Fikri Işık Kocaeli’de, Tahsin Tarhan Ankara’da
AK Parti’nin kurucu Kocaeli il başkanı olarak çıktığı yolda, 2007 yılında milletvekili seçilen, Milli Savunma Bakanlığı ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı görevlerinde bulunan Fikri Işık, 2023 seçimlerinde aday yapılmadı ve Ankara’daki görevi sona erdi. Işık, dün İzmit’te basın mensupları ile bir restoranda bir araya geldi. Işık’ın sözlerinden anladığımız kadarıyla, siyaseti bırakmak gibi bir niyeti yok. “Siyasetin giriş kapısı var da çıkış kapısı yok” diyen Işık’ın Kocaeli’de yeni bir göreve talip olduğu izlenimi oluştu. Her ne kadar “Bizde görev istenmez verilir” dese de, Işık’ın dünkü çıkışı, Kocaeli siyasetine ağırlığını koyma niyeti taşıdığını gösteriyor.
İki dönem CHP’den Kocaeli milletvekili olarak seçilen ve Parti Meclisi üyeliği de yapan Tahsin Tarhan da bu dönem aday yapılmamıştı. Tarhan’a şimdi çok önemli bir görev verildi. Seçimin kaybedilmesinin ardından istifa eden MYK üyelerinin yerine yeni A takımını belirleyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Tarhan’a MYK’da görev verdi. Tahsin Tarhan, CHP MYK'sında Yurtdışı Örgütlenmeden sorumlu olacak. Yani artık Kılıçdaroğlu’na en yakın 14 isimden biri Tarhan diyebiliriz.
Bu sabah kendisini tebrik etmek ve bazı sorular yöneltmek için aradım. Tebriklerimi ilettim ama sorularımı yöneltmem için yarın aramamı istedi. Şu an Ankara’daymış ve anlaşılan çok meşgul.
MUHALEFET HAKLI ÇIKTI
Seçim kampanyası sürecince muhalefet, ekonominin artık duvara tosladığını, mevcut politikalarla yola devam edilmesinin felakete neden olacağını savundu. Buna karşılık seçmenin yüzde 52’si, iktidarın adayını tercih ederek adeta ekonomiye de güvenoyu verdi.
Ancak ortaya çok tuhaf bir tablo çıktı. Kampanya boyunca uyguladığı ekonomi modelini savunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ekonominin başına kendi modelini uygulayan Nureddin Nebati yerine, muhalefetin savunduğu politikaları uygulaması beklenen Mehmet Şimşek’i getirdi.
Mehmet Şimşek de görevi devralırken “Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır” sözleriyle muhalefeti onaylamış oldu. Yani Yeni Türkiye Modeli, akılcı değildi, bilimle çelişiyordu. Bunu söyleyen ekonomistler de “mandacı” değildi. Eğer mandacı iseler şu anda Hazine ve Maliye Bakanlığı, bizzat Erdoğan tarafından “mandacı” anlayışa teslim edilmiş anlamına gelir. Elbette, öyle değil.
Tabii burada şunu söylemek lazım: Muhalefetin savunduğu doğru, iktidarınki yanlış çıktıysa, neden seçimi muhalefet değil de iktidar kazandı? Seçmen kendi geleceğini belirleyecek en önemli konulardan birinde neden yanlış karar versin? Elbette yanlış bir karar vermedi. Muhalefet seçmene güven veremedi. Bu güven sorununu çözmeden, seçim kazanmalarının imkansız olduğunu bir kez daha gördük. Erdoğan’a ise ne olursa olsun geçmişten kaynaklanan bir güven var. “Yaptıysa bir daha yapar” diyor seçmen. Erdoğan’ın pragmatizmine güveniyor.
Bu noktada şunu da söylemek lazım ki “Şimşek geldi, dertler bitti” demek mümkün değil. Sorunlar o kadar büyük ve derin ki, kısa vadede bir sonuç beklemek hayalperestlik olur. Üstelik bizim kısa vadeli bir çözümle yetinmemiz mümkün değil. Türkiye ekonomisinin uzun vadeli kalkınma ve yüksek kaliteli büyümeye ihtiyacı var. Bunlar ise siyasi irade ile mümkün olabilir. Mesela, kurumların güçlendirilmesi için, siyasi otoritenin kendi gücünü sınırlandırması gerekiyor. Mesela, seçim ekonomisine tevessül edilmemesi gerekiyor. Mesela, yargının bağımsızlığını garanti altına alması gerekiyor. Erdoğan bunları yapar mı?
“BEDAVA DOĞALGAZ” DA ÇALIŞANIN CEBİNDEN ÖDENECEK
Son yıllarda uygulanan ekonomi modelinin faturasını orta sınıf ödedi. Gelirleri eridi, enflasyon ve kira artışları karşısında giderek yoksullaştı. Şimdi bir kez daha, seçim kazanmak için hanelere verilen “bedava doğalgaz”ın faturası da sabit gelirlilere çıkarılıyor. TÜİK’in enflasyon hesaplamasında doğalgazda “sıfır fiyat” yöntemi sebebiyle enflasyon yüzde 40’ın altına düştü. Enflasyondaki düşüş memur maaşlarına yapılacak zam oranını da aşağı çekecek. Yüzde 20 civarında beklenen zam oranı yüzde 14-15’lere düşmüş olacak. Buna bağlı olarak emekliye yapılacak zam da düşecek.
Bu gelişme, yani TÜİK’in “sıfır fiyat” yöntemi kullanması, Mehmet Şimşek döneminde de “acı ilacı” esas olarak vatandaşın içeceğinin işareti olarak okunabilir.