Yazar Serhat Temur: “Ben Şiirlerin Demlenmesinden Yanayım”

Şiire ve edebiyata tutkusunu, “Ben şiirlerin demlenmesinden yanayım. İki anlamı vardı ÖMRÜM’ün birincisi acısı ve tatlısıyla gerçek yaşam süresi, ikincisi ise bana anlam katan ve derin bir anlamı olan çiçekler manzumesi… Bu nedenledir ki: Sevdamın vücut bulmuş halidir ÖMRÜM” dizeleriyle tarif eden yazar Serhat Temur ile 21 Mart Dünya Şiir Günü’nü konuştuk.

Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

1971 yılında Tekirdağ'ın Saray ilçesinde doğdum. Babamın asker oluşu nedeniyle yurdun değişik yerlerinde bulunduk. Uzun yıllar İstanbul’da bir belediyede görev yaptım. Evli ve iki çocuk babasıyım. 6 yıldır İyiliklerde Yarışalım Derneği’nde ihtiyaç sahibi ailelere yardım eli uzattığımız projede görev almaktayım. İhtiyaç sahibi ailelere yönelik projeler üreten, onlarla dayanışma içinde olan yöneticilerden biri olarak hayatıma devam ediyorum.

Kelimelerle aranız her zaman iyi miydi?

Çocukken TRT spikerlerini taklit ederdim. Bana yabancı fakat kulağa hoş gelen kelimelerin anlamlarını araştırır, günlük hayatta sıklıkla kullanırdım. Türk filmlerindeki duygusal replikleri ezberlerdim. Bazen bunları komiklik olsun diye yapardım ama asıl nokta lise hayatım oldu. Lisede edebiyat bölümünde okurken kompozisyon yarışmalarına katıldım. Kulağıma hoş gelen bu kelimelerle yazdığım makaleler hep birinci oldu ve bu da beni kelimelere yakınlaştırdı. Kelimelere takla attıran insanları seviyordum. Bunlara en iyi örnek Cemal Süreya ve Metin Üstündağ. Onların bana çok büyük katkısı oldu.

Şiirle, edebiyatla dolu dolu bir yaşam geçirmenin size katkısı ne oldu?

Bu soruya algılarım değişti, kalbim yumuşadı, sevgi ve merhamet duygumu artırdı yanıtını verebilirim. Şiir ve edebiyat bana her zaman olgunluk kattı Çevremdeki insanların kalitesi yükseldi. Dolayısıyla kişisel gelişimime her alanda pozitif etkileri oldu.

Hiç yazamayacağım endişesi yaşadınız mı? O anlarla nasıl baş ettiniz?

Tabii bir çok kez yaşadım. Yaşam gailesi ve hayat koşturmacası her ailede olduğu gibi bizim ailemizde de ziyadesiyle vardı. Ancak buna rağmen seyrek de olsa yazmayı hiç bırakmadım. Şiirle dolu bir yaşam için de emeklilik dönemimi fırsat bildim. Emekli olmadan bir yıl önce ilk şiir kitabımı çıkarma şansım oldu.

Okuma yolculuğunuzda size ilham olan isimler kimler?

Benim miladım Yaşar Kemal'in Hüyükteki Nar Ağacı'dır. Ergenlik çağında okuduğum bu kitapla adeta kendimi edebiyatın içinde buldum. Ama şiir miladım Nazım Hikmet’le yolculuğum oldu. Daha sonra cumhuriyet dönemi şairleri Orhan Veli, Hasan Hüseyin, Can Yücel, Turgut Uyar gibi onlarca şairden ilham aldım. Divan edebiyatına da ilgim vardı. Fuzuli ve Şah Hatayi hayranıyım.

Şiir yazarken aklınıza gelen cümleleri hemen not eder misiniz?

Evet özellikle Osmanlıcada kullanılan, günümüze kadar gelmiş kelimelerin yanı sıra dilimize yerleşmiş Arapça ve Farsça kelimelerin şiire ahenk kattığına inanıyorum. Bu kelimelerin içinde olduğu, içimden geçen dizeleri defterime not ediyorum.

Şiir yazarken hangi duygu ve düşüncelerle ilerlersiniz?

Bir kere şair gönül insanı, insan-ı Kamil, insana ve doğaya aşk ile bakabilen, sıradanlığın çok ötesinde seven ve bunu kendince yorumlayan kişidir. Duygu durumum değişkenlik gösterdiği anlarda bile şair ruhum bana taviz verdirtmiyor. Bu şekilde mısralar mecrasını buluyor.

Ömrüm ilk kitabınız. Yeni kitabınız ne zaman çıkacak?

Ben şiirlerin demlenmesinden yanayım. Örneğin Ahmet Arif bir şiir kitabıyla çağdaş edebiyatımızda altın harflerle yerini aldı. Çünkü önce yayınlandı sonra dilden dile dolaştı. Sonra da kasetlere basıldı. Şu an herkesin dilinde pelesenk olmuş en az 10 şiiri var. Ben de bu mantıkla şiirlerimi dijital platformlarda paylaşıyorum. Önemli sanat insanlarına gönderip yorumlar alıyorum. Bir yıl içinde bu çalışmalarım olgunluğa kavuşacak ve iki yıl içinde ikinci kitabımı çıkarmış olacağım.

Geleceğin şairlerine, edebiyatçılarına neler söylemek istersiniz?

Şiir bu toprakların yüzlerce yıl en kadim, en saygın geleneklerinden biri oldu. Doksanlı yıllardan sonra maalesef şiire olan ilgi ve merak oldukça azaldı. Özellikle Z kuşağının şiire ilgisi sıfıra yakın. Gençler diksiyonlarını, duygu dünyalarını, kendilerini geliştirmek istiyorlarsa mutlaka şiirle ve edebiyatla ilgilensinler. Ürettikçe kendilerini daha iyi tanıyacaklar, yeteneklerini keşfedecekler, cümle kainata ve varlıklarına sevgiyle bakacaklar. İyi insan, kıymetli insan, saygın insan olmanın tadına varacaklar.