Kadın voleybolcularımız Milletler Ligi’nde neden şampiyon olamadı?

Bu yıl Kadınlar VNL yani Milletler Ligi’nde geçen yıl elde ettiğimiz başarıyı tekrarlayamadık.

İlk dörde bile giremeyişimiz bizim için hayal kırıklığı oldu. Bu yıl VNL’de İtalya şampiyon Japonya ikinci, Polonya üçüncü, Brezilya da dördüncü oldu.

Şimdi bizim neden başarısız, İtalya ve Japonya’nın başarılı olduğunu sorgulayalım…

Milletler Ligi başlayana kadar İtalya ve Japonya dünya sıralamasında bulundukları sıraya göre Paris Olimpiyatları’na katılamıyordu.

Toparlamak gerekirse iki ülkenin de VNL’de alacağı puanlarla kendilerini sıralamada üst sıralara taşıması gerekiyordu.

Özellikle Japonya, liglerini erken bitirip milli takım çalışmalarına çok erken başladı.

Japon takımları dünyada genel olarak kısa boylu oyunculardan oluşur, çok iyi savunma yaparak karşı takımları yıldırır ve bu şekilde maç kazanır.

Dünya sıralamasında 6-10. sıralar arasında yer alır. Ama bu turnuva onlar için olimpiyatlara katılımın kapısını açacaktı.

Bu nedenle daha konsantre ve istekli oynadılar, ilk kez VNL’de final oynadılar.

İTALYA’DA HOCA DEĞİŞİKLİĞİ CUK OTURDU

İtalya’nın hikayesi daha ilginç…

Geçen yılki antrenörleri, bir dudağı yerde bir dudağı gökte Davide Mazzanti ile yolları ayırdılar.

Mazanti takımın pasör çaprazı Pula Egonu ve libero Monica De Gennaro (Bizim antrenörümüz Daniele Santarelli’nin eşi) ile yaşadığı sorunlar nedeni ile kendi sonunu getirdi.

Antrenör olarak Arjantinli Julio Velasco’yu takımın başına getirdiler.

Daha ilginç olan, ikinci antrenörlüğe Eczacıbaşı, Galatasaray bizim milli takımımızı da çalıştıran Massimo Barbolini’nin olmasıydı.

Aslında bu duruma yardımcı antrenörlükten daha çok, eş antrenörlük de diyebiliriz.

İtalyanlar geçen yıl yaptıkları hatalardan ders almışlar, Egonu ve De Gennaro’nun takıma verdiği katkılarla çok daha derli toplu oynadılar, olimpiyatlar için iddialı bir takım oldular.

GELELİM BİZİMKİLERE

Rakiplerimizin durumunu analiz ettikten sonra gelelim bizim takımımıza…

Takımızın şu anki görüntüsü şu… Ne yazık ki bütün oyun kurgusu Vargas’ın alacağı sayılar üzerine kurulmuş durumda.

Zaten bunu istatistikler de gösteriyor.

Vargas, ilk dörde kalmamamıza rağmen bu yıl Milletler Ligi’nde toplam 293 sayı almış en yakın rakibine final maçları öncesi 38 sayı fark attı.

Takımızın genel hastalığı ise servise manşetimizin kötü olması. Bu nedenle orta oyuncularımızı hücumda çok az devreye sokabiliyoruz.

Dört numara oyuncularımız da kötü smaçlar vurunca iş pasör çaprazımız Vargas’a kalıyor.

Bunu bilen rakipler genellikle Vargas’ın önüne üçlü blok kuruyor bu da bu da Vargas’ın geçen yıla göre daha fazla bloğa takılmasına neden oluyor.

Bu turnuvada gördük ki bizim dört numara oyuncularımız Ebrar, Tuğba, İlkin, Derya sürekli sakatlık hali yaşayan Hande’nin hem servise manşetleri berbat hem de hücumda top geçme oranları çok düşük.

Ebrar’ı biraz bu olayın dışında tutmakta fayda var çünkü asıl oynadığı pozisyonda yan pasör çaprazı pozisyonunda oynamıyor.

Ebrar smaçör olarak çok iyi işler çıkartıyordu fakat bu turnuvada olmadı.

GELELİM ÇÖZÜME

Federasyonumuz, şu anki dünya smaçör trendine uygun olarak 1.90’ın üzerinde, servise iyi manşet alan, iyi savunma yapan genç oyuncuları bir an önce milli takıma monte etmeli.

Bu turnuvada gördük ki kısa ve iyi manşet alamayan oyuncularla başarılı olmamız çok zor.

Paris Olimpiyatları’nda takımımıza yürekten başarılar diliyorum.

Kadın voleybolcularımız Milletler Ligi’nde neden şampiyon olamadı? - Resim : 1