İstanbul'da şehir içinde nereler rezerv alan olur?

Türkiye'de şehircilik ve kentsel dönüşüm konusunda yeni bir sayfa açılıyor. Yeni kentsel dönüşüm yasasıyla birlikte, 'rezerv alan' tanımının genişletilmesi, özellikle büyük şehirlerde yaşayan vatandaşlar arasında bazı endişelere yol açtı. Özellikle İstanbul'da, Kadıköy, Üsküdar, Fatih ve Bakırköy gibi merkez ilçelerdeki vatandaşlar, sokaklarının ve mahallelerinin rezerv alan ilan edilip edilemeyeceğini ve bu durumun kendilerini nasıl etkileyeceğini merak ediyorlar.

Bu bağlamda, "Yeni kentsel dönüşüm yasası kapsamında İstanbul'un merkez ilçelerinde rezerv alan ilan edilebilir mi?" sorusu, İstanbulluların kafasını karıştırıyor. Endişelerini dile getiren bir Kadıköy sakini, "Moda'da annemden kalma bir evim var. Başka gayrimenkulüm yok. Yeni yasayla mahallem rezerv alan ilan edilirse ne olacak? Bana şehrin dışında bir ilçede ev mi verilecek?" diye soruyor.

Habertürk'ten Esra Toptaş bu ve benzeri soruların cevapları için AK Parti İstanbul Milletvekili ve Yerel Yönetimlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Mustafa Demir'e sordu. Mustafa Demir, yasanın hazırlık sürecindeki tecrübeleriyle ve eski Fatih Belediye Başkanı olarak konuya açıklık getirdi.

Demir'e göre, 'rezerv alan' tanımı, yapıların bulunmadığı boş alanlar için geçerli. Yani mevcut sokak veya mahalleler rezerv alan olarak ilan edilemez. Demir, "Eğer rezerv alan ilan edilirse ve içinde binalar varsa, riskli yapılar değillerse, kimse onlara dokunamaz. Kimsenin gayrimenkulüne dokunulamaz. Yapılar depreme dayanıklıysa, kimse dokunamaz." diye açıklamada bulundu.

Merkez ilçelerde rezerv alan olup olmadığına dair ise Demir, "Şehrin göbeğinde, merkez ilçelerde rezerv olabilecek yer yok. Kadıköy’ün, Fatih’in, Üsküdar’ın merkezinde rezerv alan bulamazsınız." diyerek, vatandaşların endişelerine son verdi.

Yeni yasayla ilgili kafa karışıklığını gidermek adına yapılan bu açıklamalar, kentsel dönüşüm sürecinde vatandaşların haklarının korunacağı ve mevcut yapıların güvenliği konusunda net bir tablo çiziyor. Vatandaşların mekânları ve anılarına saygılı bir dönüşüm süreci, şehirlerin tarihini ve dokusunu koruyarak geleceğe taşıyacak gibi görünüyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