Gelecek bugün başlar yarın değil

Nevzat Altun

Nevzat Altun

Tüm Yazıları

...

Hepimizin eline cam kaplı plastik bir kap vermişler, gece gündüz ona bakıp duruyoruz. Ona bakmak dışında başka hiçbir şey yapmayanlarımız bile var. Evet bildiniz cep telefonu.

Biz ne arıyoruz sahi. Ne var bu kutunun içinde. Ya da soru şöyle mi olmalı, “bu kutunun içinde ne yok”. Neden her şeyimiz onun içinde. Özel bilgilerimiz, resimlerimiz, banka hesaplarımız, hayatımız kısaca.

İnsanı kestirmek onu biçimlendirmek çok zor iştir. Her insan bir alemdir. Tüm insanların eline istisnasız olarak tutturulmuş olan bu kutularla şimdilik pasivize ettiklerini sanıyor olabilirler. Ancak insanlığın başına gelenlere bir bakıldığında her zaman iki kere iki dört etmiyor.

Romantizm kendi içinde bir başkaldırıdır. İnsanlığın doğalını arama dönemlerinden biridir. 17. Yüzyıl Avrupa’sında doğan romantizm o dönem için sanayileşmeye karşı doğallığı ve insani değerleri arama telaşıdır.

Makineleşmenin yoğun olarak yaşandığı ve sanayi adı altında insani değerlerin örselendiği ve korkunç bir kapitalizmin hüküm sürdüğü bu dönemde, romantizm akımının kurucularından sayılan bir şair aynen şunları yazmış “Yolu olmayan ormanlarda zevk vardır, ıssız kıyılarda kendinden geçme vardır, derin denizde kimsenin rahatsız etmediği bir topluluk vardır ve uğultusunda müzik vardır; İnsanı daha az değil, Doğayı daha çok seviyorum."

Benzer bir makineleşme fiziki hayatımızda değil bu defa metafizik hayatımıza da müdahil olmuş vaziyette. İnsan hisleri, insan gerçekliği bu durumu nereye kadar kabullenecek acaba?

Gözünü annesinden, burnunu babasından, inatçılığını dedesinden, cömertliği babaannesinden alan bir insan fiziğiyle de huylarıyla da öncesinin izlerini taşır. Ama ne öncekilerden bağımsız ne de onlara tam bağımlıdır.

Parmak izindeki farktan tutun da retinadaki şahsa göre değişen özelliklere kadar insan hafife alınacak ve öyle kolay kontrol edilecek bir şey değildir. Çünkü milyarları milyarlarla çarpsanız yine de hiçbir insanın parmak izi diğerine tam eşit olmuyor, retinası farklı oluyor. Bu gizem her şeyin gizli olduğu gizemlerden sadece bir gizem.

Cep telefonlarının bizi esir aldıkları tartışmasız. Cep telefonlarının yararları tartışmasız. Ancak daha önce radyo bağımlılığı, televizyon bağımlılığı, alkol bağımlılığı, gibi çok deneyimler geçiren insan türü bir şekilde yolunu bulup gelişimine devam etti.

Komplo teorilerine inanıp birilerinin ısrarla bizi makineleştirmesi gibi bir düşünceye sahip değiliz. Ancak para kazanma hırsı insan türü üzerinde bu derece korkunç neticeler meydana getirecek deneyimleri göz ardı ediyor. Yeni versiyonlarla para kazanıp düzenini devam ettirdiği müddetçe hiçbir cep telefon şirketinin insan türü umurunda olmaz.

Sonuç olarak ünlü düşünürün dediği gibi “Geleceği asla düşünmüyorum – nasılsa çok yakında geliyor."