Marmara Denizi alarm veriyor! Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül anlattı

Nokta Gazetesine özel açıklamalarda bulunan KOÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül, Marmara Denizi'ni tehdit eden müsilaj (deniz salyası) ve buna neden olan sebeplerle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.

Marmara Denizi alarm veriyor! Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül anlattı

ÖZEL HABER - MELİH CAN ŞENOL

Kocaeli Haber - Kocaeli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül, Marmara Denizi'ni tehdit eden kirliliğin, sebepleri ve sonuçları hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Ergül yaptığı açıklamada, Marmara Denizi için bilimin ışığında uzun vadeli ve akılcı yaklaşımlar geliştirilmesinin gerekli olduğuna dikkat çekti.

“MARMARA DENİZİ BU YÜKÜ TAŞIYAMIYOR”

Marmara Denizi’nin mevcut nüfus yükünü taşıyamadığını belirten Ergül, “Ne fazla atıksu arıtma tesisi olursa o kadar iyi ama tüm kapasite kullanılsa bile yeterli olmayacak. Geçtiğimiz Kasım ayında Bakanlığın finansmanıyla hem karada hem denizde 120’nin üzerinde istasyonda çalışma yürüttük. Bu çalışma sonucunda çokça veri topladık. Bu veriler bize Marmara Denizi’nin etrafındaki nüfus yükünü kaldıramadığını gösterdi. Mevcut nüfus yoğunluğunda arıtma teknolojilerinin en iyisi kullanılsa bile yeterli olmayacaktır. Marmara Denizi küçük bir deniz ve bu yükü taşıyamıyor” dedi.

Marmara Denizi alarm veriyor! Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül anlattı - Resim : 1

“ARITMA TESİSİ YAPMAKLA BU SORUN ÇÖZÜLMEZ”

Nüfus problemi çözülmedikçe arıtma tesisleriyle bu sorunun çözülemeyeceğini vurgulayan Ergül, “Her yıl yaklaşık 9 groston azot ve 1.3 groston fosfor Marmara Denizine boşalıyor. Bu vahim bir durum. Bu da gösteriyor ki bizim su sorunumuz, müsilaj sorunumuz yok bizim nüfus sorunumuz var. Böylesi büyük bir nüfusun oluşturduğu atıksuları ne kadar arıtırsak arıtalım, zorluk yaşıyoruz ve yaşayacağız da. Sadece atıksu arıtma tesisi yapmakla bu sorun çözülmez” ifadelerinde bulundu.

“5 TANE BERLİN EDİYOR”

Ergül, Marmara Denizi etrafındaki nüfusun gün geçtikçe arttığın belirterek, “Almanya’nın en kalabalık şehri Berlin ve nüfusu yaklaşık 3 buçuk milyon. Bizim 3 buçuk milyondan daha kalabalık en az beş tane şehrimiz var. İstanbul tek başına neredeyse 5 tane Berlin ediyor. Biz nüfusu dağıtamadık aksine Marmara Denizi’nin etrafına topladık. Bizim daha önce 2020 yılında yaptığımız bir çalışma sırasında Marmara bölgesindeki nüfus 25 milyondu. Şu anda TÜİK kayıtlarına göre nüfus 27.2 milyona çıkmış durumda. Dağıtmak bir yana dursun 2.2 milyon insan daha eklenmiş. Bu vahim bir tablo” dedi.

“KOCAELİ EN İYİ ÖRNEKLERDEN BİRİ”

Kocaeli’nin arıtma tesisleriyle iyi bir konumda olduğunu ama farklı zorluklarla karşı karşıya olduğunu belirten Ergül, “Kocaeli bu konuda Türkiye’nin en iyi örneklerinden biri. Körfez’in etrafında benim bildiğim 8 tane arıtma tesisi var ve etkin çalışıyorlar. Marmara Denizi çevrsindeki genel nüfus problemini Kocaeli’ninde yaşadığının altını çizen Ergül, “Ben yaklaşık 2007’den beri Belediye’nin ilgili ekipleriyle iletişim halindeyim. Ellerinden geleni yapıyorlar. Fakat Kocaeli küçücük bir yer olmasına rağmen 2 milyon insan yaşıyor. Her sene şehrin nüfusuna 30 bin insan ekleniyor. Gelen geçeni de hesaba kattığınız zaman durumun zorluğu apaçık görünüyor” dedi.

