Erdoğan’ın söylemlerinden anladıklarım

Furkan Çalışkan

Furkan Çalışkan

Tüm Yazıları

Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün Kocaeli’de iki çok önemli konuşma gerçekleştirdi. Bunlardan ilki ÖNDER’deydi, ikincisi Gölcük’te.

Bu yazıda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yalnızca ÖNDER’de yaptığı konuşma ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın dolandırıldığı yolsuzluğa adı karışan, ancak bugün A protokole alınarak Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ile poz veren Kocaeli Güçlü Kadın Derneği Tuğba Sarıcan Yıldız’a değineceğim. Başlayalım…

KENDİNE GEL, KİM OLDUĞUNU HATIRLA

Cumhurbaşkanı Erdoğan, göreve geldiklerinden yana cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırdıklarını hatırlattı. İç ve dış güvenlikte çağ atladıklarını ifade etti. Kuşkusuz abartıdan uzak cümlelerdi bunlar.

İmam Hatiplilere seslendi ve dedi ki:

“Biz bir avuçtuk. Sel olduk, çağlayan olduk, okyanus olduk.”

Eskisinden çok daha güçlüsünüz dedi.

Kendinize gelin, Kim olduğunuzu hatırlayın dedi.

Tam bu esnada partinin içerisindeki para kanseri siyasetçileri, menfaat şebekelerini, ihale simsarlarını düşündüm.

Bunları tespit etmek ve partiden uzaklaştırmak da, yöneticilerin görevi olsa gerek.

Bir de bu esnada istemsizce Eşref Ziya'nın, "Bir Güneş Doğuyor" parçasını mırıldandım. Hayırlara vesile olsun inşallah.

ETKİLEYİCİ BİR ANDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin en meşhur sloganını bir kez daha hatırlattı. Neydi o?

“Zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın.”

Balık hafızalıyız tabi, çabuk unutuyoruz. Evvel zamanı, verilen mücadeleleri.

Kimin kim olduğunu.

“Fatih’in emanetine sahip çıktık” diyerek bitirdi.

İmam hatiplerin diriliş sembolü olduğunu anlattı.

Arif Nihat Asya’nın “Biz Kısık Sesleriz” şiirini okuduğu esnada, doğal bir şekilde tüm salonun “Amin” demeye başlaması da etkileyici bir andı.

İLİM VE İRFAN

Bu haftaki Cuma hutbesinin konusu ilim öğrenmenin önemi idi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da, “En çok imanımıza saldırıyorlar. İlim ve irfan yuvalarımıza saldırıyorlar” dedi.

100 yıl önceki kurtuluş mücadelemizi hatırlattı, işgal edemediler dedi. Şimdi iman kalemizi kuşatmaya çalışıyorlar dedi ve ekledi:

“En ön safta imam hatipliler yer alacaktır.”

İMAM HATİP SADECE OKUL MU?

Erdoğan yukarıdaki vurguyu yaptığı zaman İmam Hatiplerin sadece bir okul olup olmadığını düşündüm.

Hayır, değildi.

İmam hatip, bir düşünce devrimiydi.

Yok edilen değerlere karşı tutulmuş son kale idi.

Ve imam hatip öğretilerinin sosyal hayattan büyük bir ustalıkla silinmeye çalışıldığı dönemde, sığınılmış tek limandı.

Erdoğan, “En ön safta imam hatipliler yer alacaktır” derken, sadece imam hatip mezunlarını asla kastetmedi.

Bir davayı, bir şuuru hatırlattı.

AK PARTİ DERS ALMALI

Erdoğan, AK Parti’deki, “Suskunluk sarmalı siyasetine” karşı çıktı dedi ki: Sosyal medya ve medyaya sahip çıkacaksınız. Sizler konuşacaksınız, sizler buralarda olup, anlatacaksınız.

Barbar bir şekilde tüm değerlerimize saldırıldığı bu dünyada, bu suskunluk nedir ey Müslümanlar diye sordu Erdoğan.

MISIR MESELESİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mısır’ın şehit lideri Mursi’yi kara kaşı, gözü için sevmedi.

