Prof. Dr. Emel Baştürk açıkladı: ''Herkes, sosyal medya bağımlılığına sahip olabilir''

Sosyal medya hayatımıza birçok avantaj katarken, aşırı kullanımı bağımlılıklara yol açabiliyor. İnternetin aşırı kullanımının bireyler üzerindeki etkilerini Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Emel Baştürk’e sorduk.

Prof. Dr. Emel Baştürk açıkladı: ''Herkes, sosyal medya bağımlılığına sahip olabilir''

ÖZEL HABER- SUDE KALYONCUOĞLU

Kocaeli Haber, Sosyal medya kullanımının her geçen yıl arttığı Türkiye’de, özellikle gençler arasında sosyal medya bağımlılığı endişe verici bir şekilde yayılmaya başladı. Aşırı internet kullanımının bireylerin psikolojik ve sosyal yaşamlarını olumsuz etkileyebiliyor. Nokta Gazetesi olarak gündeme gelen bu konuyu Prof. Dr. Emel Baştürk’e sorduk.

''GÖZ UCUYLA SINIRLARI AŞAMIYORSAK''

Herkes düşük düzeyde sosyal medya bağımlılığına sahip olabilir diyen Baştürk,'' Örnek veiyorum. Sabah uyanır uyanmaz telefona bakıyorsak, sosyal ağlara göz atıyorsak, ne oldu, ne bitti diye merak ediyorsak, göz ucuyla sınırları aşamıyorsak ve elimizden telefon düşmüyorsa, biz bunu düşük düzeyde bağımlılık olarak tanımlayabiliriz.

''BEYİN ÇÜRÜMESİ''

Oxford Sözlüğünde de yer alan yılın kelimesi 'brain rot' (beyin çürümesi) bu yılın sözü olarak kullanılıyor. Bunun üzerine topluma etkisi ne olabilir, insanların dikkat kaybı yaşamaya başlamasıdır. Artık uzun metinleri okuyamaz hale geliyoruz ve günlük hayatımız çoğunlukla sosyal medyadan ibaret hale geliyor. Toplum üzerinde böyle bir etki olabilir; yüz yüze iletişim azalıyor. Z kuşağı, dijital platformlarda dizi izleyerek yalnızlaşıyor ve aileleriyle olan iletişimlerini azaltıyor. Daha bireysel hale geliyoruz ve aynı evin içinde bile ortak zaman geçirme pratiği kayboluyor. Aile bağları giderek azalıyor ve sorunlar büyüyor.

''ÇOCUKLAR BU TEHDİTLERE DAHA AÇIK HALE GELİYOR''

Bu aşırı kullanımın altında birçok neden var. Ancak en önemli konu, gençlerin dijital zorbalığa maruz kalması. Bu yaş grubu, kendi yaşıtlarından veya büyüklerden zorbalık gördüğünü fark ediyor. Dijital okuryazarlık eksik olduğu için, bilinçli değiller ve sahte hesaplarla yazışabiliyorlar. Bu tür vakalar yaşanıyor. 16 yaş sınırının getirilmesi mantıklı görünüyor çünkü sosyal ağ platformlarında güvenlik yeterli değil. Mahremiyet ve güvenlik önlemleri olsa da, dijital oyunlar ve mesajlaşma platformlarında kullanıcı güvenliği yeterince sağlanmıyor. Bu nedenle, küçük yaşlardaki çocuklar bu tehditlere daha açık hale geliyor'' şeklinde belirtti.

''BU TÜR YASALARIN HER ZAMAN TARTIŞMA BOYUTU VARDIR''
İnternet'in aşırı kullanımıyla ilgili bir düzenlemenin geleceği hakkında açıklama yapan Baştürk, ''Bu düzenlemeler, aileler için sosyal ağları daha güvenli hale getirebilir. Sosyal ağlar şirketler bizim güvenliğimiz açısından da tedbirler almalıdır. Aslında bunlara yönelik olmalıdır. 16 yaş altı için sosyal medya erişiminin engellenmesi mantıklı olabilir, ancak Türkiye'de ne kadar uygulanabilir olduğu tartışmalıdır. Ben hayata geçirileceğini düşünmüyorum. Ayrıca, TC numarası ile sosyal medya girişinin zorunlu hale getirilmesi konusu da tartışma yaratmaktadır. Bu tür yasaların her zaman tartışma boyutu vardır.'' şeklinde konuştu.

''ÇOCUKLAR TELEFONU KIRABİLİR VEYA AGRESİFLEŞEBİLİR''

Sosyal medya bağımlılığı, gençlerin zihinsel sağlıkları üzerinde olumsuz etkilerinden bahseden Baştürk, ''Gençlerin ve çocukların uzun süre ekran başında kalması otizme varan sonuçlara kadar yol açabiliyor. Psikiyatristler de bunun üzerine uyarılarda bulunuyor. Ebeveynler, çocukları için ekran süresi konusunda daha dikkatli olmalı. Belli bir yaştan sonra, ciddi alışkanlıklar oluştuğunda aile içi krizler yaşanabiliyor. Çocuklar, telefonları kırabilir veya agresifleşebilir. Bu yüzden, gençlik ve ergenlik çağına gelmeden önce ebeveynler ciddi adımlar atmalı ve kurallar koymalıdır'' dedi.

Muhabir: Eren DEMİRTÜRK
Sosyal medya bağımlılığı Emel Baştürk Kocaeli Üniversitesi
Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?
Yorum yapmak için tıklayınız