Ne eksikti?
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Gebze’de gerçekleştirdiği Emek Mitinginin ana konu başlığı “Geçinemiyoruz” sloganıydı.
Fakat Sayın Özel, “Geçinemiyoruz” sloganının altını konuşmasında dolduramadı.
Özel’in konuşmasını dinlediğimde bende daha çok, “Siyasi bir miting” havası uyandırdı.
Oysa ki, “Geçinemiyoruz” deniyorsa, ortaya bir matematik koyarak insanları ikna edici vurgularla konuşma yapmalı.
Evet, Özgür Özel ufak bir maaş hesabı yaptı. Evet, AK Parti iktidara geldiğinde emekli maaşının bir buçuk asgari ücretken şimdi 0,6 asgari ücrete denk geldiğini söyledi.
Fakat ben daha vurucu bir matematikten bahsediyorum.
Mesela bir partili görevlendirilip, 4 kişilik bir ailenin mutfak masrafı kalem kalem çıkarılabilir, bu hesap Özgür Özel tarafından kürsüden açıklanabilirdi.
Evine iki asgari ücret giren ve kirada oturan bir ailenin, nasıl geçindiği rakamlarla açıklanabilirdi.
Çiftçinin mazot ve gübre maliyetleri, karşılığında elde ettiği kazanç tane tane anlatılabilirdi.
Farklı farklı esnafların girdi maliyeti ile çıktı maliyeti uzmanlar tarafından hesaplanıp, mitinge bambaşka bir atmosfer katılabilirdi.
CHP Lideri Özel, bunun yerine hepimizin duymaya alıştığı yüksek perdeli ekonomi eleştirileri yaptı.
Slogan gibi konuştu.
Oysa bu bir seçim mitingi değildi.
Kendini çok daha etkili bir şekilde ifade edebilirdi.
SAYI HEDEFİ TUTTURULAMADI
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, bundan 5 gün önce Gebze’de basın toplantısı düzenledi.
Miting için bir sayı hedefi koyan Ulaş Karasu, “Emek Mitingimize 50 bin katılım bekliyoruz” demişti.
Fakat resmi emniyet rakamları 10 bin olarak geldi.
CHP mitingde hedeflediği sayının yakınına bile yaklaşamadı.
Evet, belki mitingin özellikle elektrik zammının ardından yapılması psikolojik olarak “amacına ulaştı” yorumunu yaptırsa da, ben CHP’nin tam da istediğini alabildiğini düşünmüyorum.
İMAMOĞLU YOKTU
CHP’nin Gebze mitingine en yoğun katılım Bursa ve İstanbul’dan olduğunu söylüyor alandaki arkadaşlarım. Kocaeli’ye kıyasla çok daha fazla, farklı şehirlerden pankartların alanda olduğu ifade edildi.
Bir diğer önemli detay, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun mitinge katılmamasıydı.
Herhalde İmamoğlu’na yakın bazı İstanbul’un ilçe belediye başkanları da mitinge pek destek vermedi.
Bunu incelemek CHP’nin yöneticilerine düşer.
BİR BAŞIBOŞLUK VARDI
Dün basın mensuplarının mitingdeki çalışma zorluğundan bahsetmiştim.
CHP’nin mitinginde bir organizasyon bozukluğu olduğunu aktarıyor arkadaşlar.
Ne bir karşılama, ne bir çalışmak için gölge alan, ne de doğru düzgün bir su ikram.
Bir başıboşluk, bir ciddiyetsizlik varmış.
Ders çıkarılmalı, aynı hatalar tekrarlanmamalı.
DAHA SIKI ÖNLEMLER ALINMALI
Bu arada şunu da eklemeliyim.
Emniyet güçlerimiz sağ olsun, çok ciddi bir mesai harcıyorlar.
Özellikle miting günleri çok yoruluyorlar.
Fakat muhalefet mitinglerinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mitinglerine kıyasla bir nebze daha güvenlikle ilgili esnek davranıldığını gözlemliyorum.
Hele ki böyle bir kaotik süreçte, bu meseleye çok daha dikkat edilmeli diye düşünüyorum.
Muharrem İnce feraseti
Biliyorsunuz, Türk Ordusu uzun zamandan bu yana sınırötesi operasyonlarını sürdürüyor.
Bu nedenle de Suriye’de.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin MOSSAD’la yakın ilişkileri nedeniyle, “Ajan” olarak nitelendirdiği Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, beni hiç de şaşırtmayan bir açıklama yaptı.
Türk Ordusunun Suriye’de PKK/YPG terör örgütüne karşı verdiği mücadeleyi yok sayarak, meseleyi yalnızca sığınmacı perspektifinden okuyan Ümit Özdağ, Türk Ordusunun Suriye’den çekilmesi gerektiğini söyledi.
Ümit Özdağ’ın maksatlı olarak yaptığı bu bedbaht açıklamalara karşı, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin feraseti der, susarım.
Ne dedi bugün Muharrem İnce?
“Irak’la görüştükten sonra Esad’la da görüşebilirim deyince çarşıyı karıştırmak isteyenler ortaya çıktı. Havada CIA ve MOSSAD kokusu var. Dikkatli olmamız lazım.”
Aslında olay bu kadar basit.
İpucu
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az.