Fatma Kaplan Hürriyet neden CHP lideri olmasın?

...

Cumhurbaşkanı adaylığı açıklandığında partisinin TBMM grup toplantısında son kez konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, duygusal bir konuşma yapmış “Bu kürsü aslında benim evim” diyerek veda etmenin kendisi için hiç kolay olmadığını gözleri dolarak söylemişti.

O gün cumhurbaşkanı seçileceğinden yüzde yüz emin bir şekilde partililere veda eden Kılıçdaroğlu, dün bir kez daha aynı kürsüye çıkmak zorunda kaldı. Konuşmasının tamamını dinleyince anladık ki, Kılıçdaroğlu aslında o kürsüyü gerçekten evi gibi görüyor ve belki de cumhurbaşkanı olmaktan daha fazla önemsiyor.

“Gemiyi sağlam olarak limana götürmek kaptanın görevidir” diyen Kılıçdaroğlu, kazanılmasına neredeyse kesin gözüyle bakılan bir seçimin kaybedilmesi ile gemiyi karaya oturttuğunun farkında bile değil. Gemiyi artık limana değil, tersaneye götürmek gerekiyor. Bu geminin tamire, yenilenmeye ihtiyacı var.

Belli ki Kemal Bey bizim gibi düşünmüyor. Sadece o da değil, CHP’nin elitleri de 10 ay sonra yapılacak yerel seçime Kılıçdaroğlu liderliğinde gidilmesi gerektiğinde hem fikir. Parti dağılırmış, seçimde büyükşehirleri kaybedermiş, Kemal Bey’siz seçim kazanmak imkansızmış. Bir kabus senaryosu yazılıyor. Gerçekten buna inanıyorlar mı, yoksa çıkarları bunu gerektirdiği için mi böyle bir hava yaratıyorlar, siz karar verin.

CHP tabanında da Kılıçdaroğlu’nun kalmasını isteyen azımsanmayacak bir kesim var. Ama eleştiriler arttıkça değişimden yana olanlar çoğunluğu oluşturmaya başlıyor. Üstelik ittifak siyasetine devam edilecekse, İYİ Parti’de Kılıçdaroğlu’na yönelik büyük bir tepki olduğunu da akılda tutmak gerekiyor. İYİ Parti seçmeninde Kılıçdaroğlu antipatisi zirve yapmış durumda.

Bazıları haddini aşan çıkışlar yapsa da, muhalif gazeteciler arasında da Kılıçdaroğlu karşıtlığı açık ara önde. Tek tük cılız bir “Çok fazla üstüne gidiliyor” itirazları olsa da genel olarak muhalif seçmende de medyada da değişim isteği ağır basıyor.

Bu talebin taşıyıcısı olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu görülüyor. Hem seçim kampanyası sırasındaki baş döndüren performansı, hem yenilginin ardından yaptığı cesur çıkış ile bu görev ona yakıştırılıyor da. Ama Kılıçdaroğlu ve kurmayları belli ki öyle düşünmüyor.

Kemal Bey dünkü konuşmasında “Bireysel beklentilerden tamamen arınmak zorundayız” diyerek İmamoğlu’na üstü kapalı bir mesaj verdi. Kendisi ne yapıyorsa partisi için yapıyor ama karşısına çıkacak herkes bireysel beklenti ile hareket ediyor!

İmamoğlu’nun İstanbul’a odaklanmasını istiyorlar. CHP bir kez daha seçim kazanacağından emin, yeter ki onların belirlediği isimler yerlerinden kıpırdamasın, onların sözünden çıkmasın. Gerçek sorunu göremiyorlar. CHP seçmeni apolitikliğe kayıyor, CHP seçmeni depresyona giriyor, CHP seçmeni sandığa küsüyor. CHP seçmeni, Kılıçdaroğlu’nu karşısında gördükçe, gözünü yumup 14 Mayıs-28 Mayıs arasında yaşadıklarını unutmaya çalışıyor. Kılıçdaroğlu, Mart ayında İmamoğlu’na oy vermek için sandığa çağıracağı seçmenin psikolojisini düşünmüyor.

