Kaybolmuş zamanı bulabilir misin?

Nevzat Altun

Nevzat Altun

Tüm Yazıları

Ramazan ayı insanın zaman kavramına yeniden biçim veriyor. Ve zamanın kıymetini hatırlatıyor. Adeta ramazan ayında “Zaman üstümüzden uçup gidiyor ama gölgesini geride bırakıyor.”

Zaman deyince geçmiş ve gelecek arasında bir şeyler zihne geliyor. Hemen hafızamızı yokluyoruz. Fotoğraflar ne kadar zamanın geçtiğine dair ipucu veriyor. Fotoğraflar yalan söylemiyor ama tüm hikâyeyi de anlatmıyorlar. Onlar sadece geçen zamanın bir kaydı, adeta dışarıdan delilleridir.

Tüm insanlık tecrübesi zamanla ilgili birkaç tespit yapmışsa en önemlilerinden bir tanesi de şudur; “Zaman bedavadır ama paha biçilemez. Ona sahip olamazsın ama kullanabilirsin. Onu elinde tutamazsın ama harcayabilirsin. Onu bir kez kaybettin mi, asla geri alamazsın."

Zamanla ister istemez bir mücadelemiz bir kavgamız var. Kim galip geliyor her defasında derseniz, tabi ki zaman der zamanın kendisi. “Dün, bugünün hatırası, yarın ise bugünün rüyasıdır."

Bir tek ramazan ayında değil bütün bir ömrüne zamanın tesirini meraklı bir gözle insan irdelerse görecektir ki; "Farkında değilse zaman çok yavaş, farkındaysa çok hızlı geçiyor."

Anlaması zor ve bizi mağlup ediyor diye zamana küsecek halimiz yok. Hayatımızda çoğu şey zamanın geçmesine bağlı. Bazen endişe veriyor zaman bazense ümit. Unutmanın bile nimet sayılması zamanın bir tesiridir. Ama tamamı ile zaman alacak uzun vadeli işler kesinlikle ümidimizi kaybettirmemeli. Çünkü, "Gerçekleşmesi zaman alacak diye bir hayalden asla vazgeçilmez. Zaman nasılsa geçecek."

Peki para mı zaman mı?

"Zaman paradan daha değerlidir. Daha fazla para kazanabilirsin ama daha fazla zaman alamazsın."

Zamanını bekleyerek birtakım şeylerin değişmesini ümit etmek doğru mudur? Bu da bir yanılgı. Çünkü; Her zaman zamanın bir şeyleri değiştirdiğini söylerler, ama aslında onları biz değiştirmeliyiz. Zaman akan giden bir nehir gibidir. Ya da belki zaman duruyor biz gidiyoruz. Şair ne güzel demiş;

"Zaman geçiyor mu diyorsun? Ah, hayır! Ah, zaman duruyor, biz gidiyoruz."

Daha acısı var. Zaman çok şey öğretiyor. Bu doğru ama zaman öldürüyor da aynı zamanda.

"Zaman harika bir öğretmendir, ama ne yazık ki tüm öğrencilerini öldürür."

Zamanın her şeyin zamanla olmasından dolayı bir güzelliği var. Kademeli, sırayla, mühlet vererek, plan yapmaya uygun bir şekilde geçerek. Böyle olmasaydı çok karmaşa olurdu galiba. O halde zaman bu bakımdan nedir; "Zaman, her şeyin bir anda olmasını engelleyen şeydir."

Yoksa hayat diye bir şey yok mu. Her şey bir rüya mı?

"Hiç fark ettin mi... hayatın tamamen hatıradan ibaret olduğunu, o kadar hızlı akıp gittiğini anlıyorsun ki? Gerçekten de her şey hafıza... geçen her an dışında."

Biraz daha işin matematiğine bakarsak, zaman bulmaca gibi. Aslında anlaşılması zor gibi görünüyor. Mantık yürütmek mümkün bu tarafına. Herkesin kendince bu bulmacaya verdiği bir cevap ve çözümü var galiba. Hayat ve zaman.

"Hayatımızın yarısı, hayatı kurtarmak için aceleyle koşturduğumuz zamanla yapacak bir şeyler bulmaya çalışmakla geçiyor."

Ne dersiniz tüm bunlara rağmen yeterince zamanımız var mı? Sakın şikâyet etmeyin yeterince zaman yok diye. Çünkü Zamanını en kötü kullananlar, onun kısalığından ilk şikâyet edenlerdir. Ve unutmayalım ki;

"Kelebek ayları değil, anları sayar ve yeterince zamanı vardır."