Hamas(et) ve 100. yıl
İsrail’in Gazze’ye kara harekatı başladı başlayacak derken, dünya kamuoyunun İsrail’in hava saldırılarına verdiği, daha çok da vermediği tepkiye yoğunlaştık. Arap dünyasında büyük bir tepki ortaya çıkmadı. Batılı devletlerin hastane katliamına rağmen İsrail’in arkasında durmaya devam ettiğini görüyoruz. İngiltere ve ABD başta olmak üzere Batı’da Filistin’e destek amacıyla yapılan eylemler de cılız kaldı.
Çoğu çocuk binlerce Filistinlinin İsrail saldırılarında öldürülmelerine rağmen dünya ayağa kalkmadı. Bunun temel nedeni Hamas’ın sivillere yönelik saldırısının ardından örgüte yönelik hiçbir müsamahanın kalmaması. Batı dünyasında, Hamas bu son eylemiyle IŞİD’le bir tutulmaya başlandı. Son yıllarda zımni bir şekilde de olsa varlığı artık kabullenilmiş olan Hamas’ın imajı sivillere yönelik katliamla bir daha düzelemeyecek şekilde zarar gördü.
Arap aleminde de durum çok farklı değil. Hamas’ın neşet ettiği Müslüman Kardeşler, Mısır’da terör örgütü olarak kabul ediliyor. Arap dünyasının bir başka güçlü aktörü olan Suudi Arabistan’ın da Müslüman Kardeşler’e ve Hamas’a karşı duruşu belli. Radikal İslam’ı temsil eden Hamas’ın ortadan kaldırılması, Arap ülkelerini bırakın rahatsız etmeyi rahatlatacaktır.
Hamas hem Arap dünyasında, hem de Batı’da savaşı psikolojik olarak kaybetmiş görünüyor. Çoğu sivil binden fazla insanı katleden, 200’den fazla insanı kaçıran bir örgüte artık kimsenin güveni kalmadı. Hamas bu hareketiyle İsrail’in elini güçlendirirken, Filistinlilerin haklı davasına büyük bir darbe vurmuş oldu. Batı Şeria’daki, İsrail’deki, diasporadaki Filistinliler de Hamas’a mesafe koyuyor.
Hamas’ı destekleyen iki Müslüman ülke kaldı; biri İran, biri de Türkiye. Bugüne kadar nispeten dengeli açıklamalar yapsa da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bundan sonra takınacağı tutum önemli olacak. Saadet Partisi ve Gelecek Partisi gibi İslamcı muhalifler, hamaset yüklü söylemlerle Hamas’a sahip çıkarken, AK Parti tabanının gözü Erdoğan’daydı ve oradan bir işaret gelmesini beklediler. O işaret gelmeyince de eylemler beklendiği gibi büyümedi. Ekonomik nedenlerle dış politikada normalleşme adımları atmak zorunda kalan Erdoğan, “one minute” günlerinin çok uzağında bir görüntü çizdi şimdiye kadar. Ama tabandaki beklentiyi de uzun süre görmezden gelemezdi.
Sonunda Erdoğan’ın AK Parti İstanbul İl Başkanlığı tarafından Atatürk Havalimanı’nda düzenlenecek Filistin’e destek mitingine katılacağı duyuruldu. 28 Ekim Cumartesi günü yapılacak mitinge çok büyük bir katılım olması bekleniyor. Bu mitingte Hamas yanlısı bir görüntünün ortaya çıkması da büyük olasılık. Bu durum Türkiye’nin ABD ve İsrail ile olan ilişkilerini nasıl etkiler göreceğiz ama Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yıl dönümünde gazete manşetlerinin Filistin üzerine hamaset dolu başlıklarla çıkacağını tahmin etmek hiç zor değil.
AK Parti iktidarı Cumhuriyet’in 100. yılını coşkuyla kutlamaya hevesli değildi ve Gazze saldırıları bu hevessizliği eylemsizliğe dönüştürdü. Türkiye Cumhuriyeti devletinin kanalı TRT, 100. yıla özel kutlama etkinliklerini İsrail’in Filistin’e yönelik saldırısı nedeniyle iptal etti.
Diplomasi alanında uzman gazeteci Barçın Yinanç’ın haberine göre, Türkiye’de bulunan büyükelçiliklerde Türkiye’nin 100. yıl etkinlikleri için kendilerine davet gelmemesinin şaşkınlığı yaşanmış. Görevli bulundukları bir ülkenin 100. kuruluş yıl dönümü ama elçiliklerin davet edildiği bir resepsiyon bile organize edilmiyor. Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yemin törenine çok sayıda yabancı temsilci, hatta devlet başkanları çağrılmıştı.
Anlaşıldığı üzere Türkiye Cumhuriyeti 100. yaşına sönük ve cılız göstermelik kutlamalarla girecek. Batmış bir imparatorluğun küllerinden büyük bir devlet, tebadan hür vatandaşlar yaratılması kutlanmaya değer görülmüyor. Hazin bir durum neresinden bakarsanız.