MHP Kocaeli İl Başkanı Tuncay Batı, Nokta TV'nin konuğu oldu!

Kocaeli Haber - Nokta TV Genel Yayın Yönetmeni Gülşah Yücel Ay'ın sunduğu Özel Yayın'ın konuğu MHP Kocaeli İl Başkanı Tuncay Batı oldu. Ülke ve kent siyasetinin en merak edilen konularının konuşulduğu program kapsamında Batı, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin sağlık durumu, Öcalan'a yönelik yapılan çağrı ve İzmit Kent Meydanında yapılması beklenen fakat iptal olan isim değişikliği hakkında konuştu.

"LİDERİMİZ EN KISA SÜREDE GÖREVİNİN BAŞINA DÖNECEKTİR"

Gülşah Yücel Ay: "Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli'nin sağlığı ile ilgili gelişmeler yaşandı. Özellikle parti mensupları ve ülkücü taban süreci merakla takip ediyor. Sizden de bir açıklama almak isteriz."

Tuncay Batı: "Batı yaptığı açıklamada, “Liderimizin 10 sene önce olmuş olduğu kalp ameliyatı vardı. Rutin kontroller sırasında kalp kapakçığında sorun olduğu gerekçesiyle gerçekleştirdiği operasyon ile kalp kapakçığı değiştirildi. Sonraki süreç çok mükemmel bir şekilde sağlıklı, sıhhatli devam etti. Bugün de kendisi taburcu olup Ankara’ya istirahate çekilmiştir. Bu süreç içerisinde hem genel merkezimizdeki büyüklerimiz ve Genel başkan yardımcılarından aldığımız bilgilerle sağlığının çok güzel olduğunu, hiçbir sorunun olmadığını öğrendik. Hem genel merkez olarak hem de evlatlarının başında bir lider olarak görevinin başına en kısa sürede dönecektir. Bir sıkıntı, bir problem yok."

"YAPTIĞIMIZ ÇALIŞMALARDAN LİDERİMİZ ÇOK MEMNUN"

Gülşah Yücel Ay: "Biz de Nokta Medya olarak buradan Sayın Bahçeli'ye geçmiş olsun dileklerimizi iletmiş olalım. Yine cümlelerime Devlet Bey'den devam etmek istiyorum. İl başkanı olduğunuz için malum zaman zaman Ankara'ya gidiyorsunuz. İkili görüşmeleriniz oluyor. Kocaeli anlamında ve Tuncay Batı olarak Devlet Bey ile nasıl görüşmeler içerisinde oluyorsunuz? Hangi mesajları ilimize getiriyorsunuz?"

Tuncay Batı: "Ben atandıktan sonraki süreçte bizim yaptığımız çalışmalar ve programlar doğrultusunda liderimize düzenli bir şekilde aylık raporlarımızı, çalışma bilgilerimizi kendisine iletiyoruz. Bizim burada yapmış olduğumuz çalışmalardan liderimizin çok memnun ve hoşnut olduğunu, buradaki çalışma arkadaşlarımıza, teşkilat mensuplarımıza ve tabanımıza teşekkürlerini ben gittiğim ilçe programlarında da tüm teşkilatlarımıza ve halkımıza anlatıyorum. Şu ana kadar liderim ile genel başkan ve il başkanı olarak bir düstur içerisinde, ülkücü bir terbiye içerisinde hem büyüğümüz hem liderimiz, ben de vazifemin başındaki bir il başkanı olarak onun emir komutasındaki onun bize ilettiklerini, Milliyetçi Hareket Partisi'nin duygu ve düşüncelerini tabana ve teşkilatlara anlatmak için bize gönderdikleri talimatlar ve bilgiler doğrultusunda elimizden gelenin en iyisini yapmak için çabalıyoruz."

"KAMUOYUNDA BİR ALGI YARATILMAYA ÇALIŞILDI"

Gülşah Yücel Ay: "Bildiğiniz üzere birkaç zaman önce Sayın Bahçeli bir açıklamada bulundu. Söz konusu açıklamasında da Öcalan'a yönelik bir çağrısı vardı. Onun üzerine de siyaset hareketlendi. Eleştiren de oldu destek veren de oldu elbette. Bu gelişmeler üzerine sizden bir değerlendirme almak isteriz."

