İmamoğlu konuşurken Kılıçdaroğlu sloganları!

Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanı ve 196 kurultay delegesinin belirleneceği 38. Olağan İstanbul İl Kongresi Haliç Kongre Merkezi'nde başladı.

İmamoğlu konuşurken Kılıçdaroğlu sloganları!

Divan Başkanlığı’nı eski CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal’ın yürüttüğü kongrede eski CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat ve Bahçelievler İlçe Başkanı Özgür Çelik, il başkanlığına yarışıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu konuşmak yapmak için kürsüye çıktı. İmamoğlu, iki adaya da başarı dileklerini sundu.

"2019 seçimleri, Türkiye demokratlarının ortak başarısıdır" diyen İmamoğlu, CHP'nin devletin ya da piyasanın değil, halkın partisi olduğuna dikkat çekti. İmamoğlu’nun konuşması sırasında 'Halkın umudu Kılıçdaroğlu' sloganları atıldı.

Ekrem İmamoğlu’nun mesajları;

"Hepiniz hoş geldiniz. İstanbul il kongremiz hepimize hayırlı ve uğurlu olsun. Temmuz başında mahallelerde başlayan ardından ilçelerde devam eden kongrelerimiz, İstanbul çapında bugün itibarıyla tamamlanıyor ve sonuçlanıyor. Bu süreçte her bir mahallede, her ilçede emek sarf eden üyelerimize her kademede seçilen delegelerimize ve bu kongreye katılarak partimizin geleceğini şekillendirmek için sorumluluk alan her birinize içtenlikle teşekkür ediyorum, emeklerinize sağlık. Sevgi, saygı ve selamlarımı sunuyorum.

CANPOLAT VE ÇELİK’E BAŞARILAR DİLEDİ

İstanbul il başkanlığı için yarışan Sayın Cemal Canpolat ve Sayın Özgür Çelik'e başarılar diliyorum. Değerli dava arkadaşlarım, her birimiz çok önemli günlerden geçiyoruz. 9 Eylül 2023 partimizin tam 100'üncü yaşını kutladık, 6 Ekim 2023 şehrimizin düşman işgalinden kurtuluşunun 100'üncü yılını kutladık. Birileri b u millete yıllarca bu günlerin önemini unutturmak istedi. Düşünün bu aziz şehrin tam 5 yıl boyunca işgal altında kaldığını söyledi. İşte bu milletin istiklal mücadelesini küçümseyen bu akıl milletin ayağa kalkışını, istiklal mücadelesini, özgürlük mücadelesini yok saymaya çalışmışlardır. Bundan 100 yıl önce Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının kararlı duruşu sonrası İstanbul işgalden kurtarılmıştır. Bu kurtuluşu bize sağlayan başta M. Kemal ve silah arkadaşlarını, dedelerimizi ve ninelerimizi minnetle yad ediyorum.

FİLİSTİN’E İLİŞKİN KONUŞTU

Filistin sorununun ne kadar derin ve karmaşık olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu çatışmada sivillerin hedef alınması bizi çok derinden üzdü. Hangi taraftan gelirse gelsin sivillere karşı saldırılar kabul edilemez. En yakın zamanda diyalog yoluyla kalıcı ve adil bir çözümün bulunması için hep birlikte çalışalım. İnsanlığın en eski yerleşim alanlarından birisi olan bu coğrafyadaki bu çatışmanın son bulması, bütün dünyanın sorumluluğudur. Bu konuda bizler de bu sorumlulukta en üst seviyede görev almaya hazır bir milletiz

“İSTANBUL’UN KADERİ TÜRKİYE’MİZİN KADERİDİR”

İstanbul’un kaderi Türkiye’mizin kaderidir. 2019 seçimleri Türkiye demokratlarının ortak başarısıdır. Geride bıraktığımız 4,5 yıl boyunca hukuk dışı engellemeleri yaşadık. Bunların hiçbiri bizi yıldırmadı. Bizim partimizin acı Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Cumhuriyet ve halk kelimeleri aslında iç içedir. O yüzden partimiz devletin ya da piyasanın değil en başta halkın partisi olma iddiasındadır. Halkçılık ilkesi buradan gelir.

