Tahir Büyükakın ve Kandıralıların yeni yılın ilk dakikalarındaki sohbeti

Kocaeli Kandıra Çevre ve Kültür Derneği (KANÇED) Başkanı Adem Arı sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, KANÇED üyesi arkadaşların yeni yılın ilk dakikalarında Tahir Büyükakın ile olan karşılaşmaları hakkında açıklamalara yer verdi.

Tahir Büyükakın ve Kandıralıların yeni yılın ilk dakikalarındaki sohbeti

Kocaeli Haber - KANÇED Başkanı Adem Arı, sosyal medya hesabı üzerinden çöp tesisi süreci ve KANÇED üyesi arkadaşların yeni yılın ilk dakikalarında Cumhuriyet caddesinde Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın ile karşılaşmaları hakkında açıklamalarda bulunarak, "2023 yılının son baharı idi. “Kandıra Tarihi” projem için çalışmaya başladım. Araman bölgesini tamamladım. Kış geldi 2024 yılı girdi. Çalışmalarıma devam ederken 31 mart yerel seçimleri dolayısıyla çalışmalarıma ara verdim. Seçim sonrası yeni bir heyecanla çalışmalarıma başladım. Çerkeşli, Ahmethacılar, Terziler, Akçakese, Pirceler derken 25 Temmuz geldi “ÇED Başvuru Dosyası yayınlandı” haberini aldığımda ilk sözlerim “Benim proje yine yattı” oldu. 2024’ü beklediğimizin de üstünde bir performans ile bu noktaya getirdik. Kimlerle tabii ki çöple savaşını bir dava gören arkadaşlarımızla.

"HAREKETLİ GÜNLER BAŞLADI"

Geçen her yıl acı tatlı hatıralar, izler bırakarak tarihteki yerini alır. 2024 yılının ikinci yarısı Kandıramız için hareketli günler ile başladı. Kandıra’ya yapılması dillendirilen çöp tesisi “DOĞU BÖLGESİ ATIK BERTARAF ve DÜZENLİ DEPOLAMA TESİSİ” resmi adıyla ÇED Başvuru Dosyası bakanlık sitesinde yayınlanarak ÇED süreci başladı. Raporda; “Çevre etki süreci tamamlanana kadar süreç ile ilgili her türlü bilgiler ve projeye ilişkin görüş, soru ve öneriler Kocaeli Valiliğine veya Çevre Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı’na gönderilebilir” ifadesi gereğince vatandaş olarak Yapılması düşünülen tesis hakkındaki görüşlerimizi kanunun imkan verdiği seviyede dile getirmeye çalıştık. Proje sahiplerinin projeyi tanıtırken kullandıkları ve kamuoyunda yerleştirmeye çalıştığı proje adı ve kapsamına uygun olmayan ifadelerle proje tanıtımı yaptıklarını gördük. Çöp tesisinin yerini uygun görmeyen vatandaşlar olarak ÇED raporunda belirlenen hukuki itiraz ve karşı görüş bildirme hakkımızı kullanmaya başladık.

"HAKLILIĞIMIZ PERÇİNLENDİ"

2025 yılına girdiğimiz şu saatler itibariyle de bu hakkımızı büyük bir kararlılık ve irade ile kullanmaya devam ediyoruz. Davamız öncelikle kutsal sularımızı koruma davasıdır. Bir arkadaşımın verdiği bilgiler üzerine; “Kaynak sularımız ülkemizin kıtlık, savaş, kuraklık, sel, doğal afet durumlarında kullanacağı rezerv sulardır. Bu sular ülkemizin beka meselesidir,” söylemini kullandık. Haklılığımız Cumhurbaşkanımızın “Temiz sulara erişim beka meselesidir” sözleri ile perçinlendi. 2024’ün 25 temmuzundan 2024 saat 11.59’a kadar savaş veren dava arkadaşlarıma binlerce teşekkür.