Tuncay Batı: "Biz bu süreci liderimizin mecliste DEM milletvekillerinin elini sıktığı bir süreçte bir tepki oluştu mantığında kamuoyunda bir algı yaratılmaya çalışıldı. Şimdi orada liderimizin ne demek istediğini insanlar ilk başta algılayamadı. Sonrasında da ikinci grup toplantısında liderimiz bir açıklama yaptı. Dedi ki, 'Biz Abdullah Öcalan'ı tecritinden çıkarıp' tecritinden diyor bakın hapisten çıkarıp demiyor. 'Tecritinden çıkarıp meclise getirelim. DEM kürsülerinden dünyaya bir açıklama yapsın' dedi. Siyaseten oy avcılığına soyunanlar farklı bir boyuta götürdü. Bakın tekrar söylüyorum, liderim hiçbir zaman şunu demedi. 'Abdullah Öcalan'ı affedelim, çıkartalım, meclise getirelim, milletvekili yapalım ve buradan ona bu söylemleri söyletelim' değil. Belki bir metrekarelik bir alan içerisinde tek başına olduğu bir odada yine devletin kolluk güçleri ile buraya getirelim. Nerede konuşturalım? DEM grubunda konuşturalım. Niye? Çünkü, PKK'nın siyasi temsilcisi DEM. DEM'in de PKK'nın da sahibi gibi görünen Abdullah Öcalan. Şimdi buna PKK terör örgütünün sahibi gibi bilineni onları temsil ettiği bir yerden dünyaya şu mesajı vermek istedi. Ya dediğini yaptıracak ya da yaptıramayınca PKK'nın gerçek sahibinin kim olduğunu dünyaya ve orada yaşayan Kürt kökenli Türk vatandaşlarımıza göstermek. Esas hedef orada yaşayan vatandaşlarımız ile PKK arasına bir duvar örmekti.

"BUNU ÖNLEMEK ADINA YAPTIĞI HAMLEYİ HERKES SONRADAN ANLADI"

Gerçeği gösterip kim için mücadele ettiğimizi kamuoyuna ve dünyaya göstermekti. Sonuç ne oldu? Liderimin bu söyleminden sonra Abdullah Öcalan ve DEM grubu çok iyi olur dedi. Peşinden TUSAŞ saldırısı oldu. Şehit verdik. Abdullah Öcalan kınadı, DEM milletvekilleri kınadı. Fakat 3-5 gün sonra Kandil, 'Biz yaptık' dedi. Buradan ne çıktı? PKK'nın gerçek sahibinin Abdullah Öcalan ve DEM olmadığını, Kandil'in de sahibinin parasal güçleri olan Amerika, İsrail gibi küresel güçlerin olduğunu halka gösterdi. Şimdi bu neye yarayacaktı. Diyelim ki olası bir üçüncü dünya savaşında yani İsrail'in, Filistin üzerinden yapabileceği sonra Suriye üzerinden Irak zaten parçalanmış bir bölümde. İran'ın da bu işin içerisine kattıklarında liderim şunu gördü. Sıranın Türkiye'ye gelebilme ihtimalini hesapladığında olası bir üçüncü dünya savaşında içeriden darbe yememe adına Kürt kökenli Türk halkımız ile bizi bütünleştirmekti. Bunu başardı. Biz bunu yapmasaydık ne olacaktı? Bu sefer zaten oradaki halk dışlanmış olsaydı PKK, PYD, YPG gibi grupların arasında kalan Kürt kökenli halkımız bu sefer onlarla birleştiğinde hem dışarıda İsrail gibi başka güçlerle mücadele ederken bir de içeriden terörle mücadele edecektik. Bunu önleme adına bu yaptığı hamleyi herkes sonradan anladı.

"LİDERİM 40 YILDIR PKK'YA TERÖR ÖRGÜTÜ DİYEMEYEN GRUBA, 'PKK TERÖR ÖRGÜTÜDÜR' DİYE SÖYLETTİ"

Anlamayan grup ne yaptı? Düne kadar bir önceki seçimleri hatırlayalım. Altılı bir masa vardı. Masanın altında da bir yedinci ayak vardı. Şimdi bunları unuttular. Kimin kiminle oturduğunu unuttular. Benim Türk dünyasının bilge lideri şunu da yaptı. 40 yıldır PKK'ya terör örgütü diyemeyen bir gruba PKK terör örgütüdür diye söyletti. Abdullah Öcalan gibi birisine terörist dedirttiremedikleri yerde terörist dedirtti. Günaydın. Biz bunları 40 yıldır söylüyorduk. Duygusal milliyetçilik rolüne girip oy kaygısı, oy hesabı yapmaya çalıştılar ama Türk vatandaşı o kadar balık hafızalı değil. Bu insanların bundan önceki seçimlerde kime oy verdiğini, kimlerle çalıştığını çok iyi biliyor. Yerel yönetimlerde hepsinin de içinde olduğu bir grup Millet İttifakına çalıştığında, adayını desteklediğinde, kazanılan yerlerde belediye başkanlarının çalışma ekiplerine baktığınızda devletin bile bulamadığı adamları sonradan oradan buluyor. Bunları geçtik.

