Gün gelir sizi de sokarlar!

Gazetecilik mesleğine başlayalı 12 yıl oldu.

Allah bana henüz daha 30 yaşımı doldurmadan, Nokta Gazetesi’nde Genel Yayın Yönetmenliği görevini nasip etti.

Stresimize stres eklendi diyebiliriz. Fakat mutluyum.

Ve benim gazetecilik yapma tarzımı herkes bilir.

Bu kentte AK Parti ile de CHP ile de MHP ile de İyi Parti ile Demokrat Parti ile de Deva ile de Gelecek ile de Yeniden Refah ile de Saadet ile de, özetle teröre mesafeli tüm partilerle ilişki kurdum.

Odalarla da sendikalarla da sivil toplum camiasıyla da yakın diyalogda olmayı başarabildim.

En önemlisi; kendimi gizleyerek kurmadım bu ilişkiyi. Kendimi ifade etmekten hiç çekinmedim. Kendi doğrularım için kınanmaktan korkmadım.

Vatandaşın yerel sorunlarını da gündeme getirdim, genel sorunlarını da.

Elimden geleni yaptım. Bazen doğru işler yaptım, bazen hata yaptım, yanıldım.

Ama art niyetli olmadım. Niyet okumadım. Bile bile yalan konuşmadım. insanlar benim çalışma şeklimi de hep bildi.

Ben para karşılığı haber yapmadım.

Para için haber kaldırtmadım.

Mesleğimi, konumumu nakde çevirmek için ruhumdan vazgeçmedim.

Önüme gelen seçenekleri dinlemedim bile. Yok saydım.

Bu meslek kıymetli. Nokta Gazetesi de çok kıymetli.

Çok geniş bir ekibimiz var.

Kısa bir süre önce Emirhan Akman Haber Müdürü, Murathan Birinci de editör olarak bünyemize katıldı. Günden güne büyüyoruz.

Bugüne dek dost, ağabey, kardeş bildiklerimizden çok darbe yedik Nokta Gazetesi’nde çalışırken.

Arkamızdan türlü iftiralar atsa da, biz hepsine en güzel cevabı, yakaladığımız başarı ile verdik.

Allah’ın izniyle kısa bir süre içerisinde de Basın İlan’dan resmi ilan almaya hak kazanan Kocaeli’deki ilk internet gazetesi olmayı başaracağız.

Yani demem o ki; türlü iftiraları arkamızdan atanlar bize sinek vızıltısı. Ayağımızın altındalar.

Ve Gazetecilik mesleği.

Bu meslek; tehlikeli tiplerin elinde çok büyük bir silaha dönüşebilir.

Örneğin bir kurumla ilgili kendinize göre bir haber yakalarsınız.

Haberi yazarsınız.

Yayınlamazsınız, önce ilgili ne bileyim kurumun örneğin genel müdürüne ulaşırsınız.

“Beyfendi, işte vaziyet budur. Ne yapalım? Bir reklam girelim şu kadar para, biz de bu haberi görmeyelim” dersiniz.

Sonra sizin bu şantajınıza boyun eğmezler.

Hırslanırsınız, önce kurumun daha da büyük sorumlusuna ateş edersiniz mesela.

Önünüze bir yem atarlar.

Bu kez haberi kaldırmak için daha çok para istersiniz, bunlar da kayıt altına alınır.

Yıllardır sırtını yasladığınız dağlar yıkılır, sudan çıkmış balık gibi nereye yanlayacağınızı bilemezsiniz.

Bu adamlar da kentteki ‘şantaj’ boşluğunu doldurabilmek adına, halk adamı rolünü oynarlar.

Ya da bir gazeteci çıkar, el altından düşman gözüktüklerine haber paslar. Yazamadıklarını yazdırır. Çıkar göğsünü gere gere, “Ben adamım” diye dolaşır.

Halbuki o da bilir iç dünyasında, aslında ne olduğunu da, aynada kendine dahi itiraf edemez.

Ben Kocaeli Valisi Sayın Seddar Yavuz ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın başta olmak üzere, tüm siyasetçileri, bürokratları, sivil toplum temsilcilerini dostane bir şekilde uyarıyorum.

Sizler, böyle insanları bizlerden çok daha iyi tanıyorsunuz.

Mesleğimizin lekelenmesine göz yummayın.

Böyle gazeteci kılıklı yeni nesil şantajcılara prim vermeyin.

Legalleştirmeyin.

Gün gelir o yılan sizi de sokar.

Yeter ki menfaati olsun.

Bu kentte işini hakkıyla yapmaya çalışan gazeteciler var.

Helal dairesinde kazanç sağlamaya çalışan, dürüst insanlar var.

Böylelerine müsamaha göstererek, düzgün insanları üzmeyin. En önemlisi kendinizden uzaklaştırmayın.

Bir kasırga yaklaşıyor

Dünyada gündem baş döndürücü bir hızla devam ediyor.

Coğrafyaların her birinde sorun var.

Ülkeler kendilerine yeni yollar arıyor.

Gazze’de vahşi zulüm durmaksızın devam ediyor. Terör devleti İsrail, insanlıktan bir gram nasiplenemediğini bir kez daha gözümüzün ta içine kadar sokuyor.

Dünya halkları ayaklanıyor, İsrail’e lanet üzerine lanet yağdırılıyor.

Kim derdi mesela; Irak hükümetinin ,Irak - Suriye sınırı Sincar bölgesinde PKK'nın geçişlerini ve uyuşturucu kaçakçılığını engellemek amacıyla sınıra 45 km uzunluğunda beton bariyerler ve gözetleme kuleleri yerleştireceğini.

Biri çıkıyor, Avusturya Macaristan Veliahtının öldürülmesi gibi, Slovakya Başbakanı Fico’ya silahlı saldırı yapıyor.

Güney Pasifik zaten karışık, Amerika Tayvan üzerinden kaşıyor da kaşıyor Çin’i.

Avrupa karışık, Kafkaslar karışık, Rusya-Ukrayna Savaşı sürüyor, Afrika’da düzen değişiyor Batı tekme tokat kıtadan atılıyor.

Yazsak alt alta çok gelişmeyi sıralarız.

Ve düne gidiyoruz, 17-25 Aralık tarzındaki bir darbe girişiminin engellendiği dedikoduları yayılıyor.

Ajanlar yakalanıyor, mesajlar veriliyor.

Görünen o ki, bir kasırga yaklaşıyor.

Bir temizlik operasyonu başlıyor.

İnanıyorum ki; bir güneş doğuyor.

Bize düşen ise bu zorlu süreçte, devletimizin kıymetini unutmamak.

Bakalım, daha neler göreceğiz…

İpucu

Başkasını ve kendini bilirsen, yüz kere savaşsan da tehlikeye düşmezsin. Başkasını bilmeyip kendini bilirsen bir kazanır bir kaybedersin. Ne kendini ne de başkasını bilmezsen, her savaşta tehlikedesin.
Sun Tzu – Savaş Sanatı