Hükümete seslendiler: İsrail’e giden vanaları kapatın
Sosyal medyadan örgütlenen Direniş Çadırı isimli grubun gönülleri Kocaeli’de yaptıkları basın açıklamasında İsrail’e giden petrolün Türkiye üzerinden gittiğini ifade ederek ‘Vanaları kapatın’ çağrısında bulundu.
Filistin halkının yaşadığı acı ve zulme karşı seslerini yükselten Direniş Çadırı, bugün öğle saatlerinde İzmit Sabri Yalım Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. İsrail’e giden petrolün Türkiye üzerinden gittiğini ifade eden Direniş Çadırı gönüllüleri ‘Vanaları Kapatın’ çağrısında bulundu. İsrail ile ticaretin askıya alınma kararının geç alınmış bir karar olduğunu ifade eden Direniş Çadırı Gönüllüleri yaptıkları açıklamada, “Bu karar ancak Gazze harap olduktan sonra, on binlerce insan vahşice katledildikten sonra verilebilmiştir. Gazze halkının kanı, bu kararı geç veren siyasilerin ellerine bulaşmış haldedir” ifadelerini kullandı.
“FİLİSTİN İÇİN DİRENİŞ SUÇ DEĞİLDİR”
Herhangi bir dernek veya siyasi oluşuma bağlı olmadıklarını sadece Filistin Davasına gönül vermiş insanlar olduklarını ifade eden Direniş Çadırı adına açıklamayı Murat Kurtuldu okudu. İsrail’in Gazze’ye saldırısının üzerinde 234 gün geçtiğini ifade eden Kurtuldu, “Siyonist rejim yalnız değildir. Arkasında, yüz yıllardır dünyayı sömüren, işgal eden, çalıp çırpan, yakıp yıkan, talancı ve yağmacı kapitalist hegemonya bulunmaktadır. Mücadelemiz dünyanın her yerinde engellerle karşılaşıyor. Her yerde siyasi iktidarlar özgür halkların taleplerini boğmaya çalışıyor. Türkiye’de de beş arkadaşımız İsrail’le ticaretin kesilmesini talep ettikleri için, Filistin lehine protesto gösterilerine katıldıkları için tutuklanmış durumda. Bu arkadaşlarımız haftalardır cezaevindeler. Bu tutuklamaların gerekçesi hukuki değil siyasidir. Halkımıza gözdağı verme amacına matuftur. Buradan iktidara sesleniyoruz: Bu arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın! Filistin mücadelesi suç değildir. Filistin için direniş suç değildir. Asıl suç, işgalle işbirliğidir” ifadelerini kullandı.
“GAZZE HALKININ KANI KARARI GEÇ VEREN SİYASİLERİN ELİNE BULAŞMIŞ HALDE”
İktidarın aldığı ambargo kararının olumlu olduğunu ifade eden Kurtuldu, “Fakat bu karar ancak Gazze harap olduktan sonra, on binlerce insan vahşice katledildikten sonra verilebilmiştir. Gazze halkının kanı, bu kararı geç veren siyasilerin ellerine bulaşmış haldedir. Üstelik bugün, ambargo kararının el altından verilmiş geçici izinlerle delinmesinin planlandığına yönelik iddialar ortaya atılıyor. Bu iddiaları yakından takip ediyoruz. Ticaretin kesilmesi kararı, bu ülkedeki kalbi adaletten ve haktan yana olan milyonların kazanımıdır. Siyasi iktidara sesleniyoruz: Bu kararı yumuşatmaya, esnetmeye veya delmeye niyetlenmeyin!
“PETROL TÜRKİYE ÜZERİNDEN GİDİYOR”
Ticaret resmen kesilmiş olsa da ülkemiz hala İsrail’e hayat veren ilişkilerini sürdürmektedir. Bu ilişkilerin en başında, işgal rejimine ham petrol sevkiyatı geliyor. Bu katliamcı, işgalci, soykırımcı rejime, kullandığı ham petrolün yaklaşık %40’ı Türkiye üzerinden naklediliyor. Azerbaycan petrolü, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı aracılığıyla Adana’nın Ceyhan ilçesine kadar ulaştırılıyor. Ceyhan’da gemilere yüklenerek İsrail limanlarına gönderiliyor. İsrail ordusunun kara araçlarına, yani tanklarına, zırhlı personel taşıyıcılarına, toplarına ve Gazze’ye ateş kusan diğer vasıtalara yakıt olarak servis ediliyor. İsrail bugün Gazze’de kadınların, çocukların, masum insanların üzerine bu petrolü kullanarak ölüm ve kan kusuyor.
“ÜLKEMİZ BU UTANÇTAN KURTULMALI”
Türkiye hem günaha ortak olmamak hem de İsrail’i ateşkes koşullarını kabul etmeye mecbur bırakmak için işgal rejimine olabilecek en ağır yaptırımları uygulamalıdır. Tam da bu sebeple, Türkiye Uluslararası Adalet Divanı’nın verdiği ara karara dayanarak İsrail’e petrol sevkiyatını derhal ve tamamen durdurmalıdır. Ülkemiz, işgal rejiminin katliam makinelerine hayat veren petrolü İsrail’e gönderme utancından kurtarılmalıdır.
“YERLİ ŞİRKETLERE YAPTIRIMLAR UYGULANMALI”
Birkaç gün önce, Zorlu Holding yeşil enerjiye geçişi bahane ederek İsrail’deki iki santralini içeren bazı yatırımlarını satış işlemlerine başladığını duyurdu. Bu bizlerin bu meydanlarda aylardır verdiği mücadelenin başka bir kazanımıdır. Olumludur. Fakat yetersizdir. Çünkü Zorlu Holding’in İsrail’le bağları bundan çok daha güçlü ve derindir. Zorlu Holding işgal rejimini beslemeyi sürdürmektedir. İsrailliler, koskoca bir soykırım icra ederken hiçbir şey olmamış gibi yaşayabilmelerini biraz da Zorlu Holding’e borçludur. Türkiye derhal, Zorlu Holding gibi İsrail’e yatırım yapan yerli şirketleri caydırıcı yaptırımlara tabi tutmalıdır.
“KURTLA ZİYAFETİ GİZLEMEZ”
Buradan siyasi iktidarı bir kez daha uyarıyoruz: Katliama, işgale, soykırıma işbirlikçi olmayın. Derhal İsrail’e petrol sevkiyatına son verin. Siyonist katliam makinesinin yakıt tedarikçisi olmaktan vazgeçin. Zorlu Holding başta olmak üzere İsrail’de yatırımı olan yerli şirketlere caydırıcı yaptırımlar uygulayın. Acilen İsrail’le serbest ticaret anlaşmasını sonlandırın. İşgal rejimiyle tüm diplomatik ilişkilerinizi kalıcı olarak kestiğinizi ilan edin. İşgalci rejime istihbarat sağlayan Kürecik Radar Üssü’nü kapatın. İncirlik’teki ABD askerlerini ülkelerine geri gönderin. Bir yandan işgalciye ihtiyaç duyduğu ham petrolü sevk edip, bir yandan işgale karşı ağır sözler söylemenin anlamı yoktur. Çobanla ağlamak, kurtla beraber çekilen ziyafeti gizlemeye yetmez” şeklinde konuştu.