Dr. Serkan Engin: Bu binalara yıkılmadan depremi nasıl geçirtebiliriz?
Nokta TV ekranlarında yayınlanan Adem Yaman ile Akademi Günlüğü programında toplumu yakından ilgilendiren deprem konusu ele alındı. Programda Dr. Serkan Engin, yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesi konusunda toplum olarak neler yapılabileceği konusunda önemli açıklamalarda bulundu.

Kocaeli Haber - İstanbul’da Silivri açıklarında yaşanan 6.2 şiddetinde depremin ardından Nokta TV ekranlarında yayınlanan Adem Yaman ile Akademi Günlüğü programında Deprem Özel yayını gerçekleştirildi. Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergin Ulutaş, Kocaeli Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Serkan Engin ve AKUT Arama Kurtarma Derneği Kocaeli Ekibi Seminer Birim Sorunlusu İnş. Müh. Feraye Kara’nın konuk olduğu programda deprem konusu detaylı olarak olarak ele alındı.
“BAŞARI ELDE EDECEĞİZ”
Programın konuklarında Öğretim Üyesi Dr. Serkan Engin, deprem öncesi, sırası ve sonrasında yapılması gerekenler konusunda önemli açıklamalarda bulunarak “Binalara yıkılmadan nasıl depremi geçirtebiliriz? Vatandaşlarımız da bunu merak ediyor. Bunu sağlarsak arama kurtarma ekiplerinin yaptığı iş daha efektif olacak. Daha az yıkımımız olunca onlara gidip belki daha çok başarı elde edeceğiz.” dedi.
“BERTARAF ETMEMİZ LAZIM”
Engin açıklamalarının satır başları şu şekilde: “Çizginin Dışındakiler isimli çok güzel bir kitap var. Orada şu soruyu soruyor: “Ormandaki en uzun ağaç en neden uzundur?” Cevabını veriyor. Bir; iyi bir nemlilik düzeyinde olduğu için yeşerebilecek nemi ve havayı bulmuştur. İkincisi, bir yabani hayvan fide olduğu zaman yememiştir. Üçüncüsü, bir ormancı odun ihtiyacını karşılamak için bu ağacı kesmemiştir. Sadece en uzun olmak için bir nem kriterine takılırsak, o zaman ağacın bir hayvan tarafından yenmesi veya bir ormancı tarafından kesilmesini bertaraf etmememiz lazım.
“HEPİMİZ KATKI SUNMALIYIZ”
İnşaata dönecek olursak da beton en iyisi. Sadece betonun en iyisi olması binanın çok iyi performans göstermesi için yeterli mi? Evet koşullardan bir tanesi o olabilir ancak yeterli değil. Zemin iyiyse bina iyidir. Tamam zemin çok iyi olabilir ama diğer koşulları iyi yapmadığımız zaman bina iyi olacak mı? Tamam zemini de iyi yaptık. Peki bunun tasarımı, taşıyıcı sistem simetrik mi? Bunu sağlamazsak acaba beton ve demir ya da zemin yeterli olacak mı? Onu da sağladığımızı düşünelim. Bu proje çok iyiyse bile yerinde imar ederken acaba bu projedeki gibi yapıldı yoksa bir kısım şeyler projeden farklı mı yapıldı. Diyelim ki o binayı çok iyi yaptık. Acaba sonradan alt kata dükkan yapacağım diye değişiklik yaptım mı? Bakın size ilk anda aklıma gelen 4-5 parametre söyledim. Hepsi iyi olursa genel performansımız daha iyi olur. Sadece biri iyi olursa iyi olur diye bir şey yok. Hepimiz katkı sunarsak iyi olur.
“NE YAPMALIYIZ?”
Sonra biz ne yapmalıyız.? Dediğimiz gibi deprem olacak. Sadece zamanını bilmiyoruz. Diyelim ki teknoloji gelişti. Depremin nerede, ne zaman ve ne büyüklükte olacağını biliyoruz. “Yarın saat 17’de 7.5 büyüklüğünde deprem olacak” dense biz ne yapacağız? Düşünelim. O zaman yarın saat 17’de hepimiz dışarıya çıkacağız. Deprem olacak. Yıkılan yıkılacak, yıkılmayan kalacak ama biz binadan çıktığımız için hayatta kalacağız. Peki sonra? Soğukta hasta olacağız. Salgın hastalıklar olacak. Yine bizim barınma ihtiyacımız olacak. Dolayısıyla sadece depremin ne zaman olacağı tartışması etrafından dönmememiz gerekiyor. Deprem olunca biz daha iyi nasıl olacağız? Bunu konuşmamız lazım. Bunu da depremden önce yapılması gerekenler, deprem sırasından yapılması gerekenler diye sıralamamız lazım.
“YIKILAN BİNLERCE BİNA VAR”
Deprem bölgesine gidildi. Araba kurtarma ekipleri gitti. Çok sayıda ekip gitti. Yaklaşık 900-1000 civarında can kurtarıldı. Peki kaç kişi hayatını kaybetti. Resmi rakamlara göre 50 bin kişi öldü. Demek ki buradaki başarı oranımız yüzde 2. O zaman şunu düşünmemiz lazım. Bu yüzde 2’yi nasıl yukarı çıkartabiliriz. Çünkü özellikle son Maraş Depremi’nde gördük ki çok geniş bir alana yayıldı. Bir binanın tümden yıkıldığını düşünelim. Bir ekip 3 gün orada sadece bina için çalıştı. Ama binlerce yıkılan bina var. Yapılanlar çok kıymetli. 1 kişinin kurtarılması çok önemli. Bir kişinin hayatını kaybetmesi bir dünyanın yıkılması demek. Rakamlardan ibaret değil.
