Gayet Milli Gayet Dini

Belki de şu kısacık 3 güne iki bayram sığdırmak.

Hiç bir şey anlamadık gibi olsa da ne kadar güzel değil mi?

Güzelliğini yaşayamadınız mı?

Bence doya doya yaşayın. Bir sonraki bayramı yaşamak sadece ümitvari.

Değerli dostlarım;

Bir Ramazan ayı sonrasında Mübarek Ramazan Bayramı ve hemen son gününde demokrasi, hukuk, adalet ve gelecek vaadi ile yol açan Cumhuriyeti'nin temelini oluşturan, ilk yıllarında Hâkimiyet-i Milliye Bayramı olarak kutlanan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı bir arada icra etmek o kadar anlamlı ki.

Bu milletin hamur ve harcı milli ve manevi değerleri.

Kimsenin vazgeçmeyeceği, uğruna canını vermekten çekinmeyeceği en değerli varlığı Milli bilinci.

Tıpkı tarihi gibi.

Şu gerçeği görmek gerekir ki. Ramazan boyunca ibadetini yapan insanlara olan saygınlık bu milletin en önemli hassas dengesi.

Şu gerçeği kabul etmek gerekir ki Cumhuriyet değerleri bu Milletin vazgeçmeyecek olduğu kırmızı çizgisi.

İkisini bir arada yaşamak, kendi milli ve dini yapısı ile karakterini oluşturan bir kimlik ile var olmak ne kadar anlamlı değil mi.

Peki Siyasi kutuplaştırmalar bu birlikteliğe zarar verir mi?

Aksine güçlü kılar.

Uzun yıllardır siyaset argümanı milli ve dini olmakla olmamak arasında şekilleniyor.

Siyasetçiler her nedense birbirlerini bu iki nokta üzerinden diskalifiye etmeye çalışıyor.

Proje, program, öngörü ve analiz koyamayan siyaset kurumu kolay olanı tercih ediyor.

Aslında kolay olanı tercih etmiyor. Halkın anladığı dilden konuşuyor.

Tabirimi mazur görün Güya halkın seviyesine iniyor.

Aslında halk iki sınıf görünüyor eğitim almamış köyden şehre göç eden, nüfusun çoğunluğunu oluşturan eğitim seviyesi İlk ve orta öğretimde kalmış, çoğunluğu oluşturan Anadolu insanımız.

Diğer sınıf ise o eğitim alamamış insanların çocuklarından oluşan, zorla ve zor imkanlar ile eğitim aldırıp büyükşehirlerde güçlü ve kurumsal ölçekli kuruluşların yapıları ile bağ kurabilen ,rol alabilen, karar ve fikir sunabilen, çağdaş ve medeniyete yakın hissettiği bir diğer sınıf.

Peki siyaset kurumu hangisini tercih etmeli.

Bu tamamen siyasetçinin tercihi.

Burada iki kişiye büyük bir parantez açmak istiyorum.

Birincisi Peygamber efendimizin Hazreti Muhammed Mustafa sav.

İnsanlığı karanlıktan aydınlığa çıkaracak mücadele ve azim. Hiç eğitim almamış bir kişinin ağzından dökülen hak, hukuk ve adalet cümleleri ile bunun harekete geçmesinin önemi.

Bugün burada olma ve İnanma hikayemiz değil mi?

Ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk

Lider olmak bu yüzden çok önemli.

Hiç bir eğitimi ve bilgisi olmayan insanların içgüdülerini medeniyete uyarlayarak çağdaş, bilim ve teknolojiyi kabul ettirme hikayesi.

Gavur icadı denilip dokunulmayan teknolojik cihazların geçte olsa kabul edilebilmesi gerçeği.

Bu günkü siyaset kurumları yanlış mı yapıyor bilinmez ama liderler her zaman çağ açıp çağ kapatıyor.

Kimler çağ açıp çağ kapatıyor özetlemek gerekirse. Halk böyle istiyor diyerek, oy kaybı ve endişesi ile hareket edenler değil.

İnanç ve kararlılık içinde yeni şeyler söyleyenler.

Evet dostlar siyaset biraz suslu puslu.

Geçiş noktasında bir nesil.

Babasının anasının fikrine boyun eğmeyecek şekilde eğitim farklılıkları.

Artık siyaset eskisi gibi değil.

Bize tarih ipuçları veriyor.

Artık yeni şeyler söylemek gerekiyor.