Hülya Kuşcu: Sahte vaatlere değil, kendi iç dünyamızla yüzleşmeye cesaret etmeliyiz

ÖZEL HABER-SUDE KALYONCUOĞLU

Kocaeli Haber, Son yıllarda artan spiritüel akımlar, enerji seansları, tarot, yıldız haritası analizleri ve karanlıkta inziva seansları gibi uygulamalarla hızla popülerleşiyor. Bu akımlar, bazen bilimsel temele dayanmayan pratiklerle birleşiyor ve 'spiritüel uzmanlık' kazandırmayı vaat eden sertifika programlarıyla daha da yaygınlaşıyor. Nokta Gazetesi olarak, bu durumun yaygınlaşmasının nedenini Uzman Psikolog Hülya Kuşcu ile yaptığımız özel röportajda konuştuk.

''İNSANLAR BELİRSİZLİKLE YAŞAMAKTA ZORLANIR''

İnsanların neden spiritüel akımlara yöneldiğine dair açıklamalar yapan Hülya Kuşcu, insanların belirsizlikle yaşamakta zorlandığını vurguladı. Kuşcu, "İnsanlar belirsizlikle yaşamakta zorlanır. Hayatın getirdiği stres, kayıplar, hayal kırıklıkları, yalnızlık ve anlam arayışı insanları spiritüel akımlara yönlendirebilir. Bir insan kendini çaresiz, sıkışmış ya da kaybolmuş hissettiğinde, kontrolü yeniden ele almak ister. Spiritüel akımlar da tam olarak burada devreye girer. Onlar, 'Bütün bunların bir nedeni var' ya da 'Evren sana bir mesaj gönderiyor' gibi söylemlerle kişiye umut ve anlam sunar. Özellikle modern dünyada, geleneksel inanç sistemleri eski etkisini yitirirken, yeni ve kişiye özel ruhsal yollar daha cazip hale geliyor. İnsanlar kendilerini 'özel' hissettiren, hayatlarına mistik bir anlam katan ve günlük sıkıntılarla başa çıkmalarına yardımcı olan spiritüel akımlara yöneliyor" dedi.

SPİRİTÜEL AKIMLARIN OLUMLU VE OLUMSUZ ETKİLERİ

Spiritüel akımların insan psikolojisine olumlu etkilerinden bahseden Kuşcu; insanlara umut, anlam, aidiyet hissi verip stres ve kaygıyı azaltarak zihinsel dinginliği artırırken, olumsuz etkileri ise kişiyi gerçeklikten uzaklaştırıp pasif bekleyişe sokarak, manipülasyona açık hale getirebilir ve psikolojik rahatsızlıkları olan bireylerin profesyonel yardım yerine spiritüel yöntemlere yönelmesine neden olabileceğini belirtti.

''İNSAN DOĞASI GERĞİ ANLAM ARAYAN BİR VARLIKTIR''

Kişinin spiritüel arayışa girmesi, her zaman terapiye ihtiyacı olduğu anlamına gelmez diyen Kuşcu, "İnsan doğası gereği anlam arayan bir varlıktır. Spiritüel konulara ilgi duymak her zaman terapi ihtiyacının işareti değildir. Ancak bazı insanlar psikolojik olarak zor bir dönem geçirirken çözümü yalnızca spiritüel öğretilerde arayabilir. Eğer kişi sorunları spiritüel yöntemlerle çözmeye çalışıp gerçeklikten kaçıyorsa, terapistin desteği faydalı olabilir. Ama spiritüel bir yolculuk, tek başına bir psikolojik sorun göstergesi değildir" dedi.

BU AKIMLAR PSİKOLOJİYE ENTEGRE OLMAYA BAŞLADI

Bu akımların günümüzde psikolojiye entegre olmaya başladığını ve Mindfulness (bilinçli farkındalık), meditasyon, nefes terapileri gibi yöntemlerin psikoterapi süreçlerine dahil edildiğini belirten Kuşcu, kritik noktanın ise bilimsel olarak kanıtlanmış tekniklerin mi, yoksa kişisel inançlara dayalı spiritüel öğretilerin mi kullanıldığı olduğunu vurguladı. Psikoloji bilim temelli bir alan olduğu için spiritüel öğelerin doğrudan terapiye girmesinin mümkün olmadığını, ancak insan psikolojisinin spiritüel inançlardan nasıl etkilendiği üzerine araştırmaların artabileceğini ve bazı spiritüel pratiklerin destekleyici olarak kullanılabileceğini söyledi.

''KENDİNİZDE ARAYIN''

İnsanların ruhsal iyilik hâlini koruması için önerilerde bulunan Uzman Psikolog Hülya Kuşcu, "Gerçeklikten kopmadan anlam arayın. Spiritüel yollar ilginç olabilir ama ayaklarınız yere bassın. Anlamı sadece dışarıda değil, kendinizde arayın. Duygularınızı bastırmak yerine anlamaya çalışın. Kendi duygularınızı, korkularınızı ve travmalarınızı keşfetmek, spiritüel kaçışlardan daha etkili bir iyileşme süreci sunar. Bağımlı olmayın, körü körüne bir akımın peşinden gitmeyin. Kendi zihninizi ve sezgilerinizi kullanın. Bilim ve ruhsallığı dengeleyin. Meditasyon, yoga, nefes çalışmaları gibi yöntemler bilimsel olarak faydalıdır, ancak psikolojik sıkıntılarınız için uzman desteği almayı ihmal etmeyin. Sosyal destek alın, güvenilir insanlarla konuşun. Gerçek paylaşımlar, mistik deneyimlerden daha kalıcı iyileşme sağlayabilir" dedi.

''SAHTE VAATLER DEĞİL''

Son günlerde cadılık eğitimi konusuna artan ilgiye değinen Kuşcu, bunun psikolojik bir trend olduğunu vurguladı. Kuşcu, "İnsanlar kendilerini güçlü hissetmek ve kontrolü ellerine almak istiyor. Özellikle kadınlar için tarihsel olarak baskılanmış 'cadı' kimliği, özgürlük ve güç sembolü olarak yeniden doğuyor. 'Ben özelim, sezgilerim kuvvetli, doğaüstü bir gücüm var' düşüncesi, kişiye güçlü hissettirebilir. İnsanlar belirsizliklerden korkar ve cevaplar arar. 'Cadılık' adı altında sunulan eğitimler, kişiye hayatın sırlarına ulaşacak hissi veriyor. 'Enerjinizi yükseltin, kaderinizi değiştirin' gibi iddialar, çaresiz insanlara cazip gelir. Ancak çoğu eğitim, ticari amaçlı olup, süslü anlatımlardan ibarettir. Psikolojik olarak, insanlar güç, kontrol, gizem ve anlam arayışı içinde olduğu sürece bu akımlara kapılacak. Gerçek iyileşme ve güçlenme için, sahte vaatlere değil, kendi iç dünyamızla yüzleşmeye cesaret etmeliyiz" dedi.