"LİDERİMİN NE KADAR HAKLI OLDUĞUNU DÜNYA BİR KERE DAHA GÖRMÜŞ OLDU"

Eğer ki cumhurbaşkanlığı sisteminde Cumhur İttifakı değil de Millet İttifakı kazansaydı. Şimdi DEM'in de içinde olduğu yedinci gizli ayağın da olduğu bir yapıda biz milli güvenlik konusunda neyi tartışacaktık? Şimdi onları unuttular. Zamanla vatansever değillerdi. Bu kadar vatanını, bayrağını, toprağını sevmiyorlardı. Şimdi benim liderim şunu dedi bu terörü bitirelim. Eğer orada terör olmasaydı bizim de kazanımlarımızı koyduğumuzda 2-3 trilyon dolarlık bir bütçeyi ülkeye çevirelim. Bir de daha fazla şehit vermeyelim diye liderim bunu yaptı. Şimdi gördük ki liderimiz ne kadar haklıymış. Neden? Bu açılımı, bu söylemi yaptıktan sonra ne oldu? Esad, Rusya'ya kaçtı. Kansız bir müdahale ile Suriye'deki yapı kontrol altına alındı. Libya'sı, Mısır'ı, Suriye'si, Kuzey Irak'taki temizlenmiş terör bölgeleri ile İsrail şunu gördü. Yalnızlaştı ve bir noktaya kadar Gazze ile barış yapmak zorunda kaldı. Bu da Türk dünyasının bilge liderinin o zaman yapmış olduğu hamlenin bugün ki sonucu olmuş oldu. Liderimin ne kadar haklı olduğunu kamuoyu, dünya bir kere daha görmüş oldu."

"TAHİR BEY'E DE VALİ BEYE DE TEŞEKKÜR EDİYORUM"

Gülşah Yücel Ay: "MHP Kocaeli üye katılımı programı kapsamında sizin İzmit Kent Meydanı'nın adını değiştirmeye yönelik girişimlerinizin olduğunu öğrendik. Fakat belirli bir sürenin ardından da Devlet Bey'in teşekkür ederek kabul etmediğini de ayrıca duyurmuş oldunuz. O süreci anlatır mısınız?"

Tuncay Batı: "Şu bir gerçek. Biz bunu kendi ekibimiz ile görüştüğümüzde olumlu ve güzel bir yaklaşım olarak kendi içimizde kabul edip Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Vali Bey ile bir sıkıntı olup olmayacağını görüştüğümüzde Cumhur İttifakı, Büyükşehir Belediye Başkanımız Tahir Bey'e de, Vali Bey'e de buradan teşekkür ediyorum. Onlar da memnun olacaklarını, bu konuyu görüşüp masaya getirildiğinde kabul edeceklerini söylediler. Biz bu konuyu oradaki üye katılımında söyledik ama genel merkez ile konuştuğumuzda liderimizin öngörüsü olası bir içerideki farklı bir algıya, farklı bir noktada aynı olay yaşandığında farklı bir siyasi partinin Mustafa Kemal Atatürk isminin verilmesiyle aynı olayın burada da bir senaryosunun olabileceğini demek ki düşünmüş olabilir.

"ZARAR VERMEME ADINA KENT MEYDANI İSMİNDEN VAZGEÇTİ"

Bizlere teşekkür ederek niyetimizin halisane ve ne amaçla olduğunu söyledi. Biz o ismi almıştık aslında ama liderimiz teşkilatını düşünüp, bizleri düşünüp böyle bir kaotik ortama girmemek için teşekkür etti. 'Evladım. Böyle bir şeye girmenize gerek yok. Ben almış kadar kabul ediyorum' dedi. Büyükşehir belediye başkanımıza ve valimize de teşekkür ederek kabul etmedi. Ben onun dediklerinden sonra kendim şöyle yorumladım, herhalde burada meclis çoğunluğu Cumhur İttifakı'nda olmasına rağmen farklı bir isim verebilirdi onlar. Biz yine alırdık ama bu sefer Dr. Devlet Bahçeli ismi ile farklı bir ismin kıyaslaması ile, 'Ona rağmen bu' mantığına girmemek için hem liderime hem büyükşehir belediyeme, valime zarar vermeme adına isimden vazgeçti."