Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya

Kirada yüzde 25 zam sınırı devam edecek mi?

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, katıldığı bir programda ekonomi üzerine konuşma gerçekleştirdi. Kiralardaki yüzde 25 sınırına da değinen Şimşek, dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Hazine ve Maliye Bakanı

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TRTHaber’de katıldığı bir programda ekonomi gündemine dair açıklamalarda bulundu. Bakan Şimşek’in açıklamalarından öne çıkanlar: Program çalışıyor, iç talepte bir yumuşama var, net ihracatın etkisi olumluya dönmeye başladı, büyümede bir dengelenme var. Türkiye’nin dış açığında neredeyse yarı yarıya bir düşüş var, önemli dengesizliklerden biri bu sayede giderilmiş oldu. Temel dengesizlikleri giderme anlamında program çalışıyor. Fon akışında bizim öngördüğümüzden çok daha büyük bir artış var. Risk priminin düşmesi aslında programının çalıştığını gösteren bir gösterge. Programa olan güven güçlü, sürekli pekişiyor.

EKONOMİDE DENGE SÜRECİ

Ekonomik büyüme sürecinden bahsederek konuşmasının açılışını yapan Bakan Şimşek: “Her şeyden önce ekonomide bir yeniden dengelenme sürecine girdik. Yani iç talebin aşırı artışı nedeniyle bir takım makro ekonomik dengesizlikler ortaya çıkmıştı. Şimdi orada bir yumuşama var. Net ihracatın etkisi ekonomide olumluya dönmeye başladı. Yani büyümede kompozisyon değişiyor, büyümede bir dengelenme var. Bu da beraberinde ortaya çıkan dengesizlikleri gideriyor. En önemli dengesizliklerden bir tanesi cari açık. Geçen sene mayıs ayında 57 milyar dolar civarındaydı. Büyük bir açık. Bu sene bu açık mayıs ayı itibarıyla 30 milyar doların altına düşmüş olacak. Dolayısıyla çok ciddi bir iyileşme var. Yani Türkiye’nin dış açığında yarı yarıya düşüş var. Önemli dengesizliklerden bir tanesi bu çerçevede giderilmiş oldu.

Geçen sene mayıs sonu itibarıyla piyasa değerlendirmelerine bakarsanız, özellikle depremin etkisiyle bütçe açığının milli gelire oran olarak yüzde beldi 9-10’ları bulabileceği öngörülüyordu piyasalar tarafından. Biz bunu geçen sene yüzde 5,2’de tuttuk. Bu da önemli bir dengesizlik ve deprem hariç bütçe açığı milli gelire oran olarak sadece yüzde 1,6 bu da önemli. Dolayısıyla temel dengesizlikleri giderme anlamında program çalışıyor.

RİSK PRİMİNDE DÜŞÜŞ 

Programın çalıştığını özetleyen bazı göstergeler var. Örneğin, Türkiye’nin risk primi. Türkiye’nin risk primi geçen sene mayıs ayında 700 baz puanın üzerindeydi. Bugün 270’in altına düştü. Bu dönemde gelişmekte olan ülkelere göre çok muazzam bir performans göstermişiz. Yani sadece bizim risk primimiz düşmemiş başka bize benzer ülkelere oranla risk primimiz çok daha hızlı şekilde düşmüş. Risk priminin düşmesi burada aslında programın çalıştığını özetleyen bir gösterge. Çünkü bu Türkiye’ye fon akışında maliyeti belirleyen unsurlardan bir tanesi. Türkiye fon akışında bizim öngördüğümüzden çok daha büyük bir artış var. Özellikle yerel seçimlerden s sonra son 1,5 ayda o kadar ciddi bir fon akışı ve Türk lirası lehine portföy değişikliği var ki, Merkez Bankası swap hariç rezerv pozisyonu neredeyse 49 milyar dolarlık bir iyileşme gösterdi. Bahsettiğim süreç 1,5 aylık bir süreçten bahsediyoruz. Belirsizlikler azaldıkça, programın çalıştığı ortaya çıktıkça Türkiye’ye rağbet artıyor.

