Meral Akşener sattı mı? Harcandı mı?
İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Cuma günü öğleden sonra Türk siyasal tarihine damga vuracak açıklamalardan birini yaptı.
Türk siyasetine yön vermek isteyen Altılı Masa, ilk toplantısını 12 Şubat 2022’de yapmıştı.
O günden bu yana masa toplandı, dağıldı, toplandı, dağıldı.
Ve Cuma günkü Akşener’in açıklamasıyla beraber artık Altılı Masa’dan söz etmek pek de mümkün değil.
Bu önemli meseleyi sanırım birkaç perspektiften değerlendirmek gerekiyor.
Başlayalım...
KILIÇDAROĞLU’NUN KATKISI YADSINAMAZ
İyi Parti’nin siyasal yükselişinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun etkisi yadsınamaz.
2018’de partinin genel seçimleri katılabilmesi adına en büyük desteği Kılıçdaroğlu verdi.
Önce İyi Parti’ye 15 milletvekilini verdi, TBMM’de grup kurmasını sağladı.
Millet İttifakı kurulduğundan bu yana geçen süreçte CHP’nin bütün belediye başkanları, il başkanları, ilçe başkanları İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve İyi Partililere çok hürmet gösterdi.
CHP’li başkanlar Meral Akşener’e adeta kurşun askerlik yaptı.
O hangi kente gittiyse Kocaeli dahil, herkes emir eri gibi peşinden koşturdu.
CHP örgütleri de CHP’li belediye başkanları da İyi Parti’yi el üstünde tuttu.
Hatta bir dönem kentte dönemin CHP İzmit İlçe Başkanı Hakan Çakar’ın CHP’li İzmit Belediyesinde bazı işleri çözdüremediği ancak dönemin İyi Parti İzmit İlçe Başkanı Pelin Coştur Filiz’in belediyedeki hareket alanının çok daha geniş olduğu yazıldı, çizildi.
İyi Parti’yi büyüten faktörlerden biri de CHP’nin yayın organlarıydı.
Tele 1’i, KRT’si, FOX’u her zaman İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e kucak açtı.
Kendini ifade etme fırsatı sundu.
İyi Parti bir nevi CHP’nin tüm cephaneliğini kullandı ve bugünlere ulaşmasında CHP’den müthiş bir şekilde istifade etti.
Bu anlattıklarım reddedilemez, ya öyle değil böyle aslında denilemez gerçekler.
PEKİ BABASINI HAYRINA MI YAPTI?
Peki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İyi Parti’ye babasının hayrına mı yol verdi?
Hayır, yüz binkere hayır.
Kemal bey tüm bu imkanları sadece, ‘demokrat’ olduğu için yapmadı.
Kemal bey de İyi Parti’yi kullandı.
Cumhurbaşkanlığı sisteminde Kemal beyin yeni CHP’sinin HDP’yle birlik olsa dahi seçilmeye yeter sayıya ulaşması imkansızdı.
‘Birlikte sallayanların’ kazanması için bir başka bir güçlü aktöre daha ihtiyaç vardı.
O aktör de Meral Akşener’in potansiyeli olan İyi Parti’ydi.
Çünkü İyi Parti hem AK Parti hem de MHP seçmenine hitap ediyordu.
İkyidarı zayıflatmak için ondan iyi bir partner bulunamazdı.
Bu sebeple Kemal bey İyi Parti’ye verdi de verdi.
Kiminin parası kiminin duası derler ya, İyi Parti’nin de adı ve duruşu CHP için yeterliydi.
Yanlarında olsa yeterdi.
Yani CHP’liler kusura bakmasın, burada yediği kaba pislemek yok, bir kazan-kazan ilişkisi vardı.
Geldiğimiz noktada Meral Akşener’in sadece, “Satan taraf” olarak nitelendirmek, sadece koyu bir CHP’li bakış açısı olabilir.
28 NİSAN 2022’DE YAZMIŞTIM
Tarihler 27 Nisan Çarşamba 2022.
İyi Parti’nin kentimizdeki ağır toplarından, Genel İdare Kurulu üyesi Cumali Durmuş çok önemli bir basın toplantısı düzenledi.
Kentteki bazı gazetecilerin katıldığı bu toplantının davetlisiydim.
Cumali Durmuş toplantıda aynen şunları söyledi:
“Ben Kemal Kılıçdaroğlu’nun üslubunu doğru bulmuyorum. Seçimlere muhalefet olarak tek adayla girilmeli. Toplumu kucaklayacak, belli ilkeler etrafında beraberlik sağlayacak bir aday olmalı. Sayın Kılıçdaroğlu çok ciddi mesafeler aldı. Ancak bana göre muhalefetin adayı olmaya uygun değil.”
