Gençler neden sivil hareketlere uzak?

Önceki yazımda gençlerin sivil toplum hareketlerine bakış açısını, siyaset ve sivil toplum dengelerinin net çizgilerle birbirinden ayrılamamasının üzerinde durmuştum. Malumunuzdur yerel seçimlere çok kısa bir süre kaldı. Bazı yerel STK’lar nüfuzlarına güvenerek siyaset üzerinde etki oluşturmaya çalışıyor. Belirtmekte fayda var ki, günümüz gençleri bu durumun son derece farkında ve süreci ibretle takip ediyor. Elbette ki STK’lar da güçlensin ama bazı oluşumlarının, biz bir kesimin tamamını temsil ediyoruz diyerek siyasi hareketlere nüfuz etme çabaları çıkarsız yürütülen sivil hareketlerin varlık nedenine gölge düşürmektedir. Tabii bunun birde siyasi aktör ayağı var. Sokak sokak gezmeyi göze alamayan, tek tek el sıkışmaya vakit ayırmak istemeyen siyasetçiler sivilleşememe durumundan pek de rahatsız değiller. Çıkar beklentisi olmadan gönüllülük faaliyetlerinde bulunan gençlerinde bu zeminde olmak istememesini anlayabilmek gerekir.

GENÇLER SİVİL TOPLUMDA KENDİLERİNİ GÖRMEK, SORUNLARINI BİRLİKTE ÇÖZÜME KAVUŞTURMAK İSTİYOR

Tüm bu tartışmaların içinde gençler kendilerini daha fazla merkeze alan STK’larda görev almak, araştırma yapmak, sorun tespit etmek ve sorunlara birlikte çözümler üretmek istiyor. 2020 yılında yapılan araştırmaya göre gençlerin %27’si ekonomik yetersizliği mutlu olamamanın temel sebebi sayıyor. %52’si aile hayatının mutluluğun temel kaynağı olduğunu dile getiriyor.

Gençlerin yarısından fazlası aile ortamını mutluluğun temel nedeni olarak görürken, kurum ve kuruluşlar programlarına mutlaka temas ettikleri gençlerin ailelerini de entegre etmeli. Benim gördüğüm,TÜGVA baba çocuk sabah namazı buluşmaları ile bu duruma parmak basıyor. Öte yandan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi de gençlik çalışmalarının belirli aşamalarına aileleri dâhil ediliyor. Bu tür çalışmalarda görüldüğü gibi aile ve genç bütünlüğünün önemini idrak eden kurum ve kuruluşlar aile temelli gençlik modeli ile değişim adımları atıyor. Diğer insiyatifler için örnek çalışmalar var ama yetersiz. Üzerinde durulması gerekiyor.

Gençler iş sahası yetersizliğinden dert yanıyor mesela... Gençlerin fikirlerini işe dönüştürecekleri alanlar açmak gerekiyor. ‘’Gelecekte nasıl bir işte çalışmayı hayal ediyorsunuz?’’ sorusuna gençler %33’lük bir oranla ilk sırada ‘‘kendi işimde’’ cevabını veriyor. İş beğenmiyor denilen gençlerin ağır yük alma cesaretini göstermeleri aslında meselenin beğenmeme olmadığını ortaya koyuyor. Bu nedenle çözümün parçası olarak özel ve kamu iş birliği ile oluşturulan Girişimcilik Merkezlerinin varlığının gerekliliği daha da önem kazanıyor. Sanayileşen, üreten Kocaeli bu konuda çok şanslı. Bilişim Vadisi genç girişimciler için bu işin ana yüklenicisi olmuş durumda. Arı gibi çalışan, üreten, fikirlerini iş planına doğru adımlarla döken bu gençleri kesinlikle gidip görmenizi öneririm. İlimizde faaliyet gösteren vakıflar kendi işimi yapabilirim diyen gençlere balık tutmasını öğretebilir. Girişimcilik ekosisteminde gençlerin kendi işlerini kurmasının önü açılabilir. Gençlerin reel sorunlarını görmezden gelmek yerine bu adımları atmanız, STK ve gönüllülük kavramları yeni nesil gençlerin ilgisini mutlaka çekecektir. Karnı doymayan, gelecek kaygısı yaşayan gençlere, sivil toplum hareketlerini anlatamazsınız. Hele ki siyaset ile arasına çizgi koymayı reddeden STK’lar varken hiç anlatamazsınız.