Bugün Doğu Akdeniz’in, ve bu vesile ile Gazze’nin, Filistin’in, Suriye’nin güvenliğini sağlayacak bir tampon bölge oluşturma hayali nedeniyle Mursi ile yol yürüdü.

Çünkü şehit Mursi’de bu yoldaydı. Hükmü Allah verdi, Mursi şehit oldu. Mücadele daha da çetinleşti.

Darbeci Sisi, batının kuklası olarak bunu yıllarca engelledi.

Biz Türkiye olarak hala aynı yerdeydik.

Ancak Sisi ve Mısır, bu kez bizim yanımıza geldi.

Allah'ın izniyle Türkiye'nin izlediği dış politikası ve yükselen gücü ile Sisi'yi Batı'nın elinden çalmayı başarmış gibi görünüyoruz.

Gönlüme, “Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır” cümlesi düştü.

Ve şimdi bir tarihi dönüşümün arefesindeyiz.

Kısır siyaset söylemleri yerine, dünyada neler olduğuna odaklanırsak siyasi hamleleri çok daha doğru okuyabiliriz.

Tam da bu nedenle Erdoğan,

“Mısır ve Suriye’nin Dayanışma Hattı, Gazze ve Filistin’în hayrına olacaktır” dedi.

BRICS’e katılması beklenen Türkiye için Erdoğan, “Türkiye’nin manevra alanı genişleyecek” dedi.

YETERİNCE ÖNEMSEMEMİŞTİM

Kara Harp Okulları’nın mezuniyet töreninde çekilen kılıçları açıkçası pek önemsememiştim.

Hatta CIA’nin “Kapadokya” paylaşımının ardından, Kara Harp Okulları Mezuniyet Töreninden cımbızlanan bir videonun, Türk askeri ile toplumu karşı karşıya getirmek amacıyla servis edildiğini düşünmüştüm.

Ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın günler sonra gelen, “bu kılıçları kime çekiyorsunuz?” Çıkışı ve gerekli araştırmaların yapıldığı bilgisi, konuyu bambaşka bir boyuta taşıdı.

Namussuz FETÖ’cüler belki de klikleri hareketlendirmeye çalışıyordu da biz göremedik.

Bekleyip göreceğiz.

Hakan Fidan’ın söylediği gibi:

Devlet bazen geç devreye girer, ama girer.

O fotoğrafı nasıl veriyor?

Kocaeli Güçlü Kadın Derneği Başkanı Tuğba Sarıcan Yıldız, MESEM örgün diploma ve UTP yolsuzluğuna adı karışan isimlerden.

Müfettiş raporlarına göre bu derneğe 4 Milyon 500 bin TL’nin üzerinde usulsüz aktarım yapıldığı yazıyor.

Kent aylardır bu konuyu konuşuyor.

Bugün ise Cumhurbaşkanı Erdoğan Kocaeli’deydi.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın dolandırıldığı yolsuzlukla adı anılan Tuğba Sarıcan Yıldız, A protokoldeydi.

Cumhurbaşkanına sıfır mesafede, AK Partili tüm yöneticilerin hemen yanı başında.

Orada bulunan parti yöneticilerine lafım yok.

Ancak söz konusu kadını A protokole kim, nasıl, neden ve hangi sıfatla soktu?

Milli Eğitim Bakanlığı’nın dolandırıldığı bir dosyaya adı karışan Tuğba Sarıcan Yıldız, Cumhuriyet tarihinin belki de en önemli Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’le poz verdi.

Yusuf Tekin ne bilecek Tuğba Sarıcan Yıldız kim?

Hatırlayın, İçişleri eski Bakanı Süleyman Soylu’ya, kendisini ziyaret eden isimler üzerinden ne operasyonlar çekilmişti. Hatırlıyor musunuz?

Ve tekrar altını çiziyorum.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın dolandırıldığı bir dosyada ifade veren, derneğine usulsüz para aktardığı iddia edilen bir kadın nasıl oluyor da Milli Eğitim Bakanı ile fotoğraf verebiliyor?

Şoklar içerisindeyim.

Bundan sonrası lafı güzaf.