“İSTANBUL TARİHİNİN İLK ÖĞRENCİ YURTLARINI YAPTIK”

Eğer öyleyse bir belediye başkanının halkçılığını ve sosyal demokratlığının sınanacağı alanlar bellidir. Belediyemiz İstanbul tarihinin ilk öğrenci yurtlarını ilk kreşlerini açmak işte tam da kamucu halkçı, sosyal demokratik bir belediyecilik değil midir; Hep birlikte hatırlayalım, bu şehri devraldığımızda koca İstanbul büyükşehir belediyesinin tek bir öğrenci için dahi yatağı yoktu. Bugün 14 tane yurdumuz var, bunlarda 5 bin üniversite öğrencisi var. Adil bir şekilde Anadolu’nun Trakya'nın vatandaşlarımızın evlatları geliyor o öğrenci yurtlarında emin ellerde Türkiye'nin geleceği için okuyorlar. Birisinin çocukları bizden şikâyetçi olmaya başladı yerel seçim yaklaşırken. Niye? Ailelerin vakıflarına teslim edilecek yurtlar artık teslim edilmiyor, hani geçen dedim ya işine git diyeceğim ama işi gücü olmayan evlatları, keşke işi gücü olsaydı. Keşke politikanın siyasetin mecrasından beslenen insanlar olmasaydı. Siyaset aile mesleği değildir, aile mesleği haline getiren bu anlayışa hep birlikte son evereceğiz.

Kreş sayımız sıfırdı, bugün itibariyle 75'i tamamladık. Hızla 150 sayısına koşuyoruz. Yani hiç durmadan yolumuza devam ediyoruz. Düşünün 4.5 yılda 5 bin öğrenciye yurt yağan anlayış bu şehirde 25 yılda iktidar olsa neler yapar neler.

“HAYATIMIN EN BÜYÜK ÖDÜLÜ”

Düşünün 25 yılımız bu anlayışla geçse milyonlarca gencimize burs versek kötü mü olur? İyi olur iyi. Yenisini açtığımız halk ekmek fabrikasında kullanılan buğdayın tamamını İstanbul’un buğday üreticilerinden almak, İstanbul'un süt üreticilerinden alarak 23 milyon sütü İstanbul'un bebelerine dağıtmak... Geçen MEB'e bağlı BİR kreşe gittim, çocuklara sordum büyükşehir belediye başkanıyım dedim, ne yapar deyince biri elini kaldırdı 'süt getirir' dedi. Hayatımın en büyük ödülü. İşte kent lokantaları açtık, milyonlarca insanımız kent hayatında mağdur olan bir lokantaya gidip öğle yemeğini yiyemeyen öğrencisi işçisi emekçisi kent hayatına bu kent lokantaları insandan yana kamucu bir müdahale yapmış olmuyor muyuz?

“İKİ METROBÜSTEN BİRİSİNİ YENİLEDİK”

Bugüne kadar kent lokantalarında 1 yılı aşkın sürede oradan bir öğün yemek yiyen insan sayısı milyonları aştı. işte halkçı belediyecilik böyle yapılır. Biz görece gelir gelmez İstanbul'da binlerce özel halk otobüsünü bünyemize kattık, risk aldık. Orada insanların emekleriyle ilgili sorunlarını ortadan kaldırdı ki Adalar'daki fayton sorununu yıllarca konuştular, biz bir kişinin burnu kanamadan uzlaşarak bünyemize aldık. Şu anda iki metrobüsten birisini bütün kredilerimizin onaylanmamasına rağmen israftan ve bir avuç insanın zenginleşmesinden kopararak iki metrobüsten birini yeniledik.

“KAMUCU VE HALKÇI BİR DÜZENLEME GETİRMEYE ÇALIŞIYORUZ”

Taksi sorununu çözmek için geliştirdiğimiz belediyenin piyasa üzerindeki ekinliğini artırmayı amaçlayan bu yöntem iktidar tarafından neden engelleniyor? Çünkü bir avuç insanın çıkarına işleyen başıboş bir piyasa orası. Kamucu ve halkçı bir düzenleme getirmeye çalışıyoruz da ondan. İşte halkçılık ve sosyal demokrat belediyecilik budur. Biz zor durumdaki bakkalları halk bakkal olarak organize ediyoruz. Nakit yardımında bulunduğumuz insanlarımız oralardan alışveriş yapsın istiyoruz. Bu yaptığımız iş aynı zamanda halk ekmek ve desteklediğimiz üreticilerin ürünlerinin de orada satılmasına ortam yaratmış oluyor. Bizden önceki yönetimin imara açmak için fırsat kolladığı tarihi Haliç tersanesini yeniden işler ve kâr elde eder hale biz getirdik.

