"Kampanyamızı daha geniş çevreye ulaştıralım ve sorunlarımızın çözümü için mücadele edelim"

Gebze Mevlana Mahallesinde Çamlıçatak Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinde gerçekleştirilen buluşmaya Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan ve Kocaeli İl (KOÜ) Çalışma Ekonomisi Öğretim Elemanı Ömer Furkan Özdemir konuşmacı olarak katıldı.

KOÜ Çalışma Ekonomisi Öğretim Elemanı Ömer Furkan Özdemir, EMEP'in başlattığı kampanyanın kıymetli olduğunu belirti. Kampanyayı sahiplenme çağrısı yapan Özdemir, "İş güvencesinin sağlanması, sendikal hakların önündeki en önemli engellerden biri olan baraj uygulamasının kaldırılması ve grev hakkının sağlanması için Emek Partisi kıymetli bir kampanya başlattı. Bizim en ufak bir katkımız olduysa ne mutlu ama bu kampanyanın asıl sahipleri biz işçiler, emekçilerdir" dedi.

"ÖRGÜTLÜYSEK LEHİMİZE YASALAR ÇIKABİLİR"

Yasaların yeniden ve emekçilerden yana yazılabileceğini vurgulayan Özdemir, "Yasalar yeniden yazılırken eğer biz güçlüysek, bir aktör olarak görev alabiliyorsak, eğer örgütlüysek bizim lehimize kanunlar çıkabilir. Tarihte bunun çok sayıda örneği var. Önemli olan bizim birliğimiz ve mücadelemiz. Biz kısa vadede bu taleplere sahip çıkmalıyız. Bu kanunların yazımında işçilerin ve emekçilerin daima yanındayız" diye konuştu.

"ÖRGÜTSÜZLÜK SALDIRI OLARAK GERİ DÖNÜYOR"

Örgütsüzlüğün bir çok sorunu doğurduğunu belirten EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan ise, "Belediye başkanları, meclis üyeleri tutuklanıyor. Kayyımlar atanıyor. Evler basılıyor, insanlar gözaltına alınıyor. Bir sürü siyasal gelişmeler oluyor... 'Bunlar varken Allah Allah nereden çıktı bu barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş meselesi' diyebilir insanlar. Ama örgüsüzlük bütün bu sonuçları doğuruyor. Örgütsüzlük, hem işçi sınıfının hem de halkımızın karşısına her türlü saldırı olarak geri dönüyor" dedi.

"İŞÇİ SINIFININ ÖRGÜTLÜ GÜCÜ ÖNEMLİ"

"Burada esas olarak işçi sınıfının örgütlü bir güç haline gelmesi gerekiyor" diyen Aslan, "İşçi sınıfı bu gücünü Türkiye’nin demokratikleşmesi, hak ve çıkarlarını koruyup geliştirmesi, insanca yaşanabilir bir yaşam ve çocuklarının geleceğinin güvence altına alması için kullanmalı. Böyle olursa bu sorunları yaşamayız. Ama bugün geldiğimiz noktada öyle bir köşeye sıkıştırıldık ki, herkes bireysel olarak mücadele sürdüren ve buradan sonuçlar almaya çalışan bir noktaya doğru itiliyor. Bu yüzden Türkiye demokrasisinin de, insan hak ve özgürlüklerinin gelişmesi de, seçilenlerin güvencesi de, seçimle gelenin seçimle gitmesi ya da geri çağrılmasının güvencesi de, toplamda işçi sınıfının örgütlü gücüne bağlı. Bu eğer yoksa her gelen iktidar, her gelen sermaye partileri, iktidar olduklarında sermayenin bütün yasalarını, bütün hukukunu nasıl istiyorlarsa öyle yapıyorlar. İşçi sınıfı ve emekçiler ne kadar güçlüyse kazanımları da o kadar çok olur" diye konuştu.

"SORUNLARIMIZIN ÇÖZÜMÜ İÇİN MÜCADELE EDELİM"

Kampanyanın yaygınlaştırılması, işçi ve emekçilerin bunu sahiplenmesi gerektiğini belirten Aslan, "Bu kampanyada, bu çalışmada yapacağımız çok iş var. İmza toplamak var. Aynı fabrikada çalıştığımız iki işçiye bu kampanyayı anlatmak var. Mahallede komşularımızı toplayıp küçük küçük toplantılar yapmak var. Kampanyanın sosyal medya hesabını yaygınlaştırmak var. Şimdiden bu çalışmamız etkili olmaya başladı. Kampanyamızı daha da geniş çevreye ulaştıralım ve sorunlarımızın çözümü için mücadele edelim" dedi.