"TAHİR BÜYÜKAKIN'I KARŞILADILAR"

Direnişimiz 1 Ocak saat 00.05’de kaldığı yerden devam ediyor. Arkadaşlarımız 2025’in ilk dakikalarında Eski Demiryolu caddesi şimdiki Cumhuriyet caddesinde Tahir Büyükakın’ı yeni yıl yürüyüşünde karşıladılar. Sohbet ettiler. Arkadaşlarımızla Tahir Bey arasında kayıtlardan tespit edebildiğimiz kadarıyla şöyle bir konuşma geçti(2025’in ilk dakikaları 00:05). Şahsımı da ilgilendiren ifadeler olduğu için aynen yazıyorum:

Tahir Büyükakın ve Kandıralıların yeni yılın ilk dakikalarındaki sohbeti - Resim : 1

"ZARARI OLACAKSA BEN YAPMAM"

-İstiyorsanız buyurun gelin protesto edin çekenden belli işte şık mı şimdi bu yaptığınız?
-Siz de söz verdiniz gelmediniz.
TB: Tek tek gelin. Bu arada tek tek konuşun Buyurun söyleyin
-Köyümüze bir gelin sularımızı bir görün.
-TB: Bakın ben suları gördüm.
-Bir için bir bardak su için önce ondan sonra karar verin.
-TB: Bunun kararını ne siz verebilirsiniz ne ben verebilirim, DSİ’dekiler bakacak. Siz diyorsunuz ki su var tamam mı? DSİ de bakıyor yapacağımız yerde su var mı yok mu bunun DSİ karar verecek. Yapılan tesis buna etki eder mi etmez mi buna DSİ karar verecek ,uzmanlar bakacak.
-Sapanca gölü bile alarm veriyor gerçekten sularımıza ziyan etmeyelim
-TB: Değerli kardeşim bu suya o tesisin gerçekten bir zararı olacaksa ben bunu bin kere söyledim; “zararı olacaksa ben yapmam” dedim.
-Başkanım yukarıdan bir litre bir şey dökün o aşağıya iniyor.
-TB:Ama biz oraya bir şey dökmeyeceğiz
-Cezaevi yapılırken biz onu yaşadık.
-TB: Ama biz oraya bir şey dökmeyeceğiz. Bir dakika tek tek çöp de dökülmeyecek. Bak bunlar bunun tartışılmasını..

"ÇÖP DEPOLAMA ALANI DEĞİL"

-Depolama alanı diyor
-TB: Hayır depolama falan yapılmayacak. Çöp depolama alanı değil
-Öyle geçiyor ama
-TB:Değil ya değil
-Biz Araklı’daki…
-TB:Sen okudun ben okumadım mı? Ben size yalan mı söylüyorum
-Başkanım niye yerinde gidip de…
-TB: Ben oraya gelmedim mi zannediyorsunuz, ben oraya gelmedim mi?
-Gelmediniz başkanım
-TB: Yahu senin görmemen benim oraya gelmediğim anlamına mı geliyor?
-Başkanım gece mi geliyorsunuz, ne yapıyorsunuz?
-TB: Tek tek konuşalım ben şov yapmaya gelmiyorum ki nen neresinin olduğunu biliyorum di mi, ben oraya bin kere geldim nasıl gelmedim ya?
-Allah Allah biz niye gelmedik.
-Ben sizin yanınıza gelmek zorunda değilim ki oraya bakmak için ben bu kararlar verilirken 40 kere geldim baktım. Bakın bir daha söylüyorum. Oraya zarar verip vermeyeceği konusu uzmanlar tarafından bakılacak. Uzmanlar “buraya bu tesis zarar veriyor” derse zaten ben yapmam yani niye?
-Başkanım su havzası diye ev yapamadık yıllarca
-TB: Nereye?
-O bölgeye?
-Yer zaten imara konuta açık değil ki orası zaten özel mülk değil. Orası hiçbir zaman..
-Tarlalarımız..
-TB: Tarla da tarım alanı bu dediğin doğru değil ki tarla tarım arazisidir. Tarlaya ev yaptırılmaz bu başka bir şey içme suyu havzası başka bir şey. İçme suyu havzası diye ev yapılmaması başka bir şey, buraya yapılan tesis başka bir şey
-ET: Başkanım ben Tanrıkulu’ndan emekli oldum. Ben orda vardiya amiriydim gelen bidonların da kimyasalların da ne olduğunu çok iyi bilen bir insanım. Siz ne kadar sızdırmazlık yaparsanız yapın bir zaman sonra bir şekilde o sızdırmazlık hepsini eritiyor içindeki kimyasal ne olursa olsun ve sızdırmazlığın hiçbir önemi kalmıyor. Ve bizim o bölgenin özelliği kireçtaşı olması. Yani isterseniz gelin buyurun bir gün deneme yapalım; yukarıdan renkli bir boyayı koyalım su ile beraber. Koyalım bakalım kireçtaşı ile birlikte kaç saat sonra aşağıdan çeşmelerimizden çıkacak? Çünkü yukarıda taş ocağının orda dozer kepçe olsun yağı değiştiği zaman biz altı yedi saat sonra aşağıdan çeşmeden mazot yağ tortusu görüyor, kokusunu hissediyoruz.
-TB: Bakın ben bunun cevabını size vereceğim ama siz bunun cevap kısmını paylaşmayacaksınız size lazım olan kısmını paylaşacaksınız orada aşağıya verece…
00:40 (ikinci video)

