Mersen işçileri kararlı: Kimin iradesi ve gücü fazlaysa o kazanacak

Gebze’de üretime devam eden Fransız sermayeli Mersen fabrikasında tam 186 gündür devam bir işçi direnişi var. Mersen fabrikası önünde görüştüğümüz işçilerin en büyük kırmızı çizgisi toplu iş sözleşmesi ve sendikal haklar. MERSEN işyeri baş temsilci Halil Yap ve Baş Temsilci Yardımcısı Selahattin Ayar ile yaptığımız iki bölüm halinde yayınlayacağımız söyleşinin ilk bölümü sizlerle.

“PARAMIZIN ÜZERİNE YATTILAR”

Uzun süredir grevde olan işçilerin motivasyonunu ve taleplerini merak ediyorum. Neden grevdesiniz?

Şu an neden grevdeyiz? Bizim meselemiz iki yıl önce başladı. Buraya bir genel müdür geldi ve birden bazı haklarımızı geri almaya kalktı. Genel müdür değişikliği sonrasında mesela banka değişikliği yapıldı. O arada banka promosyonu yok dediler. Bankayla görüştük, patronunuza ödeme yapıldı size ödemeyi o yapacak denildi fakat paramızın üzerine yattılar. Sonra çalışma saatimizi artırmak istedi. Bir saat artıracaktı fakat yarım saatte direttik ve istediğimiz gibi oldu. Onun sonrasında herkesin olduğu bir toplantı yapıldı. İki sene içinde buradaki herkesi temizleyeceğim dedi. Burayı temizleyeceğim dedi. Kendisi de buraya geldiğinde, yeni bir düzen geldiğini göstermek için, finans müdüründen ürün yöneticisine kadar değişikliğe gitti. Kendi yönetimini kurmak istedi.

“HAKKIMIZI YEDİRMEMEK İÇİN BİR ARAYA GELDİK”

Bize de böyle bir söylemde bulunduktan sonra, düşündük bu nereye kadar gidecek diye? Aramızda 30 yıldır çalışanlar var. Daha dün gelmiş bir adam senin 30 yıllık emeğini kendi düzeni için hiçe sayacak öyle mi? Biz de hakkımızı yedirmemek için birkaç arkadaş bir araya geldik.

“İSMİ LAZIM DEĞİL BİR SARI SENDİKA…”

Sendikalarla görüşelim dedik. İsmi lazım değil sarı bir sendikayla görüştük. Daha baştan sıcak gelmedi teklifleri, samimi değillerdi. Bir de zaten toplumda herkesin bir ismi var ya, o sendika da patronlara yakınlığıyla biliniyormuş, o zaman daha net öğrendik. Daha sonra Birleşik Metal 1 Nolu Şube’yle görüştük. Oradaki ortam, orada söylenen sözler bize daha içten geldi. Üstelik biz Fransız firması olduğumuzu, işçi sayımızın az olduğunu söyleyerek başladık konuya. Sendika ise bize 30 değil, 15 kişi de olsa, 1 kişi de olsa aynı mücadeleyi vereceğini, işçinin arkasında duracağını söyledi. Özgürlük ve ekmek için mücadelede varız, sayı önemsiz denildi. O da bizim için artı oldu. Sonrasında örgütlenme sürecimiz oldu, itiraz davaları, işten çıkarılanlar vs. oldu. Geçen sene şubatta ise dört arkadaşımız görevden çıkarıldı. Biz bir eylem yaptık içeride, sabah 10’dan akşam 10’a kadar fabrikada iş durdurduk. Yasal olmayan bir şeydi fakat yapmak zorundaydık. Fabrikada ise şu an 40-45 işçi vardır. Onun da 30’u beyaz yaka, 10-15 mavi yaka, üretimde de 10 kişi vardır. O gün iş durdurduk, saat 21.30’da telefon geldi.

“SÖZLERİNİ TUTMADILAR”

Çıkmazsak polis geleceğini söylediler. Güvence olarak işten çıkartma olmayacak, çıkan arkadaşlarımıza da tazminat verilecek denildi. Gerekli sözleri alınca eylemi bitirdik biz de. Dört arkadaşımız gitmişti, üstüne bir arkadaşımızı daha çıkardılar. Sözlerini tutmadılar. Grev sürecimiz bunun üzerine başladı, toplu sözleşme masamız kuruldu ona gelmediler. Anlaşma, hiçbir temas olmadı. Biz o zaman 31 kişiydik. 60 kişi var içeride, 31 olduk ve yetki belgesini aldık. İşveren ise klasik bir süreç olarak bu duruma hukuki itirazda bulundu. Bir buçuk sene sürdü bu süreç. Sonra tekrar toplu sözleşme masasına çağrıldılar, uyuşmazlık tutuldu ve grev kararını aldık. 19 Nisan’dan bu yana da grevdeyiz.

KIRMIZI ÇİZGİLER

Şu aşamada talepleriniz nedir? Kırmızı çizginiz nedir?

En büyük kırmızı çizgimiz toplu iş sözleşmesi. Bizim maaş, zam konusunda çok büyük derdimiz yok. Bir taslak hazırlandı, en büyük derdimiz burada işverenle aramızda bağlayıcı bir belge olması. Şu an işveren son dönemlerde %80 zam yaptı fakat bir bağlayıcılığı yok. Bugün zammı geri almak istese alabilir. Biz sendikal güvence istiyoruz, örgütlenme hakkımızı kullanmak istiyoruz. Sendikal hak verilmiş bize, giriyorsun üye oluyorsun yetki alıyorsun ama işveren istiyor diye içeri giremiyorsun.

FABRİKAYA MÜZİK DİNLETİYORLAR

Mersen işçileri koydukları hoparlörle fabrikaya müzik dinletiyor. Bunun yasal olup olmadığını sorduğumuzda, "Öğrendiğimize göre 75 desibel üstü yasak. Biz de işverene dedik ki, isterseniz gidip kaymakamlığa dilekçe verin ölçtürün. Kaymakamlık desibel açık havada yayıldığı için bunu ölçmedi. Yani şu an yaptığımız şey yasal."

NOT: Ropörtajı 183. gününde gerçekleştirdik. Fakat haberimizi 186. günde yayınlıyoruz.