Atatürk gitmiş, İnönü gitmiş, Ecevit gitmiş, ama Kılıçdaroğlu gidemiyor. Yerini dolduracak biri yok ona göre. Partiyi “tek adam” olarak öyle bir dizayn etmiş ki sadece o biliyor dinamiklerini, sadece o biliyor makineyi çalıştırmayı. Koskoca CHP, onsuz limana varamıyor!

Yarattıkları bu alternatifsizlik hissi tamamen yapay. Bakınız İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet mesela, pekala CHP Genel Başkanı olabilir. Kadınlara seslenip duruyor ya Kılıçdaroğlu, sonra da biz Meclis kürsüsünden arka arkaya yemin eden kerli ferli adamları izliyoruz ya her seçim sonunda, samimiyse kadınların önünü açmak konusunda buyursun Fatma Hanım’ın önünü açsın.

Eğer İmamoğlu olmadan İstanbul seçimini kazanamayacağınızı düşünüyorsanız, alternatif mi yok?

Hürriyet, bu kentten üç kez milletvekili seçildi. 24 Haziran seçimleri öncesinde 14 CHP'li milletvekili ile Meclis’te grup kurabilmesi için İYİ Parti'ye geçerek fedakarlık yaptı. 2019 seçimlerinde vekilliği bırakarak İzmit Belediyesi’ni yıllar sonra AK Parti’den geri almayı başardı. AK Partili Büyükşehir Belediyesi’nin tüm engellemelerine rağmen, kamuoyu araştırmalarında sürekli en başarılı ilçe belediye başkanları arasına girmeyi başardı. Kocaeli’de AK Partili 12 belediye başkanı karşısında, CHP’li tek belediye başkanı olarak hiç geri adım atmadan ilerledi.

Bu seçimde de canını dişine takarak, CHP ve Kılıçdaroğlu için çalıştı. İzmit’te kendi imkanlarıyla seçim ofisleri kurdu. Gebze’deki mitinglere kumanya yetiştirdi. Kılıçdaroğlu’na yönelik kara propagandaya karşılık, kentin merkezine LED ekran kurup kendi inandığı gerçekleri anlatmaya çalıştı. İktidar tüm güçlerini seferber ederek ekranı karartmaya çalıştı ama onu yıldıramadı. Mücadele ederek, YSK kararına rağmen karartma girişiminde bulunanları tüm Türkiye’ye deşifre etti. Milletvekili adayları ile birlikte ilçelere, mahallere giderek halk buluşmalarında onlara destek verdi. İstanbul mitinginin organizasyonunda rol yaptı, vatandaşlara SMS attı. İlk tur sonrasında sonuca hazırlıksız yakalanan Millet İttifakı duvarları boş bırakırken, Kılıçdaroğlu afişini duvara giydiren yine Hürriyet oldu. Bir seçim makinesi gibi çalıştı Fatma Hanım.

Çabasının neticesini de aldı. Kocaeli’de Kılıçdaroğlu’na açık ara farkla en fazla oy İzmit ilçesinden çıktı. İzmit’te Kılıçdaroğlu yüzde 43,39 oranına ulaştı. CHP’nin oyu yüzde 30’a taşındı, bir önceki seçime göre yüzde 4’e yakın bir oy artışı sağlandı.

Bunları yaparken, bir yanda da Kocaeli’ye basketbolda özlediği gururu yaşattı Hürriyet. İki seçim arasında, İzmit Belediyespor Kadın Basketbol Takımı süper lige çıkmayı başardı. Moral bozukluğu içindeki kente İzmit’in perileri ile sevinci yaşattı.

Üstelik Hürriyet’in sadece CHP seçmeninde değil, İYİ Parti seçmeninde de büyük bir karşılığı var. Başkanlığı süresi boyunca İYİ Parti ile büyük bir uyum içinde çalıştı.

Artık duygusallığı bir kenara bırakıp şu gerçekle yüzleşmemiz gerekiyor: Siyaset iktidar için yapılır. İktidar seçimle kazanılır. Kaybedenlerin siyasi arenada işi yoktur. Onları aslanlar yemiştir, siyasi mefta olmuşlardır. CHP de yoluna kazananlarla devam etmek zorundadır.