"BUNU BURADA MI TARTIŞALIM"

-TB: Diyorsun ki burdan aşağıya su sızar diyorsun ya. Aşağıya su sızacak bir vaka yok.
-Şimdi bu gelen çöp normal bir çöp gelmeyecek mi? Buradan gelen ilk sıvı nereye gidecek?
-Gelen sıvı altta beton tanklar var beton. Beton tankların içine toplanacak ordan da vidanjörlerle alacağız ordan uzaklaştıracağız.
-Başkanım kuvvetli bir yağışta…
-TB: Bakın şimdi bunu burda mı tartışalım?
-(Talha): Akademik Odalar dedi ki: Akademik odalar etkinliğinde Evren (Dinç) bey geldi.
-TB: Akademik Odalar dediğin de var üniversiteler de var. Konunun Akademik Odalar olması onların bu konunun uzmanı olduğunu göstermiyor. Onlar kendilerine “Akademik Od”a adını vermiş, belli mesleklerden insanlar. Üniversitede bu işlerin hocaları var uzmanları var. Onlar şu an alanın uzmanları konuya bakıyor.
-(Ertan) :Şu an üniversiteden bir sürü hocalarımız geldi. Sakarya Üniversitesinden
-TB: Sakarya Üniversitesinden “inkilap tarihi” hocası
-Adem hoca değil
-Başkanı karıştırmıyoruz
-(Rıdvan): Başkan Adem ARI benim öz amcam başkanım. Başkanı karıştırmıyoruz başkanım
-TB: Nasıl yani?
-(RA): Kocaeli Üniversitesinde birebir canlı şahit oldum. Eski yıllanmış fay hatları var cezaevinin orda OSB’nin bölgesinde sizin tesis yapacağınız entegre yapacağınız yerde yaşlı fay hatları var. Üniversiteden biyolojik(jeolojik) bilimler dalı geldiler hususi numune aldılar.
-7-8 tane hoca geldi. Profesör su ile alakalı olan var
-TB: Peki şöyle düşünelim suya zarar vermiyorsa, havaya zararı yoksa
-Siz öyle diyorsunuz biz zarar verecek diyoruz.
-TB: Yoksa zararı zararı yoksa…
-ET: Onu orda kurutsanız bile ordan çıkacak nem buhar nereye gidecek. Bizim orası çiğli yer. Olmaz başkanım.
-TB: Bunun cevabını uzmanlar verecek.
-RA: Sizin yanınızda biz kör cahiliz bakın şöyle bir ifadede bulunacağım. Sefa Sirmen İZAYDAŞ’ı yaparken belirli bir kitleye sahipti dimi. Şimdi İZAYDAŞ’ın etrafındaki köyler –ki benim arabamın her tarafında çöp ile ilgili yazılar var- biz dedi zamanında direnemedik dedi. Durhasan, Eseler köylüleri diyor. Biz zamanında direnemedik bizden ne Eselerden ne Durasan’dan meyve sebze almıyor bizden dedi. Bizim pazarımız bitti diyor başkanım. Siz her yıl Kandıra çiftçisine mazot desteği veriyorsunuz, gübre desteği veriyorsunuz arpa desteği veriyorsunuz her şeyi veriyorsunuz da başkanım bu sene bu entegreyi yaparak bizi de mi bitirmeye uğraşıyorsunuz? Ben de size böyle diyorum başkanım. Entegreyi yaparak bizi de mi bitirmeye uğraşıyorsunuz?