Hani diyorlar ya, “Meral hanım madem Kılıçdaroğlu’nun adaylığını istemiyordu. Neden bu zamana kadar bekledi” diye.
Ben de Cumali Durmuş’un bu toplantısının ardından En Kocaeli’de “Demek ki artık mızrak çuvala sığmıyor” başlıklı bir köşe yazısı yazmıştım.
Ve o yazıda şunları söylemişim:
“Cumali Durmuş konuşuyorsa ben onun bu kentte söylediğini “Genel merkezin sesi” olarak kabul ederim.
Cumali Durmuş CHP’yi bu kadar eleştiriyorsa, genel merkezde de bu fikirlerin hakim olduğunu düşünürüm.
Demek ki mızrak çuvala sığmıyor.
...
Ve İyi Parti ile CHP arasındaki bu fikir ayrılıkları derinleşirse, genel seçimlere kadar çok daha farklı bir siyasi manzarayla karşılaşabiliriz fikrine kapıldım ben Cumali Durmuş’un anlattıklarından.”
Yani şuna getireceğim, İyi Parti Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına bir yılı aşkın süredir karşı çıkıyor.
Ve bunu GİK üyeleriyle, tüm kentlerde bağıra bağıra dile getirdiler.
Peki bu zamana kadar nasıl kimse bu sesi duymadı?
Bence yeterince duydu da örtbas edildi.
NOTER MASASI MESELESİ
İyi Partililerin Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı olduğunu 1 yıldır şahsen ben biliyorum.
Ve Noter Masası meselesine geçmeden önce İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in bugünkü açıklamalarını bir hatırlayalım.
Akşener:
“O güne kadar hiçbir şekilde Kemal Bey ya da başkası cumhurbaşkanı adayı ismi konuşulmamıştı. O gün masaya oturduk. Baktım ki benim dışımdaki herkesle Sayın Kılıçdaroğlu'nun adaylığı görüşülmüş, anlaşılmış.
Söz en son bana gelene kadar herkes Kemal Bey'in adaylığını dile getirdi. Bana söz gelince 'Bizim anketlerde Yavaş ve İmamoğlu çıkıyor. Ama isterseniz bir kamuoyu araştırması yapalım ona göre hareket edelim' dedim. Kılıçdaroğlu kabul etmedi bu önerime hiddetlenip ayağa kalktı.
Kendi adaylığının bugün ortak bir yazılı açıklamayla duyurulmasını talep etti. Ben de partime sormadan böyle bir karar veremem dedim. "Siz imzalamayın o zaman biz imzalarız duyururuz deyince ben masadan kalkayım o halde dedim. Siz bilirsiniz dedi” diyor.
Meral Akşener yalan söylemiyorsa ki, bu yalan söyleyebileceği bir mesele değil.
Ben buradan şunu çıkarıyorum.
Adayın açıklanmasının bu kadar geç zamana bırakılmasından, bugüne dek hiç liderlerin arasında bu konuyu konuşmamasından görüyor ve anlıyorum ki; tamamen İyi Parti’yi sıkıştırmak adına yapılmış bir hamleydi.
Sonuçta Altılı Masa, yanına oy oranları çok düşük sağ partileri de yanına almış ve ‘toplumsal muhalefet’ algısı oturtmuştu.
Yani belli bir saatten sonra Altılı Masa’yı kim ne şartta, nasıl dağıtırsa dağıtsın tüm vebal onun üzerine kalacaktı.
Seçime iki ay kala Kılıçdaroğlu’nun adaylığı açıklanacak, İyi Parti itiraz edecek, Meral Akşener satan taraf ilan edilecek, Akşener’in arkasındaki muhalif kesim de koparılacak ve sandıkta Kemal beyin tarafına geçecekti.
Bu senaryo da aynen uygulanmaya kondu.
Ve evet masa bu haliyle gerçekten de bir Noter masasına dönüştü.
Kılıçdaroğlu’na böyle bir kriz lazımdı ki toplumda daha fazla kabul görsün.
O kriz de anladığım kadarıyla İyi Parti harcanarak çıkarıldı.
Müthiş bir siyasi mühendislik, tebrik ediyorum.
Yine de rahmetli Süleyman Demirel’in, “Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir” sözlerini hatırlatmadan edemiyorum...