Gençlere kendilerini ifade edecek özgür ortamlar oluşturmak da önemli mesele tabii. Örnek olarak son bir yılda yaptığı faaliyetlerle sivil olduğunu ispatlamış, her organizasyonunu demokratik kararla yönetim kurulunda alan, yapacağı her faaliyeti işinin dışında kalan zamanlarda gece yarılarına kadar istişare ederek ve geliştirerek bir fabrika gibi çalışan Kocaeli Kent Konseyi Gençlik Meclisi’ni ve yöneticilerini gösterebilirim. Gençlerin bu tarz oluşumlara, bu çağda hiç olmadığı kadar ihtiyacı var. Anlaşılmaya ihtiyacı var…

Bu ülkenin yarınlarının %7’si hiç kimse beni anlamıyor derken, %76’sı sorunlarını dışarıda anlaşılacağını düşündüğü bir yer olmadığı için sadece aile bireyleri ile paylaşıyor. Sadece %2.8’i örnek aldığı ve değer verdiği insanlarla sorunlarını paylaşıyor. Araştırmaya baktığımızda,‘katıldığım STK ‘da sorunlarımı güvenerek anlattığım benimle dertlenen ve çözüm üreten insanlara anlatıyorum cevabı ne yazık ki yok. Bu veriler bile gençlerin sivil toplum algısının henüz istenilen düzeyde olmadığını gösteriyor. Anlaşılmadığını düşünen gençlerin zararlı alışkanlık edinmesinin önüne geçmek için gayret sarf etmek gerekiyor. Araştırmaya katılan gençlerin %36’sı ara ara bağımlılık yapıcı madde kullandığını ifade ederken, %33’ü sık sık kullandığını belirtiyor. Kullanmıyorum ama çevremde kullanan var diyenlerin oranı da az değil. Ne yazık ki bu konuyu dert edinmiş gönüllülük inisiyatifi sayısı da bir elin parmaklarını geçmiyor.

Sanatsal faaliyetler ruhu dinlendirir, gençlerin kendilerini keşfetme yolculuğuna rehberlik eder diyebiliriz. Yine aynı araştırmada 24 yaş ortalamasındaki gençlerin %27’si sanatla ilgilenmediğini ifade ediyor.

Gençler küreselleşen dünyada yer almak, çevresini, dünyayı tanımak istiyor ama %59.1’i tek bir yabancı dil bile bilmiyor. Hem de ülkemizde tüm eğitim hayatı boyunca en az bir yabancı dili zorunlu olarak almış olmalarına rağmen…

%89.1’lik oranla gençler herhangi bir STK’da aktif gönüllü olmadığını ifade ederken, sorulduğunda akıllarına sırası ile ilk üçte Kızılay, Yeşilay ve Lösev geliyor. Yine TEV, TÜRGEV ve AHBAP’ı da gençlere hizmet eden ilk üç STK olarak sıralıyorlar. Anketlere katılan gençlerin %69’u kendilerine değer verilmediğini söylerken, en güvendiğiniz kurum hangisi sorusuna %28 ile ilk sırada HİÇBİRİ cevabını veren gençler için daha çok çalışmak, daha fazla dertlenmek gerekiyor anlaşılan.

Ortada bu kadar çözüme kavuşmamış sorun varken birbiri ile uğraşan değil, birbirlerine omuz vererek hareket eden sivil toplum yapılarını hayranlıkla takip ettiğimi ve bireysel olarak elimden gelen katkıyı vermeye gayret ettiğimi de belirtmeden geçmek istemiyorum.

Ana sorunları verilerle ifade etmeye çalıştım. Bu sorunların çözümlerini karar alıcı yetişkinler ve ilgili sivil inisiyatifler kendilerini daha çok tanıtarak, göz önünde olarak daha güvenilir ve şeffaf olmayı başararak gençlerle birlikte yapacakları çalışmalarda çözüme kavuşturması temennisi ile bir sonraki köşe yazımda görüşmek üzere Allah’a emanet olun.