Hüseyin Ayaz sadece AK Parti için risk değil
Hüseyin Ayaz, Başiskele siyasetinde önemli bir figür.
Daha önce de ifade ettim, eğer bundan 2-3 yıl önce AK Parti, Hüseyin Ayaz ile ilgili daha stratejik bir plan düşünseydi, bugünleri çok önceden öngörseydi, Hüseyin Ayaz bugün Başiskele’de bağımsız belediye başkan adayı olmazdı.
Sesli düşünüyorum sadece; bundan 3 yıl önce Hüseyin Ayaz’a yanaşılsaydı, zamanında Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığını bile arzulamış bir isme, “Hüseyin, bizim sana ihtiyacımız var. Gel İzmit’e çalış, belediye başkan aday adayı ol eğer 3 yılın sonunda anketlerden de sen çıkarsan adayımız ol” denseydi, bugün Başiskele’de AK Parti adına böyle bir riskten söz edebilir miydik? Hiç sanmıyorum.
Neyse, olan oldu. Olanda hayır vardır.
Biz geçelim Bağımsız Belediye Başkan Adayı Hüseyin Ayaz’ın bugünkü basın toplantısına.
Ben programda değildim, yerinde bir gözlem yapamadım.
Fakat Ayaz’ın adaylık açıklamasının en dikkat çeken detayı kuşkusuz Seçim Koordinasyon Merkezi, Kadın ve Gençlik kollarının oluşturulması oldu kuşkusuz. Hazırlanmış bu alt yapı, Hüseyin Ayaz’ın yalnızca bir hırs ile hareket etmediğinin göstergesi. Bir plan, program, seçim kazanmayı kafasına koymuş şekilde hareket ettiğini kanıtladı.
Ayaz’ın kolu kanadı ise Yeniköylü Fahri Uslu. Bütün yönlendirmeleri, görevlendirmeleri o yapıyormuş.
Yuvacık Minibüsçüler Kooperatif Başkanı Selim Koral, AK Parti’nin eski kadın kolları başkanlarından Hatice Turan, kuruculardan Zekeriya Şahintürk, İsmail Karaaslan gibi isimler ilk bakışta dikkatimi çeken siyasi figürler oldu. Ayaz’a yakın isimler ekipte Yeniköy ağırlığından ziyade Bahçecik, Kullar, Barbaros, Yuvacık gibi mahallelerde de bir güç olduklarını söylüyor.
Bana kalırsa basın toplantısının en önemli mesajı Hüseyin Ayaz’ın vurguladığı, “7 Yıldızlı Kent” sloganıydı.
“7 Yıldızlı Kent” vurgusu, Başiskele Belediye Başkanı Yasin Özlü döneminde geride kalmış, silinmiş bir slogandı. Ben bu vurguyu mevcut yönetime karşı, “Geliyorum” mesajı olarak yorumladım.
Hüseyin Ayaz’ın toplantıda yine bir sözü var. “Geri çekilmeyeceğim ama ölürsem…” şeklinde cümle kuruyor.
Daha sonra Tarık bin Ziyad’ın “Gemileri yaktık ya fethedeceğiz, ya şehit olacağız” diyor. Bu biraz yüksek perdeli bir cümleydi.
Zaten MHP İl eski Başkanı Aydın Ünlü de hemen burada topa girdi, “Hüseyin Ayaz’ı Gazze’ye gönderelim” diye kinayeli bir çıkış yaptı. Bu arada şunu da es geçmemek lazım, Hüseyin Ayaz sadece AK Parti’den oy koparma potansiyeli olan bir isim değil. Saadet Partisi’nin tabanından da oy alma potansiyeli var. Yani burada tek sorunu AK Parti yaşamayacak. Saadet ve olası ittifak da yaşayacak.
Sürekli Hüseyin Ayaz’ın adaylığının ilçede AK Parti ve Yasin Özlü’den götüreceğine dair bir inanç dillendiriliyor. Ancak risk sadece AK Parti için değil. Bunun gözden kaçırılmaması lazım.
Bir tarafta AK Partili Yasin Özlü, bir tarafta Saadetli ve olası CHP ile İyi Parti desteğini alacak Zafer Mutlu, bir tarafta Yeniden Refah Partisi’nin adayı Uğur Yüksel… Görünen o ki; Başiskele’de seçim renkli geçecek.
Mağduriyet oluşturur
AK Parti İl Başkanı Şahin Talus, Hüseyin Ayaz’ın partiden ihraç edileceğini söyledi. Doğru da yaptı.
Her bireyin aday olma hürriyeti var. Fakat bağlı bulunduğun parti aday çıkarırken sen kendi partine rakip oluyorsan, bu bir ihraç gerektirir.
Aksi bir tutum, zafiyet gösterir. Fakat…
Hüseyin Ayaz’ın basın toplantısına katılan, ona destek veren isimlerin de ihraç edilebileceği Başiskele kulislerinde konuşuluyormuş.
İlçe yönetim kurulu toplantısında bu durum değerlendirilecekmiş.
Hüseyin Ayaz’ın ihraç edilmesi doğru.
Ancak yanında olan isimlerin ihraç edilmesi bir mağduriyet hikayesi doğurur ve partiye ilçede zarar verebilir.
Ayrıca bu işin Büyükşehir’i var.
Dikkatli hamleler yapmak gerek.
Terör bizi ele geçirdi
Bir anda çıkıyor ağzımızdan. Örneğin; Başak Demirtaş’ın İstanbul’a aday olmasını Kandil istemedi.
Kandil. Yani PKK terör örgütü. Yani haysiyet fukaraları, siyonistlerin uşakları.
“Kandil istemedi”
Hiç de garipsemiyoruz artık. Özellikle çözüm süreci üzerinden, “Siz de HDP ile beraberdiniz” naraları atan CHP’liler, Atatürkçüler, çözüm sürecinde ‘denenen’ bir olguyu yok sayıp, şimdi tek amacı bölmek olan Kandil’in talimatlarıyla siyaset yapanlarla yol yürümekten hiç yüksünmüyor.
Ve bunu söylediğin zaman yandaş ilan ediliyorsun.
Ne derlerse desinler, ne yakıştırma yaparlarsa yapsınlar.
Kandil terör demektir. Kandil’in talimatıyla siyaset yapanlardan medet umuyorsan, sen ilkesizsin.
Senin bu memleketi güzel günlere ulaştırmaya niyetin yok manası taşır bu.
Sen cebren ve hile ile, aziz vatanın kalelerini zapt etmek isteyenlerle aynı pilava kaşık çalıyorsun manası taşır bu. Kandil, teröristtir. Kandil’in talimatı, teröristin talimatıdır. Uyanmayacak mıyız?
İpucu
Gül verme istersen, diken yeter bize.
Işık da vermezsen, ateş yeter bize .
Hırka, tekke, post most olasa da olur,
Kilise çanları bile yeter bize.
Ömer Hayyam