İzmitli muhtarlar tepkili

İş adamı Yalçın Eldoğan, İyi Parti’den İzmit Belediye Başkan adayı olmak istiyor. Çalışıyor, para harcıyor. AK Parti’ye yaptığı ziyaretten anladığım kadarıyla da, biraz da Muharrem Tutuş’un stilini örnek alıyor.

Projeler hazırlıyor, vaatler veriyor. Seçim hattını ısındırıyor.

Dün ise Yalçın Eldoğan, 19 Ekim Dünya Muhtarlar Günü nedeniyle İzmitli muhtarlara bir yemek verdi.

Hiçbir problem yok, verebilir. Bunlar siyasetçilerin yapması gereken şeyler. Yalçın Eldoğan da muhtarlarla kendine bir kanal açmak istiyor.

Kocaeli Muhtarlar Derneği Başkanı Derya Uluç da oradaymış, hatta sanıyorum programın tertip edilmesinde de ön ayak olan isimlerden.

Yine İzmit Muhtarlar Derneği Başkanı Kadir Kızıl da orada ve programın düzenlenmesinde emeği geçen isimlerden.

Derya Uluç’un konuşmasında sorun yok ancak Kadir Kızıl, ciddi manada hatalı bir konuşma gerçekleştirdi.

Programın başında kürsüye çıkan Kızıl, “Bizleri ağırlayan Yalçın Erdoğan’a teşekkür ederim. 5 ay sonra seçimler var. Aramızda kimler kalır kimler gitmez bilemem ama bağımız hiçbir zaman kopmayacak. Ben isterdim ki bugün burada 102 muhtar olsun. 25 yıldır bu görevdeyim emirle, talimatla muhtarlık yapmayın. Dimdik ayakta durun. Kimse size bu yetkiyi vermedi. Bu yetkiyi size halk verdi. Asla el pençe durmayın, muhtar gibi dik durun. Maalesef talimatla aramıza katılmayanlar var. Mazeretsiz talimatla buraya katılmayanlar var. Bu işin sağcısı solcusu yok” ifadelerini kullanmış.

Şimdi Kadir Kızıl’ın sözleriyle yorum yapmadan önce, bazı hassas noktaları vurgulamak gerekiyor.

Öncelikle Yalçın bey, henüz İyi Parti’nin İzmit Belediye Başkan Adayı ilan edilmedi.

Görüştüğüm bazı muhtarlar özellikle bu detayın altını çiziyor ve diyor ki:

“Kardeşim, muhtarlar neden kendini kullandırsın? Yalçın bey aday mı? Değil. Aday olsa davetine icabet gösterilebilir. Fakat biz henüz aday adayı olan Yalçın Eldoğan’a neden kendi üzerimizden prim yaptıralım?”

Fotoğrafa geniş çaplı baktığınız zaman doğru bir yorum. Eldoğan’ın muhtarlarla kalabalık bir fotoğraf vermesi, tamamen kendi hanesine artı yazacak bir olgu.

Muhtar Kadir Kızıl’ın öncelikle şunu anlaması gerekiyor: Yalçın Eldoğan’ın yemeği, siyasi bir programdı.

Ve Kadir Kızıl, bu siyasi programa katılmayan muhtarları, “Siyasi olmakla” suçluyor. Burada baştan aşağı bir mantık hatası var.

İzmit’te 102 muhtar bulunuyor. Programa katılan muhtar sayısı 40-45 bandında. Ki bunların bir bölümü de farklı ilçelerin muhtarlar.

Hal böyleyken Kadir Kızıl’ın programa gelmeyen onlarca muhtarı, “Talimatla gelmiyorlar” diyerek töhmet altında bırakması, kelimenin tam manasıyla iş bilmezlik, ayrıca maksatlı bir kötü niyettir. Çünkü Kadir Kızıl, lafının nereye gittiğini bilmeyecek bir isim değil.

Dünden bu yana gözlemlediğim kadarıyla İzmitli muhtarların Kadir Kızıl’a karşı ciddi bir tepkisi var.

CHP’deki iki ilginç detay

CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül’ün, geçtiğimiz Pazar günü Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun katıldığı programa eski belediye başkanlarından bir tek Sefa Sirmen’i çağırarak Kocaeli’de birkaç günlük krize yol açmasını, “Acemilik” olarak nitelendirmiştim.

Gerçi Mustafa Sarıgül, “Acemilik” yapacak bir isim değil ama, neyse. Niyet okuyuculuğu yapmayalım.

Daha sonra aynı Sarıgül, CHP’nin bu kentte üç milletvekili bulunuyorken çıktı, Cengiz Topel Hava Limanını gündeme getirdi.

O haberi gördüğümde de, “Allah Allah, Sefa Sirmen meselesi bir, Cengiz Topel iki” dedim kendi içimden.

Sarıgül, CHP’nin Kocaeli vekillerinden rol çalmaya mı çalışıyor, Kocaeli örgütüne bir garezimi var ki bunları yapıyor diye düşündüm.

Önceki gün ise CHP Grup Başkan Vekili Burcu Köksal, İzmit Belediyesine haciz işlemi yapılmasını gündeme taşıdı.

Sarıgül meselesinde CHP’nin Kocaeli Milletvekilleri Harun Yıldızlı, Nail Çiler ve Muhip Kanko’yu haklı buluyor olsam da, haciz meselesinde ne yazık ki eksik buldum.

Çünkü CHP’nin Kocaeli vekillerinden biri iş Burcu Köksal’a kalmadan önce bir beyanda bulunmalı, reaksiyon almalıydı.

İpucu

Bir gün köle: “Hayır ayakkabılarını boyamıyorum" dediği anda, fırça kullanmasını beceremeyen efendi, çaresiz kalacaktır.

İsmet Özel