Mahmut Arıkan’dan Nokta Gazetesi’ne özel röportaj! YRP’ye ittifak için yeşil ışık!

Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan Nokta TV’de yayınlanan Ahmet Akçaalan ile Özel Yayın’ın konuğu oldu. Genel Başkan Mahmut Arıkan, ülke gündemi, siyasi ve ekonomik gelişmeler ile ilgili önemli açıklamalar da bulundu.

Siyasetin dilini mi değiştirmeye çalışıyorsunuz? Türkiye siyasetinde son yıllar yaşanan gerginliğin dışında Saadet Partisi’nin kullandığı yeni siyaset dilini nasıl değerleniyorsunuz?

“Kongremizi yaptığımızda Türkiye’nin yeni bir siyaset diline ihtiyacı olduğunu, siyasetin toplumu yorduğunu ve gerginleştiğini ifade etmiştim. Tarihin hiçbir döneminde birlik beraberlik ifadesi bu kadar itici olmamıştır. Siyasiler birlik ve beraberlikten bahsediyor ama bu toplumda karşılık bulmuyor. Çünkü söylerken bağırıyorlar. Söylerken üst perdeden söylüyorlar. Biz şevkat dilini kullanmak zorundayız. Yıllardır biz ve diğerleri deriz. İnsanları ikiye ayırırız bir Milli Görüşlüler bir de Milli Görüşlü olmayı bekleyenler. Bekleyenlere şevkat dili ile yaklaşarak nasıl ikna edebiliriz bu noktada gayret sarf ediyorum.

Bu dili Türkiye’de siyasete oturtmaya çalışıyorum. Türkiye bu siyaseti sevmiyor. İnsanların mutluluk oranlarının her geçen gün düştüğünü, antidepresan kullanımlarının arttığını, cinayetlerin arttığını, ailelerin dağıldığını görüyoruz. Türkiye’de işler iyi gitmiyor ve siyaset mekanizmasına güven azalıyor. Yeni nesil siyaset denince benden uzak dursun diyor. Sayın İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası gençlerin tepkisi siyaset kurumuna güvenmemek ve sokaklarda tırnak içinde çözüm bulabilir miyim kaygısı ile oldu.

Devlet Bahçeli’nin çağrısı ile başlayan “Terörsüz Türkiye süreci” ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

“Bu problemle alakalı bedel ödemiş bir partiyiz. Genel Başkanımız Necmettin Erbakan’ın Bingöl’de yaptığı bir konuşma sonrası partimizi kapatma gerekçeleri arasında yer aldı. Bu problemin çözümünü önemseyen bir partiyiz. Sayın Bahçeli’nin o cümleyi kullandığı ilk günden itibaren terör sorunu çözülecekse Saadet Partisi gövdesini taşın altına koymaya hazırdır dedik. Bedel ödemesi gerekiyorsa bu bedeli ödemeye hazır dedik. Bunları yapmamız için samimi bir ortamın oluşması gerekiyor. Paydaş sayısının artırılması gerekiyor. Bugün Sayın Bahçeli var, Öcalan var, DEM Partili bir kaç milletvekili dışında isim dışında ortada aktör yok.

Neler konuşulduğunu mecliste grubu olan bir siyasi partinin genel başkanı olarak bilmiyorum. Benim haberim olmadığı gibi diğer partili vekillerin de haberi yok. Geçtiğimiz hafta Pervin Buldan İtalya’da bir açıklama yaptı. Öcalan’ın serbest kalacağını söyledi ve bu sürecin de Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşüldüğünü söyledi. Bunu duyunca eyvah dedim. Önceki görüşmeler yine kapalı kapılar ardından yapıldı. O dönem kullanılan dil tekrar kullanılıyor.

Terör illetinden derhal kurtulmamız gerekir. Bizim ülkemizin dışında haritaların yeniden çizildiği, Türkiye üzerinden ve Kıbrıs üzerinden planların yapıldığı bir dönemde hala Türkiye’nin illegal terör örgütleri ile mücadelede olması kabul edilebilir değil. Masanın etrafındaki paydaşlar arttırılmalı. Şehit yakınları ve gaziler olmalı. Neler konuşulduğunu İtalya’dan, sosyal medya hesaplarından öğreneceksek süreç sağlıklı yürümez.

DEM Parti’nin İmralı ile siyasetçiler görüşün çağrısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tek çözüm mercini Öcalan olarak görürsek bu süreç yürümez. DEM Parti de bunu görüyor. Tüm oklar Öcalan’a bağlanıyor. Bunu sağlıklı bulmuyorum. Kürt vatandaşlarımızın tek temsilcisinin DEM Partiymiş gibi bir algıyı da doğru bulmuyorum.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Bunun siyasi bir dava olduğu muhakkak. Bunu bütün platformlarda dillendiriyorum. Her insan yargılanabilir, Mahmut Arıkan da siz de. Yargılamaların usulüne uygun olarak yapılması gerektiğini düşünüyorum. Elazığ Belediyesinin bir hadisesini gündeme taşıdım. Elazığ’da 1 yıl önce Beşiktaş Belediye Başkanının içeri alınmasına sebep olan firma ve ihale konusu ile ilgili suç duyurusunda bulundu. 1 Yıl boyunca hiçbir şey yapılmazken Beşiktaş Belediye Başkanının hemen tutuklanması siyasi bir operasyon olduğu düşüncesini algısını bizde güçlendiriyor.