İBB olarak biz neredeyse yarım asır sonra kendi gemilerini yapan hatta kendi gemilerini tamir eden hatta başka gemileri de tamir eden kâr elde eden bir işletme haline getirdik. Sizleri 4,5 yıldır uyguladığımız ve adına İstanbul modeli dediğimiz halkçı belediyecilik adına bir örnek daha vereyim; farklı inançtan olan vatandaşlarımızın ne yazık ki sadece bir kısım vatandaşımızın kendi inançlarına göre hazırlık yapılan mezarlıklarımızın yönetim kadrosu içerisine İBB ve Türkiye tarihinde ilk kez imamların yanı sıra alevi dedelerini biz görevlendirdik.

“KADIN YÖNETİCİ ORANI 3 KAT BÜYÜDÜ”

"İBB tarihinde kadın yönetici ve çalışan istihdamı konusunda inanılmaz bir ivme yakaladık. Bakın daha önce ondan fazla meslekte hiç kadın yokken artık İBB'de o meslek dallarında da kadın var. Kadın yönetici oranı dönemimizde tam 3 kat büyüdü. Daha önce o masalarda hiç kadın yokken genel sekreterden daire başkanlıklarına kadar birçok kademede ilkler yaşandı ve kadınlar atandı.

Biz iş başına geldiğimiz günden bu yana bu şehirde kimseyi aç bırakmadık açıkta bırakmadık. Bir yandan halkçılık bir yandan kamucu projecilik. Kurduğumuz tesislerde İstanbul'un çöpten elektrik üretimini görülmemiş seviyede artırdık. İstanbul'un aynı şekilde farklı branşlarda elektrik üretimi konusunda adımlar attık. Bütün bunları yaparken, bundan önce gelenek haline gelmiş İstanbul'da tek bir kişi ya da kuruma özel parsel bazlı tek bir imar artışını yapmadık yaptırmadık yaptırmayacağız.

“MUSLUĞUN YÖNÜNÜ HALKIMIZA DÖNDÜRDÜK”

Musluğun yönünü halkımıza döndürdük. Çok özet bir rakam vermemiz gerekirse sosyal yardımları bizden önceki dönemin tam 5 katına çıkarttık. Bu şehirde mağduriyetini en çok önemsediğimiz kadınları çocuklarıyla yaşasınlar diye tam 571 bin annemizin cebine anne kartı koyduk. Bu özeni gösteren anlayış CHP'li Ekrem İmamoğlu'nun halkçı ve sosyal demokratik anlayışıdır. Hiç kimse diyemez ki bu belediyede kayırmacılık var. Mutluyuz.

“HALKÇI BİR BELEDİYECİLİK YAPIYORUZ”

"Biz halkçı bir belediyecilik yapıyoruz. Biz göreve geldiğimizde belediyemizde sendikalı çalışan sayısı 17 bindi, 4.5 yılda İBB'de sendikalı çalışan sayısı tam 80 bin. Halkçılık sosyal demokrat olmak icraatla olur, lafla değil. DİSK 43 yıl sonra belediyemizde ilk kez temsil edilir haline gelmiştir. Bugün itibariyle İBB bünyesinde 30'a yakın sendikayla 50ye yakın toplu sözleşme ile yola devam ediyoruz. Belediyemizde çalışma saatlerini kamuda 45 saatten 40 saate düşüren öncü kurum biz olduk. Halkçılık bize Atatürk'ün emanetidir.

“SÖZÜMÜ TUTTUM”

Kim olduğuna bakmaksızın vatandaşına bireyi hizmeti odağına koyan İstanbul modeliyle ortaya koyduğumuz halkçılık, dünyanın başına bela olan otoriter anlayışlara ve popülizme karşı güçlü bir mücadelenin de ışığı olacak. 16 milyon insanımıza söz vermiştim bu şehrin gelmiş geçmiş en demokrat en başarılı belediye başkanı olacağım demiştim. Gururla söylüyorum ki sözümü tuttum sözümü tutuyorum sözümü tutmaya devam edeceğim."