İlk turda bitecek mi?
Türkiye iki aydır çok yoğun bir seçim gündemiyle meşgul. Herkes seçimi bekliyor. Evlenecek olan da, ev, araba alacak olan da “Hele şu seçim bitsin” diyor. Büyük bir belirsizlik hakim. Seçim sonrası için senaryolar yazılıyor; dolar ne olur, enflasyon nasıl seyreder, faiz iner mi artar mı, KKM devam eder mi? Sonuç ne olursa olsun kısa vadede bizi zor günlerin beklediğini herkes biliyor. Parası olan da, olmayan da endişeli bir bekleyiş içinde.
Herkes bir an önce önünü görmek istediği için seçimin ikinci tura kalması ihtimali de moralleri bozuyor. Finans piyasalarında, ikinci tura kadar geçecek sürede döviz piyasasında ciddi bir yükseliş beklentisi hakim. İlk turda Millet İttifakı’nın Meclis’te çoğunluğu alması halinde Merkez Bankası’nın kura müdahale etmeyi bırakabileceği ve ikinci tura kadar dolar kurunun fırlayabileceği endişesi de dile getiriliyor.
Peki, seçim birinci turda bitebilir mi? Anketler şu ana kadar böyle bir olasılığın işaretlerini vermedi. İttifaklara yakınlığı ile bilinen birkaç firmanın Kılıçdaroğlu’nu ya da Erdoğan’ı ilk turda kazanacak seviyede göstermesine aldanmaz ve tarafsız firmaların anketlerine bakarsak, ikinci tur olasılığı çok daha yüksek diyebiliriz.
Seçimin birinci turda bitebilmesi için Muharrem İnce ve Sinan Oğan’ın toplam oylarının yüzde beşin altına inmesi gerektiği yönünde analizler yapılıyor. Gördüğümüz kadarıyla, İnce’nin seçim yarışı başlarken yüzde 10’ları zorlayan desteği büyük oranda erimiş durumda. Bence bunun iki nedeni var. Birincisi Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkanların bir bölümü süreç içinde durumu kabullendi ve CHP’ye geri döndü. Muhtemelen Meral Akşener’in masadan kalkıp geri dönmesi üzerine İnce’ye yönelen İYİ Parti oyları için de aynı şey söz konusu oldu.
İnce’deki düşüşün bir başka nedeni ise konuşmaya başlaması. İnce’yi tanımayan, sadece sosyal medyada karşılarına çıkan alternatif bir figür olarak gören gençler, İnce’yi tanıdıkça sevmedi. Özellikle gençlerin yoğun olarak takip ettiği YouTube’ta yayın yapan Babala TV’deki performansı İnce’yi gözden düşürdü. Muharrem İnce şunu görememiş: Gençler asabi, üstten konuşan, muhatabını azarlayan kibirli siyasetçileri itici buluyor.
İnce’den kopan tüm oylar Kılıçdaroğlu’na gitseydi, çok yüksek ihtimalle seçim ilk turda biterdi ama öyle olmadı. Siyasi aidiyeti olmayan, çoğu ilk kez oy kullanacak gençler, Kılıçdaroğlu yerine başka bir alternatif olan Sinan Oğan’a yöneldi. İnce’nin desteği azalırken Oğan’ınki arttı. Sonuçta bu iki aday, toplamda hala en az yüzde 5 oy potansiyeline sahip görünüyor.
Muhalefetin ilk turu garantileyememesinin bir başka nedeni ise muhafazakar seçmeni ikna edememesi oldu. AK Parti’den kopmuş, DEVA ve Gelecek Partisi’ne yaklaşmış mütedeyyin seçmenin bir bölümü CHP listesine ve Kılıçdaroğlu’na oy vermeye yanaşmıyor. DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da zaten bunu itiraf etti. Kılıçdaroğlu’nu destekleme kararı alan HDP seçmeninin mütedeyyin kesimi içinde de Kılıçdaroğlu yerine Erdoğan’a oy verecek bir kitle mevcut. Aynı şey Saadet Partisi seçmeni için de geçerli.
İktidar cephesinde ise, sahalara çıkan Erdoğan’ın hemen fark yaratmaya başladığını gördük. Erdoğan küskün seçmene ulaşmaya çalışıyor. “Beni patatese soğana kurban etmezsiniz” diyerek oy istiyor. “Namazın kazası var ama seçimin kazası olmaz” diyerek son bir şans istiyor. Muhalefetin PKK ile birlikte hareket ettiğini, dini değerlere sahip olmadığını iddia ederek vatandaşı korkularından yakalamaya çalışıyor. Başarısız olduğu da söylenemez. Son anketler Erdoğan ve partisinin oylarında artış olduğunu gösteriyor. Ancak yetmiyor. Görünmez bir duvar var sanki yüzde 45’te ve o bir türlü aşılamıyor.
Son dokuz günde seçmen bu işi ilk turda bitirmeye ikna edilebilir mi? Erdoğan son düzlükte yine yapacağını yapıp birden öne geçebilir mi? Cevabı merakla beklenen sorular bunlar.