Bir muhalefet partisi isnat edildiğine gözaltına alıyorsunuz aynı konu iktidar partisinde olunca cevap verir misiniz diye rica ediyorsunuz. Herkes yargılanabilir. Bu işin siyasete alet olmadığını gösterecek adımların iktidar tarafından atılması gerekiyor. Deprem hadisesi yaşadık. Sabah akşam bunu konuşmamız gerekiyor. Olayın çözümü ile ilgili masada İBB Başkanı yok.

AK Parti’nin kendi 28 Şubat dönemini yaşadığını söylediniz. İmamoğlu’nun anket sonuçlarına göre serbest kalacağı veya içeride kalacağına ilişkin ifade kulandınız. Hukuki anlamda vahim bir fotoğraf değil mi?

Sayın Cumhurbaşkanı tutuklandığında arkadaşlarım ile beraber sokağa çıkıp eylemler yapmıştım. Sokağın nabzını bilen birisiyim. Eşim başörtüsünden dolayı okuldan ayrılmak durumunda kalmıştı. O gün bize karşı yapılan uygulamaları en üst perdeden eleştirdik. Beraber eleştirdiğimiz arkadaşların bugün o günü hatırlatan uygulamalar yaptığını görmek beni üzüyor. Bu cümleme AK Partili arkadaşlar alınmış. Birebir aynı olduğunu ifade etmiyorum.

O gün bize hukuksuz uygulamaları yapanlara bugün hukuksuz uygulamaları yapıyoruz. O günün intikamını alır mantığına girdik ki bu adalet sistemine kabul edilebilecek bir şey değil. O kaygılarını anlatmaya çalıştım. Yeni mağdurlar oluşturmaya gerek yok. Adalet Bakanı Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu söylüyor. Ben de buna inanmak istiyorum. Türkiye’nin her yerinde mağdur gruplar oluşuyor” ifadelerini kullandı.

Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aynı süreci mi yaşıyor?

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklu olarak yargılanması, görevden el çektirilmesi bende bu kanaati oluşturuyor. İmamoğlu suçsuzdur demiyorum. İmamoğlu yolsuzluk yapmamıştır demiyorum. İktidar partisine nasıl bir uygulama yapılıyorsa muhalefet partisine de yapılmalı. Melih Gökçek hadisesi yaşadık. Parsel Parsel sattı denilen Melih Gökçek’i sessiz sedasız görevden alıp kenara alındı. Diğer belediye başkanları neden görevden alındı bilmiyoruz. Usulsüzlük olduğu iddiaları var. Neden bu isimler için tek bir dosya yok. Bunu yapınca adalet uygulamasında eşitsizlik olduğunu gördük.

Sokakta birinci gündem geçim. Ekonomi ile ilgili yol haritanız nedir?

Türkiye’de para problemi yok. Türkiye’de kaynak problemi yok. Türkiye’de paylaşım problemi var. O dönem Erbakan hoca kendi cebinden vermedi. Son 20 yılda sürekli en tepedeki insanlar mutlu ediyor. Orta direk kalmadı. Ya fakirsin ya zenginsin. AK Partililer bütün kafeler dolu diyor. Hepsini toplasan 10 milyon insan eder geri kalan 70 milyon aç. Bugün aileler ümitsiz. Okusan ne olacak diyor. 2023’te Cumhurbaşkanı balkon konuşması yaptı. Enflasyonun belini kıracağız dedi. 2 yılda ne oldu? Elimizi nereye atsak olumsuz bir tablo var” dedi.

Erken seçim istiyor musunuz? Erken seçim olacağına ilişkin öngörünüz var mı?

Erken seçim ile ilgili düşüncelerini açıklayan Arıkan, “Erken seçime Türkiye’nin ihtiyacı çok fazla. Geçmiş yapılan ziyaretlerde halkın arasında muhalefet partileri böyle rahat gezemezdi. İktidar partisine yakın insanlar bazı sözler söyleyip moralinizi bozardı. İnsanlar bir dokun bin ah işit noktasına gelmiş. Erken seçim kaçınılmaz bir seçenek. Ben de onların yerinde olsam erken seçim yapmam.

İktidar kaybedeceklerini gördükleri için son raddeye kadar kullanmak isteyecekler. 2027 Kasıma geldiklerinde biz muhalefet olarak Erken seçime girmeyiz. 2025’te varız, 2026’da varız ama 2027’de seçime gideceğiz derlerse yokuz. Bunun için muhalefetin yani bizim de oyumuza ihtiyaçları var. Bugün tartışılması gereken hususlardan biri Cumhurbaşkanının aday olamaması” dedi.

Muhalefette Cumhurbaşkanı adayı sıkıntısı var mı? Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan Cumhurbaşkanı adayı olacak mı?

