin savaşı, yargı krizi gibi konularda Bahçeli öyle yüksek perdeden çıkışlar yaptı ki, daha makul bir yaklaşım göstermek isteyen Erdoğan üzerinde baskı oluşturdu. Bu durum aslında yıllardır böyle. Ülkeyi Erdoğan yönetiyor ama Erdoğan’ın hareket alanını Bahçeli çiziyor.

Bahçeli, Erdoğan’ın 50+1 çıkışına beklendiği gibi net bir “hayır” yanıtı verdi. Ama konuşmasının tonundan da, kullandığı bazı ifadelerden de anlaşılıyordu ki, Cumhur İttifakı’nın sonlanmasını hiç istemiyor. “Biz bu ittifak için her türlü fedakarlığı yaptık, bir yere gitmeyiz” demeye gelen ifadeler kullandı.

Bahçeli’nin 50+1’i savunurken "Bu sistemin demokratik meşruiyet temeli, yüzde 50+1'dir. Yüzde 50+1 oyla Cumhurbaşkanı seçilmesi, çoğulcu demokrasinin dünyaya emsal teşkil edecek bir şekildir. Milletvekili seçmiyoruz, belediye başkanı seçmiyoruz, cumhurun bütününü temsil edecek Cumhurbaşkanı seçiyoruz. Yüzde 50+1 oyu eleştirenleri anlayışla karşılamamız, bunu felaket olarak yorumlayan karamsarları makul bulmamız abesle iştigaldir" sözleri de anlamlıydı.

Muhalefet de net bir biçimde karşı çıktı Erdoğan’ın önerisine. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP ve AK Parti arasındaki muhtemel bir çatışmayı körükleyecek ifadelerle ele aldı konuyu ve Erdoğan’ın MHP’den kurtulmaya çalıştığını iddia etti. Özel,"MHP'nin yanlış bir yol olduğu, onunla birlikte olmanın bir hata olduğu, MHP'nin sırtında kambur olduğunu açıkça ifade ediyor" yorumunu yapmakla kalmadı, Bahçeli’yi yürümeyen bir evliliği devam ettirmeye çalışan eşe benzetti.

HEDEP Eş Genel Başkanı Tulay Hatımoğulları Oruç "Erdoğan Anayasa'yı buruşturulacak kağıt, canı istediğinde oynanacak bir oyuncak zannediyor” sözleriyle kapıyı kapatırken, İYİ Parti lideri Meral Aşener de “Eğer amacın 2 dönem kuralını değiştirmekse hiç kusura bakma, çok beklersin” dedi.

Erdoğan yeni bir Anayasa için muhalefeti bir türlü oyun sahasına çekemiyor. Peki nasıl çekebilir? Yürütmeyi tek elde toplayan, yasamayı anlamsızlaştıran, yargıyı kontrol altına alan, dünyada eşi benzeri olmayan, Türkiye’ye özgü Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini tartışmaya açarak elbette.