Muhip Kanko: Vatandaşın alın teri faiz lobisine aktarılıyor
CHP Kocaeli Milletvekili Muhip Kanko, yüksek faiz politikasını eleştirdi. Kanko açıklamasında, “AKP, kredi kartı ve kredi faizlerindeki yüksek faiz politikası ile dar gelirli vatandaşın alın terini bankalara ve faiz lobisine aktarıyor" dedi.
CHP Kocaeli Milletvekili Mühip Kanko, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i yüksek faizler konusunda uyardı. Vatandaşların kredi ve kredi kartı borcunu ödeme noktasında yaşadığı sorunlara değinen Kanko, konu ile ilgili acilen düzenleme yapılmasını istedi.
“ALIN TERİ BANKALARA AKTARILIYOR”
İşte Muhip Kanko’nun açıklamasının tamamı: “Hükümet, bankalara ve faiz lobisine çalışıyor. AKP hükümeti, kredi kartı ve kredi faizlerindeki yüksek faiz politikası ile dar gelirli vatandaşın alın terini bankalara ve faiz lobisine aktarıyor. Hükümetin yüksek faiz politikası yüzünden yılbaşından bu yana batık kredi kartı borçlarında yüzde 96.1, batık bireysel kredi borçlarında ise yüzde 27 oranında artış oldu.
“DÜZENLEME GEREKLİ”
Son dönemlerde hükümet tarafından astronomik oranlarda artırılan kredi kartı ve kredi faiz oranları, dar gelirli vatandaşlarımız için büyük bir mali yük haline gelmiştir. Vatandaşın zorunlu olarak kullanmakta olduğu kredi kartı ve tüketici kredilerindeki yüksek faizlerle ilgili acilen bir düzenleme yapılması gerekiyor.
“MALİ YÜK HALİNE GELDİ”
22 yıldır iktidarda olan AKP hükümetleri ekonomik beceriksizliğin bedelini dar gelirli vatandaşlara ödeterek, sosyal adalet dengesini bozarak, vatandaşı borç bataklığına sürüklemektedir. Son dönemlerde hükümet tarafından astronomik oranlarda artırılan kredi kartı ve kredi faizleri, dar gelirli vatandaşlarımız için büyük bir mali yük haline gelmiştir.
“CİDDİ SORUNLARA YOL AÇIYOR”
Hükümetin uyguladığı ekonomik politikaların bedelini vatandaşlarımıza faiz yükü olarak yansıtması, faiz lobisini ve bankaları güçlendirdiği gibi toplumun geniş kesimlerini borç bataklığına sürüklemektedir. Bankalar ve faiz lobileri milyarlarca lira kar elde ederken bu durum dar gelirli vatandaşa olumsuz yansımakta, sosyal adalet ve ekonomik istikrar açısından ciddi sorunlara yol açmaktadır.
“YAŞAM KALİTESİ DÜŞÜYOR”
Temel ihtiyaçlarını karşılamak için kredi kartı ve tüketici kredisi kullanmak zorunda kalan dar gelirli vatandaş, yüksek faiz oranları karşısında borçlarını ödeyemez hale gelmektedir. Borçların artması, aile bütçelerinde büyük gedikler açmakta ve yaşam kalitesini düşürmektedir.
“SOSYAL HUZURSUZLUK”
Faiz oranlarının yükselmesi, yalnızca bireysel ekonomik sorunlara yol açmakla kalmamakta, aynı zamanda makroekonomik dengeleri de olumsuz etkilemektedir. Artan borç yükü, tüketici harcamalarını azaltmakta ve ekonomik büyümeyi yavaşlatmaktadır. Bu kısır döngü, uzun vadede ekonomik durgunluğa ve işsizliğe yol açtığı gibi sosyal huzursuzlukları artıracaktır.
'YENİDEN YAPILANDIRMAYA GİDİLMELİ'
Kredi kartı ve kredi faizlerinin yükselmesiyle mücadele etmek ve vatandaşları borç bataklığından kurtarmak için hükümet kredi kartı borçlarında ve tüketici kredilerinde yeniden yapılandırmaya gitmelidir. Dar gelirli vatandaşların mevcut borçlarının yeniden yapılandırılması, ödeme koşullarının hafifletilmesi ve faiz oranlarının düşürülmesi sağlanmalıdır. Bu tür düzenlemeler, borçlu vatandaşların bir nebze olsa nefes almasını sağlayacaktır.
“492 MİLYAR LİRA ARTTI”
Tüketicilerin bankalara olan borçları 2024 yılı başından bu yana 492 milyar lira (yüzde 18,1 oranında) arttı. Bu dönemde bireysel kredilerin bakiyesi 198 milyar lira kredi kartı borç bakiyesi ise 295 milyar lira artış kaydetti. Yılbaşından bu yana batık kredi kartı borçlarında yüzde 96.1, batık bireysel kredi borçlarında ise yüzde 27 oranında artış oldu.
'ADİL VE DENGELİ OLMALI'
Faiz oranlarında yaşanan yüksek seyir ve yüksek enflasyon vatandaşların borçlarını geri ödemelerini zorlaştırıyor. Hükümetin, faiz oranlarını düşürmek, borç yapılandırma programları oluşturmak ve sosyal destek programlarını genişletmek gibi önlemlerle vatandaşları borç bataklığından kurtarması gerekmektedir. Ekonomik politikaların, toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde adil ve dengeli bir biçimde uygulanması, uzun vadeli ekonomik istikrar ve sosyal huzur için elzemdir.”