“Yeni Yol grubunun önerisi şu. Sistemin tartışılması gerekiyor. Bozuk tezgahı düzeltmeden olmaz. Evliya koysan hata yapar. Türkiye Cumhuriyeti Parlamenter sistemi test etti. Türkiye Cumhuriyeti Başkanlık sistemini de test etti. Karma güçlendirilmiş bir parlamenter sistemin inşa edilmesi lazım. Haftanın 3 günü meclis çalışıyor o 3 günün bir tanesinde iktidar partisi vekilleri gelmediği için meclis tatil ediliyor.

Bu kadar sıkıntı varken neye güvenip gelmiyorlar. Mesele şu denedim yok. Bakanlık ile ilgili görüşme yapılıyor bakan gelmeye tenezzül etmiyor. Meclis açılışında sadece 1 bakan geldi. Denetleme sistemi yokken Cumhurbaşkanının kim olduğu önemli değildir. Her partinin genel başkanı doğal Cumhurbaşkanı adayıdır. Mutabakat sağlandığı takdirde siz de olabilirsiniz. Ben de olabilirim bunun bir önemi yok” dedi.

Saadet Partisi’nin kapısı ittifaklara açık mı? Süreci izleyip siyaset takip mi edeceksiniz?

Önceki dönem artık yok. Saadet Partisi Millet İttifakında mı? Cumhur İttifakında mı? diye soruyorlar. Şuan Millet İttifakı yok zaten. Cumhur İttifakı var. İkincisini yeni kurduk. Yeni Yol ittifakını kurduk. Sıkışmış bir seçmen var. Son 23 yılda iki parti var. En büyük parti kararsızların partisi. AK Parti ile CHP arasına sıkışmış olan seçmene yeni yol ortaya koydum. Önümüzdeki dönemde daha da canlandıracağız. Yeni partiler muhakkak olacak. Yeni isimler muhakkak katılacak. Seçime yakın zamanda yapılması gerekiyor. Aksi takdirde partilerin iç dinamikleri engel olabiliyor. Bunu 6’lı masada gördük.

Yeniden Refah Partisi ile görüşmeniz olacak mı?

Olacaktır

Suriye’de yaşananları ve Gazze’de yaşanan katliamları nasıl değerlendiriyorsunuz?

2024’de 13 yıl boyunca gönderilemeyen Esad 13 günde ülkeyi terk etti. Colani denilen bir isim Suriye’nin devlet başkanı oldu. AK Partili arkadaşlar meclise Şan-ı Şeref Fetih Kutlu olsun dediler. Bu hamasi cümleler hoş değil. Suriye Bağımsız bir devlet.

Emevi Camii halılarını değiştirdiğimizi dev ekranlarda gösterdik. Ama sessiz sedasız İsrail alt taraftan tepeleri aldı ve Şam’a 20 kilometre kadar yaklaştı. AK Partili arkadaşlar boş arazileri alıyor dediler. Hayretler içinde kaldım. O boş arazi dediklerini İsrail yıllardır almaya çalışıyor ve önceki hükümet müsade etmiyordu. Yeni yönetimde oralar işgal edildi ve Şam’a kadar gelindi. Suriye’nin yeni yönetimi İsrail aleyhine tek bir cümle kullanmıyor.

İsrail normal bir ülke değil. İsrail bir terör örgütü. Bu bölge için bir mikrop. Bizim de olduğumuz bölgede Büyük İsrail Devleti kurmak istediklerini saklamıyorlar. Trump geldiğinden beri aleni bir şekilde söylüyorlar. İsrail’e geçmişte Rahip Brunson meselesini çözdüm sorun olursa yine çözerim diyor. Biz bunu içeriye büyük bir kahramanlık cümlesi kullanmak durumunda kaldık.

İsrail’in Gazze’de yaptığı saldırıları önlemek için Türkiye hiçbir şey yapmıyor. Yapıyormuş gibi yapıyor. Cümle olarak üst perdeden cümleler kuruyoruz. İsrail’e en ağır hakaretleri yapıyoruz ama iş eyleme gelinde hiçbir şey yapmıyoruz. Ticaret meselesini bile bitiremedik. Biz İsrail ile ticari bitirin dedikçe böyle bir ticaret yok dediler. Daha sonra bakan yüzde 40’a düşürdük dedi. İsrail’in Gazze’yi bombaladığı jetlerin akaryakıtı Türkiye’den gidiyor. Sen bunu yaptıktan sonra Gazze’ye daha nasıl bir ihanet içinde olabilirsin. Daha nasıl kötülük yapabilirsin.

Bu yapılan ile alakalı Türkiye’nin kendine çeki düzen vermesi lazım. Bunun sebebi de ekonomi. Gazze düştükten sonra sırada Kıbrıs var. Kıbrıs düştükten sonra sırada Türkiye var. Kıbrıs’ta işler iyi gitmiyor. İsrail orada deyim yerindeyse at oynatıyor. En son Türki Cumhuriyetler Güney Kıbrıs’ı tanımak durumunda kaldılar. Bu Türkiye’yi işgalci konumuna düşürmek demek. Bizim canlarımız yaptılar. AK Saçlıların başkanı Binali Yıldırım hala tek bir cümle kullanmadı.