Muhteşemdi, ders diye okutulması gereken bir adam: Cihat Yaycı

Türk Ocakları Kocaeli Şubesi, Cumartesi günü muhteşem bir programa imza attı.

Mavi Vatan Doktrinini oluşturan, Türkiye’nin Libya ile yaptığı, Avrupa ve Amerika’yı çok rahatsız eden anlaşmanın metnini yazan Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, Kocaeli Ticaret Odasındaki programda sevenleriyle buluştu.

Cihat Yaycı, benim uzun zamandan bu yana sosyal medyadan takip ettiğim, saygı duyduğum, fikirleri siyasi bağlamdan uzak, gerçeklikler üzerine kurulu olan bir isim.

Aynı zamanda babam Süleyman Çalışkan ile Gölcük Tersanesi'nden tanışıklıkları var. Biz de babamla birlikte cumartesi günü Cihat hocayı dinlemeye gittik.

Öncelikle Türk Ocakları Kocaeli Şube Başkanı Ali Yıldız’ı, program davetiyesini bırakmak için kurumumuza kadar gelen sevgili Tuğrul Gök’ü ve Türk Ocakları Kocaeli Şubesi Yönetimini Cihat Yaycı hocanın, “Ortadoğu’daki Gelişmeler ve Türkiye’nin Geleceği” konferansı nedeniyle kutluyorum.

Salonda bir kere çok ciddi bir genç kitlesi vardı. Bu nedenle ayrıca mutlu oldum. Çünkü Cihat Yaycı, Türkiye’nin dış politikasında ve karşı karşıya olduğu tehlikelere ilişkin, son derece tarafsız ve somut belgelere dayanan bilgilendirmeler yapıyor.

Ülkemizi saran ateş çemberini, siyasete hiç dalmadan yapıyor.

Tabi ufak bir eleştiri de araya sıkıştırıyor.

Diyor ki Cihat hoca, “Dış politika, iç siyaset malzemesi yapılmaz. Dış politikada hedeflere giden yöntemler değişir fakat hedefler değiştirilmez.”

Bu dip not çok önemli.

Konuyu şöyle açalım:

Örneğin Yunanistan’ın Megali İdea hedefi var değil mi… 1790 yılında oluşturulmuş bir doktrin bu. Cihat hoca bundan anlattı ve gözümüzü açmak için şunları söyledi:

1790’da oluşturulan Megali İdea’da, “Batı Trakya Türklerden arındırılacak deniyordu, arındırıldı. Adalar Denizi (Ege Denizi) adaları Yunanistan’a bağlanacaktı, bağlandı. Menteşe Adası Yunanistan’a bağlanacaktı, bağlandı.”

Bunlar Megali İdea Doktrininin gerçekleşen adımları.

Peki planda daha neler var? Sayalım:

Kıbrıs adasının Yunanistan’a bağlanması. Bunun için uğraşıyorlar mı? Evet, uğraşıyorlar.

Trabzon’da Pontus Rum Devleti’nin kurulması. Patrikhane üzerinden bir Pontusçuluk yapıyorlar mı? Evet yapıyorlar. 1919 ve 1922 yılında Pontus çeteleri kurmuşlardı. Hatırlayın.

Şu an somut bir Batı Anadolu’nun ve Gökçeada ile Bozcaada’nın Yunanistan’a bağlanması maddeleri de var Megali İdea Doktirininde.

Son madde ise İstanbul’un yeniden ele geçirilmesi.

Sevgili Cihat Yaycı, özellikle şu noktanın altını çiziyor: Devletler için 100 yıl çok kısa bir zaman dilimidir. Hedefler aynıdır, değişmez.

Yine Cihat Yaycı’dan öğrendiğim çok önemli bir detay daha aktarmak istiyorum.

Filistin’deki mücadeleyi tüm halk sürdürüyor. El Kassam Tugayları da Hamas’ın askeri kolu olarak başı çekiyor. Fakat ben bu mücadeleyi tümden bir Hamas mücadelesi olarak ifade ediyordum. Cihat Yaycı’nın Hamas’ın kurucusu 6 isimden 4’üyle ilgili verdiği bilgileri dinledikten sonra, Gazze’deki direniş destanını direkt Hamas’a mal etmek doğru bir yaklaşım değilmiş.