Marmara Denizi alarm veriyor! Prof. Dr. Halim Aytekin Ergül anlattı - Resim : 2

“YENİDEN KULLANIMINI SAĞLAMAK GEREKİYOR”

Müsilajı üreten organizmaların atık suyun içerisindeki azotu ve fosforu kullandığını ve azot ile fosforun en iyi teknolojilerle bile tam olarak giderilemediğini belirten Ergül, bu sebeple arıtılan suyun denize deşarj edilmesinin yerine yeniden kullanımının gerekli olduğunu söyledi. Bu yönetim çözüme önemli bir katkı sağlayabileceğini vurgulayan Ergül, “Çözüm olarak atık su artıma tesislerinin ileri teknolojilere kavuşturulması ve nüfusun yapılandırılması gibi uzun vadeli çözümler var. Ayrıca çözüme ciddi katkı sağlayacak uygulamalardan birisi de arıtılan suyun denize deşarjı yerine yeniden kullanımını sağlayacak tedbirler almaktır” dedi.

“KOCAELİ TÜRKİYE’NİN EN İYİ ORANINA SAHİP”

Atık suyun yeniden kullanımı konusunda Kocaeli’nin Türkiye’deki en yüksek orana sahip olduğunu belirten Ergül, İzmit Körfezi’nin Marmara’nın en sığ yeri olduğunu ve bunun da bir dezavantaj olduğunu söyleyerek, “Kocaeli yüzde 30’un üzerinde bir oranda bu uygulamayı yapıyor ve bu rakam bildiğim kadarıyla Türkiye’nin en iyi rakamı. Bu konuda Kocaeli Türkiyedeki sayılı örneklerden biridir. Fakat Kocaeli Marmara’nın en sığ yeri olduğu için diğer illerde oluşan ve akıntıyla Körfeze gelen müsilaj, burada dibe çöküyor. Çünkü Marmara Denizi’nin en sığ yeri burası. Böyle bir dezavantajımız var” ifadelerinde bulundu.

“SORUNUN EN BÜYÜK PAYI EVSEL ATIK SULAR”

Ergül, “müsilaj sorunun en büyük müsebbibin evsel atık sular olduğunu belirterek, “Sorunun büyük bir bölümünü evsel atık sulardan kaynaklanıyor. Endüstrinin payı nispeten çok daha az. Bir diğer sıkıntı da tarımsal girdiler. Tarımsal verimi artırma amacıyla kullanılan kimyasallar ve gübre ile birlikte gelen azot ve fosfor girdisinin önlenmesiyle ilgili hiçbir tedbir yok. Yeraltı sularıyla ve yüzey akışlarıyla ne kadar geldiği tam olarak bilinemiyor. Ve bunu engelleyecek bir artıma sistemi yok” dedi.

MÜSİLAJ NEDİR? DENİZ YAŞAMINI NASIL ETKİLER?

Müsilajın ne olduğu ve deniz yaşamını nasıl etkilediğine ilişkin açıklamada bulunan Ergül, “Müsilaj, tek hücreli organizmaların vücutlarından çıkan bir atıktır. Müsilaj oluştuktan sonra bir süre akıntılarla birlikte sürüklenecek. Eninde sonunda dibe çökecek. Ve parçalanma süreci başlayacak. Bu süreçte oksijen tüketmeye başlayacak. Maramara Denizi zaten tabakalı bir yapıya sahiptir ve belli bir derinliğin altında oksijen erişimi çok düşüktür. Kıyıya yakın kesimlerde de oksijen düştüğü zaman balıklar ya göç eder ya da ölürler. Tabi sadece balıklar değil besin zincirindeki pek çok canlı etkilenir. Dolayısıyla denizdeki bütün canlı yaşamının bu süreçte büyük bir zarar görmesi beklenir. İklim değişikliği olgusu bu oluşumların ekosistem üzerinde daha yıkıcı etkiler göstermesine neden olabilir. Özetle müsilaj sorununun çözümü için bilimin ışığında uzun vadeli ve akılcı yaklaşımlar geliştirilmesi şarttı” şeklinde konuştu.

Kaynak: Melek Müjde Şahin
Halim Aytekin Ergül Marmara Denizi Müsilaj
Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız