Küfre sahip çıkmak

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP’nin eski genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasında nezaket sınırlarının ötesinde bir dil vardı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de muhalif çizgideyken, dili ağır ve sertti. Şimdi de muhalefete karşı öyle.

Bir siyasetçi, “Zillet ittifakı” derken sözün gittiği yer o ittifaka oy verenler değil, liderleridir.

Kılıçdaroğlu Erdoğan’a ‘hırsız’ derken, oy vereni kast etmez, lideri kast eder.

Erdoğan, “Bunlar çürük ve sürtük” derken, tüm Gezi eylemlerine katılanları kast etmez, Dolmabahçe Cezmi Alem Valide Sultan Camii’ne zarar verenlerden bahseder.

Yani siyasetçilerin sözlerinden alıntı yaparak, “Millete bunu dedi” demek siyasetten başka bir şey değildir.

Bu açıklamanın ardından şu soruyu yeniden sormak istiyorum:

CHP ne yaptığının farkında mı?

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a oy veren herkese ‘gerizekalı’ diyen bir kadını onur konuğu olarak yanında oturtmuştur.

Bugün 7,5 ay ceza alan Dilruba ismindeki hadsiz kadının, Türkiye Devleti’nin ana muhalefet partisi tarafından el üzerinde tutulması açıklanabilir, sağlıklı bulunabilir bir durum değildir.

Liderler birbirine laf söyler, kötü de konuşur.

Fakat sen doğrudan millete hakaret eden bir sivil vatandaşa kucak açarsan, kendi kitleni de hakarete, zorbalığa, ahlaksızlığa teşvik edersin.

Yani sevgili dostlar: Erdoğan’ın, Özel’in Kılıçdaroğlu’nun ya da Bahçeli’nin birbirlerine söylediği sözlere sahip çıkmak ile millete söven sivil bir provokatöre sahip çıkmak arasında çok derin bir fark vardır.

Bu fark, siyasi bir fark değildir.

İnsani bir farktır.

Lütfen bu ayrımı yapın.

İnsanlara hakaret etmek, küfür etmek, değerlerine sövmek, dinine saldırmak, kişiliğine saldırmak, iftira atmak… Bunlar ifade özgürlüğü kapsamına giremez.

Yapmayın.

Bugün dünden kötü. Ama yarın elimizde

Muhteşem bir şehirde yaşıyoruz.

Kocaeli hakikaten doğanın her halini bulabildiğiniz mükemmel bir şehir.

Tek gayemiz bu kentin daha yaşanılabilir olması.

Daha ulaşılabilir, imkanlarının halka daha fazla yayılabilir olması.

Bugün Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, Servetiye Alabalık Çiftliğinde 8 bin kırmızı benekli alabalığı Kiraz Deresine saldı.

Programa bende katıldım. Gazeteden arkadaşımız İbrahim ile beraber Yuvacık Barajı’ndan yukarı tırmanırken, Kocaeli’nin ne kadar güzel bir şehir olduğundan bahsettik.

Vardığımız Servetiye Alabalık Çiftliği de öyle.

Bakir, temiz, yeşil.

Biz buraları nasıl temiz tutacağız, nasıl gelecek nesillere aktaracağız?

Çünkü bugünün dünden kötü olduğunu görüyoruz.

Bunu ancak el ele verirsek başarabiliriz.

Mesela Başiskele Belediye Başkanı Yasin Özlü, “Çocukluğumun, gençliğimin geçtiği bu derelerde balık popülasyonu o günlerde çok fazlaydı. O yıllarda elimizle balık yakalardık fakat zaman içerisinde balık popülasyonunu azaldı” diyor.

Bu nedenle yine programda konuşan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın şu sözleri de oldukça kıymetli:

“Birlikte hareket etmeliyiz, tek başımıza sonuç almamız pek de mümkün değil. Biz bir yandan körfezi temizlerken giderlere suyu kirletecek atıklar atılırsa olmaz. Sivil bir hareket gerekiyor, beraber çalışmalıyız. Muhtarlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız ve herkesten destek bekliyoruz. Topyekûn bir mücadele yapmak zorundayız. 8 bin balığı bırakmak çok sınırlı bir hareket ama nereye gittiğimizi ortaya koymak açısından çok önemli.”

İpucu

Nefret ve kin, hakikateleri gören gözleri kör eder.

Hacı Bayram-ı Veli