"AYARINI KAÇIRMAYA BAŞLIYORSUN"

-TB: Sizi neye bitireyim? Ama sen ayarını kaçırmaya başladın.
-YH: Başkanım bir şey diyebilir miyim? Türkiye’de zararsız tesis var mı? Araklı’daki biz bunların hepsini internetten görebiliyoruz. İnsanlar ağlıyor, teyzelerimiz ağlıyor. “Buraya çoluk çocuğumuz torunlarımız gelmiyor” diyor. Yanlış söylemiyorsam biz Giresun Görele’deki tesislerin hepsini görüyoruz. Türkiye’de bu kadar zararsız tesis mi var? Hepsi zararlı.
-TB: Araklı’daki tesis ile bizim yapacağımız aynı değil.
-YH: Onlara da aynı vaadler verilmiş başkanım.
-FK: “Bulgaristan’daki tesisi gezdirelim” dedi sayın bakanım. Bizim bir arkadaşımız gitti videolar çekti.
-TB: Onun gittiği tesis ile bizim yaptığımız tesisin sistemi aynı, onun üzerine ilave gelişmeler de var daha iyi yeni bir tesis yapacağız.
-Müsait olduğunuz zaman bir Pazar gelin mancarlı pide yeyin
-TB: Geleceğim merak etmeyin Ben oraya geleceğim.
-ET: ÇED raporundan sonra değil ÇED’den önce.
-yahu ÇED’le ilgisi yok neyi konuşacağız gelip böyle bile konuşamıyoruz şurda bile konuşamıyoruz. Aynı anda hepiniz konuşuyorsunuz böyle konuşulmaz.
-ET: Bir şey daha diyeyim başkanım?
-Sen beni dinlemiyorsun ki sen beni dinlicen mi? Bizim sizinle konuşabilmemiz için bu adamların araştırmalarını bitirmesi lazım. Ben onların araştırmasını bitirmeden bir karar vermicem. Onlar bana “suya zararı var” dediğinde, “havaya, toprağa zararı var” dediğinde ben yapmıcam. Tamam mı onlar bana bunu getirmeden ben size neyi konuşayım?
-Bir de başkanım bir şey söyleyeyim. Bize emniyet olsun şey olsun Cumhurbaşkanımız geldiği zaman köyümüzden dışarı çıkamıyoruz Terör muamelesi görüyoruz, yapmayın.
-TB: Terör muamelesi?
-Vallahi başkanım
-Mini Köşk’ten beri geçirmiyorlar bizi.
-Benim yengem yüz tanımasından alınmadı
-TB: Niye?
-“Yeşilova’da bir toplantıda bulundunuz çöple ilgili bir toplantıda bulundunuz” diye benim yengem içeri alınmadı.
-Ama şimdi normal siz düşünün yani orda başka bir toplantı yapıyor siz oraya afiş açıyorsunuz.
-Afiş açmak için gitmedik başkanım.
-Yani şimdi buraya Çevre bakanımız geldiğinde muhtarlara randevu verdi. Orda o afişi açmanın bir anlamı yok ki. Siz “ses getirmek için yaptık” diyorsunuz niye?

"BEN SİZİ NİYE BİTİREYİM?"

-Biz yukarıya sesimizi duyurmak istiyoruz.
-TB: Sesi duyurmak demek ne demek?
-RA: Biz o afişi asmasaydık Murat Kurum bizim muhtarlarımızı davet edecek miydi?
-Ondan tam bir saat önce muhtarlara randevu verildi. Bunu bilmelerine rağmen orda onu yaptınız. Beni dinlemiyorsun.
-Ben sizi dinliyorum başkanım. Biz size ilk pankart açtığımız zaman siz bile tepki yaptınız .
-TB: Nerde nerde? İşte böyle konuşulmuyor işte
-Başkanım Kandıra’da bize söz verdiniz geleceğim diye.
-TB: Gelecem de
-RA: Ben de size böyle diyorum başkanım entegreyi yaparak bizi de mi bitirmek istiyorsunuz?
-TB:Ben sizi niye bitireyim?" dedi.

Kaynak: Senem Çalışkan
Adem Arı KANÇED Tahir Büyükakın