Özkan Atar grevler konusunda konuştu: Siyasi iktidarı uyarıyoruz

Kocaeli Haber - Birleşik Metal İş Genel Başkanı Özkan Atar, önümüzdeki grev sürecine dair önemli açıklamalarda bulundu. Atar, “Herkesin bildiği gibi bu ülkede grev yasaklamaları AKP iktiranın rutin bir uygulaması haline gelmiştir. Biz burada siyasi iktidarı da uyarıyoruz. Türkiye’de çalışma mevzuatına uygun olarak grev hakkının üzerinde herhangi bir baskının ve işçileri sindirecek, sendikalara tehditle yaklaşacak bir tavrı terk etmelidir” dedi.

Birleşik Metal İş Sendikası, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ile girdikleri toplu iş sözleşmesi sonucunda anlaşamayıp 5 fabrikada grev kararı almıştı. 4 Aralık’ta Hitachi Energy’de başlayan grevin ardından Grid Solutions ve Schneider Elektrik’te de 13 Aralık’ta grevin başlayacağı duyurulmuştu.

13 ARALIK’TAKİ GREVLERİMİZİ TEBLİĞ ETMİŞ BULUNUYORUZ

Yaşanan bu gelişmelerin ardından sürece ilişkin açıklamada bulunan Birleşik Metal İş Genel Başkanı Özkan Atar, “2024-2026 dönemi Toplu İş Sözleşmelerimizden, İşveren Sendikasına (MESS) üye olan 4 işletmeden grev kararı almış bulunmaktayız. Japon sermayeli Hitachi Energy’de 4 Aralık itibariyle grevimizi başlatmış bulunuyoruz. 13 Aralık’ta ise Schneider Elektrik, Grid Solutions’da grev kararı aldığımızı MESS’e tebliğ etmiş bulunuyoruz. Bu TİS süreci içerisinde taleplerimiz özellikle üç, dört yıl içerisinde AKP iktiranın uygulamış olduğu politikalar sonucu işçilerimizin alım gücünün düşmesi, yaşam standartlarının ağırlaşmasına neden oldu. Biraz olsun işçilerimizin soluk alabilmesi ve önümüzdeki iki yıl için yaşam koşullarını hak ettikleri çerçeveye getirebilmek için ortaya koyduğu talepler var” ifadelerini kullandı.

“EN ÇOK GREV YASAKLARIYLA KARŞILAŞAN SENDİKAYIZ”

Başkan Atar konuşmasının devamında şunları söyledi, “Bu süreçte yaklaşık 4 ay boyunca müzakerelerimiz sürdü. MESS ile uyuşmazlık aşamasına geldikten sonra işveren sendikası tekliflerini iletti. Greve çıkmadan önce vermiş oldukları teklif yüzde 40 düzeyindeydi. Sosyal haklarda ise yüzde 60 düzeyindeydi. Teklifler üyelerimizin beklentilerini karşılamaktan çok uzak. Bizlerde 4 Aralık itibariyle grevimizi başlattık. Grevlerimizi aşamalı olarak hayata geçireceğiz. Herkesin bildiği gibi bu ülkede grev yasaklamaları AKP iktiranın rutin bir uygulaması haline gelmiştir. Biz 2015, 2017’de daha sonrasında 2022, 2023’te toplu iş sözleşmelerinde hem de bireysel olarak yaptığımız sözleşmelerde Türkiye’de en çok grev yasaklarıyla karşılaşan sendikayız.

“EN KÖTÜ ÜLKELER ARASINDA YER ALIYORUZ…”

4 Aralık’ta Hitachi Energy’de grevimizi başlattık. Herhangi bir grev ertelemesi olduğu taktirde üyelerimizin kabul edeceği toplu iş sözleşmesi imzalanıncaya kadar fabrikada üretime başlamayacağımızı önceden ilan ettik. Ne yazık ki ülkemiz sendikal hakların en kötü olduğu ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye sermaye sınıfı, işçilerin ucuz emek cenneti olarak görüyor. İşveren sendikası (MESS) burada uzlaşmazlığı zorlayıcı taraf olmaktan ziyade sürece olumlu yaklaşan anlaşmadan yana bir tavır ortaya koyması gerekir.

“SİYASİ İKTİDARI UYARIYORUZ”

Biz burada siyasi iktidarı da uyarıyoruz. Türkiye’de çalışma mevzuatına uygun olarak grev hakkının üzerinde herhangi bir baskının ve işçileri sindirecek, sendikalara tehditle yaklaşacak bir tavrı terk etmelidir. Bu süreçte yapacaklarsa hakemlik veya arabuluculuk rollerini yapabilecekleri yönündeki görüşlerimizi bildirmek istiyoruz. Üyelerimiz mücadelesine sonuna kadar inanıyorlar. Başta Hitachi Energy olmak üzere grevlerini kararlıkla sürdürüyorlar. Herhangi bir grev yasaklamasına karşı da sendikamız ve üyelerimiz tarafından tanınmayacağını anayasal grev hakkımızı her koşulda uygulayacağımızı ve hak etmiş ücretleri her ne pahasına olursa olsun haklarımızı alacağız.

“MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”

2025 yılına yaklaşıyoruz, hükümetin Orta Vadeli Programı’nda (OVP) asgari ücretin belirlenmesi yine 2025 yılı için kamu işçilerinin TİS sürecinde hükümetin enflasyonu düşürme adına altına uygulamış olduğu politikalar sadece ve sadece reel ücretlerin baskılanarak işçilerin milli gelirden almış oldukları payı düşürerek krizin bedelini milyonlarca emekçinin, milyonlarca çalışana ödetme üzerine kurulmuş bir programı hayata geçirmeye çalışıyorlar. Bu politikalar İMF reçeteli emek düşmanı politikalardır. Biz bunlar ile de mücadelemizi sürdüreceğiz”