“DEPREMİ NASIL GEÇİRTEBİLİRİZ”
Peki bu oranı nasıl arttırabiliriz? Bina yıkılmaz bu oranı yüzde 100 yaparım. O zaman yıkılmamasını sağlamamız lazım. Bizim yönetmeliklerimiz en eskisinden en yenisine kadar yıkılmaması için koşul yaratır ama bilgimiz o zaman farklıydı şimdi dendi ki eksik biliyormuşuz. Teknoloji gelişmiş. Mevcut duruma göre yıkılabilir denmiş. Bunlara da bakınca biraz fikir yürüterek anlayabilirsiniz. O zaman şunu yapmamız lazım. Bu binalara yıkılmadan nasıl depremi geçirtebiliriz? Vatandaşlarımız da bunu merak ediyor. Bunu sağlarsak arama kurtarma ekiplerinin yaptığı iş daha efektif olacak. Daha az yıkımımız olunca olara gidip belki daha çok başarı elde edeceğiz.
“MEVCUT BİNALARIN DUMUNU GÖRMEMİZ LAZIM”
Mevcut binalarımızın durumu nedir görmemiz lazım. Bu nasıl yapılabilir? Binamızın projesine bakıp proje uygunluğuna bakacağız. Yoksa rölevesini çıkartacağız. Malzeme durumuna bakacağız. Zemin durumuna bakacağız. Bazı şeyleri söylemesi kolay ama yapması zor. Bunu 1 tane bina için yapmak isteseniz 1 ay uğraşırız. Elimizde binlerce bina var. Bizlerinde içinde olduğu 100 kişilik bir ekibin saha izlenimleri ile elde ettiği yaklaşık yöntemleri esas alan kontroller yapıldı. Bu konuya Büyükşehir Belediyesi bütçe ve zaman ayırdı. İnşaat Mühendisleri Odası, Büyükşehir Belediyesi ve Kocaeli Üniversitesi eliyle böyle bir çalışma yapıldı.
“ORTAK HAREKET EDİLMELİ”
Biz binalarımıza baktık ve şunu gördük. İyi olanlar var, müdahale edilmesi gerekenler var. Peki bundan sonra ne yapacağız. Bu binalarda “Acaba doğrudan kötü mü diyelim yoksa biraz daha detaylı mı bakalım” diyerek kurtarılabilecek var mı buna bakmak lazım. Nihayetinde bizim riskli gördüğümüz ya da bir şey olma durumunu hissettiğimiz binalara müdahale etmemiz lazım. Müdahalede birkaç şekilde olabilir. Bunlardan biri yıkıp yeniden yapmak. Olabilir. Bunun kararını kim verecek? O binada yaşayan insanla, idareler verecek. Ve bunun sonucunda bir konsensus ile yıkıp yeniden yapalım denilecek. Bunun artısı var eksisi var. Herkes daha iyi bir binada oturmak ister ama bunun bir maliyeti var. Zaman ve para maliyeti var. O zaman yıkıp yeniden yapmak yerine, belki binayı çok iyi seviyeye çıkaramam ama en azından göçmeyi önleyebilecek güçlendirmeler yapabilirim. Maliyeti böylece daha az olabilir. Bu kararı vermek lazım. Ama bu kararı vermek kolay değil. Topyekün hepimizin bu sürece dahil olması ve yapabileceği bir şey. Ortak hareket edilmesi gereken bir durum.
“BUNLARI KONUŞALIM”
Gelin şunu konuşalım. Bundan sonra bu binaları nasıl tahkim edebiliriz? Dönüşüm yapacaksak kentsel dönüşümü ada bazlı mı yapalım parsel bazlı mı yapalım? Bunları konuşalım. Bunları da yapmayacaksak acaba tümden bu işe girişip her şeyi yeniden mi yapalım? Bu kararı vermemiz lazım ama bu hep konuşulup durunca maalesef anlamını yitiriyor. Gerçekten samimiysek ki samimi olduğumuz düşünüyorum. İnsanlar korkuyor. İdareciler bir şey yapmak istiyor. O zaman önceliği buraya vermemiz lazım.”
Değerli NoktaGazetesi.com.tr okurları,
NoktaGazetesi.com.tr ekibi olarak Türkiye'de ve dünyada yaşanan, haber değeri taşıyan gelişmeleri sizlere en hızlı, tarafsız ve kapsamlı şekilde sunmak için çalışıyoruz. Bu süreçte sunduğumuz haberlerle ilgili eleştiri, görüş ve yorumlarınız bizim için çok değerli. Ancak, karşılıklı saygı ve hukuka uygunluk çerçevesinde, daha sağlıklı bir tartışma ortamı oluşturmak adına yorum platformumuzda uyguladığımız bazı kurallarımız bulunmaktadır.
Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (diğer okurlara yönelik olanlar da dahil) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık içermesi durumunda, yorum editörlerimiz bu yorumları onaylamayacak ve silecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar arasında aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemleri de yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur, bu nedenle bu tür yorumlar da NoktaGazetesi.com.tr sayfalarında yer almayacaktır.
Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu kanıtlanamayan iddia, itham ve karalama içeren, halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.
Markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmaz ve silinir. Aynı şekilde, bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmaz ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Diğer web sitelerinden alınan bağlantılar NoktaGazetesi.com.tr yorum alanında paylaşılamaz.
NoktaGazetesi.com.tr yorum alanında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan kullanıcıya aittir, NoktaGazetesi.com.tr bu sorumluluğu üstlenmez.
NoktaGazetesi.com.tr'de yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yer alan Kullanım Koşulları'nı ve Gizlilik Sözleşmesi'ni okumuş ve kabul etmiş sayılır.
Kurallarımıza uygun şekilde saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun yorumlarınız için teşekkür ederiz.