İstenilen alındı. Beklenileni verme zamanı

Cumhur İttifakı 2019 yılında da Kocaeli’deki seçimlere AK Parti çatısı altında girmiş, MHP’li meclis üyeleri AK Parti listelerinden seçilmişti.

Aradan geçen 5 yılda Kocaeli’de Cumhur İttifakı uyumlu bir şekilde çalıştı.

MHP daha çok ‘veren’ tarafta kaldı.

Belediye başkanı yoktu. 5 yılda belediye başkan yardımcıları da olmadı.

Ülkücü camia bu pozisyondan rahatsızdı. Etkisiz görünüyorlardı.

Belediyelerde istediklerini yaptırabilseler de, ülkücülerin doğrudan kapısını çalıp, içeri dalacakları bir makam sahibi yoktu belediyelerde.

Bu psikolojinin yansıması ise Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı’nın çıkışı oldu.

Saffet Sancaklı nihayetinde MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi tanıyan bir isim.

Yaptığı çıkış hür kendi iradesi değildi. Teşkilattan yükselen seslerin bir yansımasıydı. Hep veren tarafta olduklarını düşündükleri için yüksek perdeli cümleler kullandı.

Bedelini çok ağır ödedi.

MHP’den istifası istendi.

Yeri gelmişken dipnotu da verelim.

Sancaklı’nın istifası Twitter’dan istendi.

Dönüşünün de Twitter’dan olacağını, en geç seçim sonunda Sancaklı’nın yeniden partiye dönmesi noktasında bir çağrı yapılacağını düşünüyorum.

Çünkü gidişat onu gösteriyor.

Devam edelim…

En nihayetinde bugün Nokta Gazetesinde de okudunuz.

MHP 12 ilçeye de başkan yardımcılığı için isimler verdi.

Beklenti odur ki; Başiskele Belediyesi’nde, Halit Bayhan Çayırova Belediyesi’nde Ercan Aslan, Darıca Belediyesi’nde Kenan Paltacı, Derince Belediyesi’nde Haluk Akyüz, Dilovası Belediyesi’nde Cihan Sevinç, Gebze Belediyesi’nde Şener Akın, Gölcük Belediyesi’nde Samet Sırma, İzmit Belediyesi’nde Fatih Galyan, Kandıra Belediyesi’nde Abdülkadir Köksal, Karamürsel Belediyesi’nde Mehmet Kaya Aktaş, Kartepe Belediyesi’nde Enes Emengen, Körfez Belediyesi’nde Ahmet Erdemir, seçimlerin Cumhur İttifakı tarafından kazanılması halinde belediye başkan yardımcısı olacak.

Muhalefet şunu konuşur seviyeye gelmişti:
MHP’liler yerel seçimde AK Parti’nin adaylarına oy vermeyecek. Teşkilatlar görev verilmediği için küstürüldü. Beyanlar böyleydi.

Bende tek çıkış yolunun, AK Partili adayların MHP’den isimleri yanına alıp, görev verilecek isimlerin de belirlenip sahaya inilmesi olduğunu düşünüyordum.

Nokta Atışı’ndaki geçmiş dönemlerdeki programlarımızda da bunu dile getirdim.

Özetle, AK Parti de MHP de doğru olanı yaptı.

MHP’nin bu dönem Büyükşehir’de 3 meclis üyesi vardı, şimdiki listelere baktığımda sayının 6’ya çıktığını görüyorum.

Ve şimdi MHP’nin yükü çok ama çok ağırlaştı.

Genel seçimlerindeki tabloya da baktığımızda Kocaeli’nin MHP’de oylarının gerilediğini gözlemliyoruz.

Teşkilat çalışmalarının ittifak ortaklarına kıyasla geride kaldılar.

Zaten MHP’nin herhangi bir ilçede oy oranı seçim kazanmaya yakın bir pozisyonda olsaydı, muhakkak MHP’ye de belediye verilirdi diye düşünüyorum.

Şimdi MHP’nin kendini ispatlama zamanı.

Sahada rüzgar estirme, nokta atışı programlarla MHP’nin gücünü tüm kamuoyuna gösterme zamanı.

İstediklerini aldılar, şimdi bekleneni verme zamanı.

İlker Kazan’a üzüldüm

Kimsenin alınmasını gücenmesini istemem.

Fakat MHP İzmit Belediye Meclis üyesi Mehmet İlker Kazan, şu kentte en etkili 5 meclis üyesinden biriydi.

Bunu 5 yıldır meclisleri takip eden bir gazeteci gözünden söylüyorum.

İlker Kazan, İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’e en doğru muhalefeti yapan isimlerden biri oldu.

Araç kiralama, arsa satışı, belediye içindeki hatalı işleyişler, ihaleler gibi birçok konuda ortaya çok dosya koydu.

Yüzlerce soru önergesi verdi.

Medyada çıkan haberleri çok sıkı takip etti, meclislerde gündem yaptı.

İzmit adına konuşması gereken her şeyi konuştu.

Canla başla mücadele etti.

Ve aynı İlker Kazan, MHP’nin İzmit Belediye Meclis üyesi listesinde yer almadı.

Maalesef ben MHP’nin İlker Kazan konusunda hatalı davrandığını düşünüyorum.

Keşke listede olsaydı.

Şöyle geriye dönüp baktığınızda, yaptıklarıyla bunu fazlasıyla hak eden bir isimdi İlker Kazan.

Ne diyelim.

Siyaset uzun soluklu bir maraton, nasipten öte de köy yok.

FETÖ’nün son kalesi

Türkiye yeniden FETÖ ile karşı karşıya geliyor.

Her kılığa giren bu sürüngenler, uyuyan hücrelerini harekete geçirdi.

Yaşananları gözlemliyoruz, izliyoruz.

Tescilli, yüz binlerce gencin kul hakkını yemiş namus fukarası bir profesörü bile beraat ettirebiliyor yargı mensupları.

Net bir şekilde görüyorum.

FETÖ’nün bu memleketteki son kalesi yargı.

Muhakkak birçok cemaatin, kurumun içinde hala aktifler.

Ancak yargı onların elindeki en güçlü ve önemli kale.

Kuşkum yok.

Onlar uyuyan hücreleri uyandırdıysa, devlet de bu vücudun, bünyenin sahibi.

Neresi ağrıyor, neresi kaşınıyor, neresinde bir yara var devlet bilir.

Müsterih olmak lazım.

Tahriklere, yalan haberlere, toplum mühendislerine kapılmamak lazım.

Alayını derdest edeceğiz, kuşkum yok.

İpucu

Kim yol kesene acırsa, kervanı asıl vuran odur.