“KAMU TASARRUF PAKETİNİ GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE UYGULAYACAĞIZ”

Bu sene deprem yaralarını sararken deprem dışındaki harcamaları çok güçlü bir şekilde kontrol altına alıyoruz. Bazı kamuda tasarruf paketi açıkladık. Onu güçlü bir şekilde uygulayacağız. En önemli konu verimliliği artıracak, Türkiye’nin rekabet gücünü artıracak, yapısal reformları hızlandıracağız. Dolayısıyla iki kanaldan para politikasına dezenflasyon için destek vereceğiz. Bir; bütçe disiplini üzürerinden destek vereceğiz. İki; reformları hızlandırarak verimlilik artışı üzerinden destek vereceğiz. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde böyle bir güçlendirme, zaten bir süreç işi. Sonuç almak da bir süreç işi. Şuna inanıyorum ki, programı güçlendirdikçe de çok daha iyi sonuçlar alacağız. Aslında başladık biz programı güçlendirmeye. Tasarruf paketini açıklamamız bunun bir ayağı. Ama daha birçok önümüzdeki dönemde programı güçlendirecek ilave adımlar atacağız. Bunlar bir kısmı kamu maliyesi ayağında, bir kısmı yapısal dönüşüm ayağında olacak.

“BU PROGRAM KENDİ ÖZ PROGRAMIMIZDIR”

Bu program içeride ve dışarıda ciddi bir rağbet görüyor. Bizim gittiğimiz bazı uluslararası platformlarda programın başarısı konuşuldukça, bu program sanki Türkiye’nin öz evlatları tarafından hazırlanmamış gibi bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Hatırlarsanız, ilk gün devir teslimde çok net bir tutum sergilemiştim. Demiştim ki, bundan sonra bizim politikalar, kurala dayalı olacak. Yani öngörülebilir olacak. İkinci olarak uluslararası normlara uygun olacak demiştik. Şimdi, uluslararası normlara uygun, kurala dayalı, kredibilitesi yüksek bir programı ortaya koymanız, sonra bu programla başarı elde etmeniz, dışarıda övüldüğü için dışarıda hazırlanmış bir program gibi lanse etmek doğru bir yaklaşım değil. Bu program Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet bey ve beni bir kenara bırakalım. Orta Vadeli Program perspektifiyle, bu strateji bütçe başkanlığındaki çok değerli arkadaşlarımızın, Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndaki çok değerli arkadaşlarımızın ortaya koydukları katkıları görmemezlikten gelmektir. Dolayısıyla bu program özü itibarıyla Türkiye’nin kendi programıdır. Dışarıdan rağbet görmesi, övülmesi, dışarıdan bu programın yapıldığı anlamına gelmiyor. Biz bu süreçte hiçbir uluslararası kuruluşla program çerçevesinde, program hazırlık evresinde bir diyaloğa girmedik. Ama tabii ki üyesi olduğumuz uluslararası kuruluşlarla diyaloğumuz her zaman güçlü. Onlarla bir araya geliriz, programımızı anlatırız. Nereye gidersem gideyim Türkiye’deki illere seyahat ettim son bir kaç aydır. Dünyada nereye seyahat edersem edeyim mutlaka bir fırsat bulup çıkıp orada Türkiye’nin programını, potansiyelini, neden yatırım yapılması gerektiğini sık sık anlatırız. Bu program kendi öz programımızdır, kurala dayalıdır ve uluslararası normlara uygundur.

KİRADA YÜZDE 25 SINIR

Biz enflasyonu düşürmekte kararlıyız, gelecek sene enflasyonu 10’lu rakamlara, sonraki sene tek haneye düşürmek için ne gerekiyorsa geri adım atmayacağız. Maliye politikasında da para politikasında da geri adım atmayacağız. Kirada yüzde 25 sınırının devam etmesi için bir sebep görmüyorum, çok büyük ihtimalle devam etmez. Kredi fiyatlamasına da müdahale edilmemesi gerekiyor. Türkiye’nin döviz ihtiyacı azalıyor, dış ticaret açığı azalıyor. Uzun süre negatif reel faiz vardı, bugün öyle bir şey yok. Türkiye’ye fon akışı güçlü.” dedi.