Şunu da ifade edeyim: Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın net bir şekilde İsrail piyonu olduğunu düşünüyordum ve bunu bit TV programımda da ifade etmiştim. Bu düşüncemi perçinleyecek bilgiyi Cihat Yaycı verdi. Türkiye, 2020 yılında hazırladığı bir uluslararası anlaşmayla Gazze üzerinden Filistin’le deniz komşusu olacakmış. Ancak özenle hazırlanan bu anlaşmayı bilin bakalım kim imzalamamış? Mahmud Abbas! Yorumu sizde…!

Cihat Yaycı’nın en dikkat çekici söylemleri ise yine İsrail’le ilgili olanlardı. Türkiye’de Arzu Mevud yani Vaadedilmiş Topraklar olayını dillendirdikçe, insanların bu söylemi yeterince ciddiye almadığından, abartıyorsunuz demesinden bahsetti. Hâlbuki ki ben de kendisinden öğrendim: İsrail’de “Kudüs ve Vaadedilmiş Topraklar Bakanlığı” varmış. Olayın ciddiyetini iyi kavramak gerek. Bize hikaye gibi geliyor bazen ama Cihat Yaycı’nın da dediği gibi, devletlerin hedefleri değişmiyor.

Son olarak Gazze’deki savaş dahil Türkiye’nin neden hedefte olduğunu Cihat Yaycı 6 madde ile özetliyor. O 6 maddeyi de sizinle paylaşarak yazıyı tamamlamak istiyorum:

1 Ekim 2023: Suriye’nin kuzeyinden gelen terör örgütü PKK/YPG üyeleri İçişleri Bakanlığına yönelik saldırı girişiminde bulundu.

5 Ekim 2023: Suriye’ye yönelik askeri harekat sırasında ABD güçleri Türkiye’ye ait ANKA-S SİHA aracını düşürdü.

9 Ekim 2023: Amerikan Uçak Gemisi görev grubu bünyesindeki USS Gerald R. Ford Uçak Demisi “Gambot Diplomasisi” uygulayarak Sevilla Üniversitesi haritasındaki Türkiye Yunanistan sözde sınırı üzerinde ve Abdülhamit Sondaj Gemimizin 5 mil uzağına demirlemiş ve kalmıştır.

14 Ekim 2023: ABD Başkanı Biden, “Türkiye Suriye’deki faaliyetleriyle ABD ulusal güvenliğine olağanüstü bir tehdittir” demiştir.

15 Ekim 2023: Gazze’dei durum nedeniyle Mısır, Ürdün, Katar, Bahreyn, Suudi Arabistan ve BAE’yi ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Blinken, Türkiye’yi muhatap almamıştır.

29 Ekim 2023: PKK’nın Suriye’nin kuzeyinde ilan ettiği sözde “Rojova Özerk Cumhuriyeti” tarafından Türkiye’nin bazı bölgelerini de içeren sözde Kürdistan haritası yayınlandı.

Haydi siyasi partiler! Birleşin ve bu işi çözelim

Bilindiği üzere İstanbul’da, deprem riski nedeniyle konutların dönüştürülmesi adına Yarısı Bizden kampanyası başlatıldı.

Kocaeli Müteahhitler Birliği Başkanı Oğuzhan Keleş, bugün çok önemli bir açıklama yaparak bu konuya değindi. İnsanlar, “Müteahhitler de bu kampanyadan faydalanmak istiyor” diye düşünse de, meselenin özünü kaçırmamak lazım.

Kocaeli, deprem bölgesi mi? Evet.

Kentimizde riskli yapı stoğu var mı? Evet.

Kentsel dönüşüme ihtiyacımız var mı? Evet.

O zaman Yarısı Bizden kampanyasının Kocaeli’yi de kapsaması gerekmez mi? Evet.

Peki bu nasıl olacak?

Kocaeli’nin tüm siyasi partileri, belediye yönetimleri birleşirse olur.

Hep bir elden, “Biz deprem bölgesiyiz, bizim de kentsel dönüşüm projelerine entegre olmamız lazım. Deprem siyaset üstü bir konudur” diyerek birlikte hareket edilmeli.

Sayın Oğuzhan Keleş’in yaptığı vurgu da bu aslında.

Yarın, çok geç olmasın.

Kentsel dönüşümde bu kentin önünü açarsak, sen, ben, eşin, dostun, akraban, herkes kazanacak.

İpucu

Artık yeni hiçbir şey yok . İcat edilebilecek her şey icat edildi.

(Charles Duell – Amerikan Patent Dairesi Başkanı, 1899)